Resim ve özgürlük
Resim, bütün duyularımıza hitap eden, duymamızı ve duyarlılığımızı sağlayan çok önemli bir sanatsal faaliyettir. Resim sayesinde, insanı, hayatı ve doğayı bütün unsurlarıyla ve özellikleriyle duyumsayarak ve duyarlılaşarak tecrübe ederiz. Resimde, özgürlüğü bütün boyutlarıyla görürüz. Düşünmenin, yaratmanın, seçmenin ve ifade etmenin özgürlüğünü resim sanatında görebiliriz. Resim sanatında özgürlüğün bütünüyle ortaya çıkması, insanın ve doğanın resme özgürce yansıtılmış olmasından kaynaklanmaktadır.
Her resim, bizimle konuşmaktadır.
Resimle yapmış olduğumuz diyalog ve
iletişim aslında insanı ve doğayı çözme,
anlama ve tecrübe etme girişimidir. Resim, bizi korkuya değil, özgürlüğe çağırmaktadır.
Resim ve özgürlük arasındaki ilişkiden korkanlar, resim sanatını
değersizleştirmeye ve önemsizleştirmeye çalışan köhne ve yoz saplantılı ve ilkel güruhlardır.Resim, özgürlüktür. Resimden
korkan ve ona müdahale edenler, aslında özgürlüğe ve insana müdahale
etmektedirler.
Sanat eseri olarak bir resmi alımlamak
için sahici bir idrak düzeyine ihtiyaç vardır. Kapalı ve katı bir zihne sahip
olanlar, resim sanatını idrak edemezler. Ressam, bir eseri yaparken üzerinde çalıştığı konuyu alımlar, kavrar ve
değerlendirir. Konusunu idrak eden ressam, o konuya uygun malzemeyi ve tekniği kullanır. Ressam,
üzerinde çalıştığı insana veya doğaya
ait konunun bütün unsurlarını detaylı
bir şekilde kavrar ve değerlendirir. Ressam, yaptığı
resmin bütün aşamalarında sürekli bir
kavrama ve değerlendirme süreci
içindedir. Resme bakan seyircide sadece bakmakla yetinmez. Resme bakarken
sürekli olarak kavrama ve değerlendirme içinde oluruz. Bir resim, sadece haz
almamıza yarayan bir eser değildir. Bir
resim, bize haz aldırabilir, keyif verebilir,
üzebilir, düşündürtebilir, sarsabilir ve değiştirebilir. Resim, sarsılmaz kabullerin ötesinde
dünyalar olduğunu görmek için yaratıcı bir imkan durumundadır.
Resim, insanı ve doğayı yeniden insan
eliyle ve insan gözüyle görmemizi sağlayan bir ayna sunmaktadır. Usta
ressamların ellerinden çıkan resimlerde
gördüğümüz güneş, yıldızlar, ağaçlar, insanlar,
hayvanlar, dağlar, tepeler,
denizler, sokaklar, kadınlar, çocuklar kısacası canlı ve cansız varlıklar,
gerçekliği insan elinden çıkmış şekliyle insan gözüyle görmemizi
sağlamaktadir. Resim sanatının değeri, gerçekliği birebir taklit etmesinden
değil, insanı ve doğayı insan
eliyle ve gözüyle duyumsamamızı ve
görmemizi sağlamasından kaynaklanmaktadır.
Resim, insanda ve doğada tek bir
varoluşun ötesinde sınırsız düzeyde varoluş imkanlarının mümkün
olduğunu gösteren özgür bir yaratma faaliyetidir. Resim ve sanat doğmatik
değildir. İnsanı, hayatı ve doğayı tek bir kalıba sokmaz ve dondurmaz. Resim ve
sanat, hayata giden yolları ve kapıları kapatmaz. Resim, insana ve doğaya giden
yolların hep açık olduğunu gösteren bir sanattır. Resimde ve sanatta yaratıcılık kapıları hiçbir şekilde kapalı değildir. Resim, bitmeyen bir cehdle
insanın ve doğanın gene insan tarafından
sürekli olarak düşlenebileceğini,
dokunulabileceğini ve
değiştirilebileceğini tecrübe etmemizi sağlayan yaratıcı
bir faaliyettir. Resim, insanın faal bir düş ve düşünce gücüyle hayatta
işbaşında olmasını gerektirmektedir.
Resim, insana ve doğaya bakarak
gerçekleştirilen insani bir yaratma faaliyetidir. Bir resmin her tarafı, özel,
özgün ve yaratıcı bir çalışmanın sonucunda
oluşturulmuştur. Resim, insanın, hayatın, bedenin ve doğanın güzelliğine
ilgi duyanların kavradığı derin bir
sanat faaliyetidir. İnsanın ve doğanın güzelliğine ilgi duymayan anlayışlar,
resimle birlikte hayatı, insanı ve doğayı aşağılamışlardır. Resim hakkında bir
bilince sahip olmadan sanat hakkında bir bilince sahip olmak imkansızlık
düzeyinde zordur.Hiçbir korkuya kapılmadan resim başta olmak üzere bütün sanat
dallarının hayatlarımıza getireceği güzelliklere kapıları sonuna kadar açmak
lazımdır.