Dolar (USD)
34.49
Euro (EUR)
36.24
Gram Altın
2959.07
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Nisan 2023

​Reis'in sözü ve bürokratik oligarşi

Geçtiğimiz gün bir canlı yayın esnasında bütün Türkiye'yi hatta dost ülke halklarını da derin bir tedirginliğe sevk eden hadiseyi hatırlıyorsunuz:

Cumhurbaşkanı Sayın R. Tayyip Erdoğan program esnasında fenalaşmış, televizyon kanalı da canlı yayını kesip reklam girmişti.

O esnada sordular: Hocam ne oldu, neden oldu?

Soranlara dedim ki;

Bir ülkede kendilerine görev verdiğiniz bürokratlar, siyasetçiler görevlerini tam olarak yapmazlar ise ve Recep Tayyip Erdoğan gibi çok ciddi ve bağlayıcı hassasiyetleri olan bir lider iş başında ise o sorumsuz bürokratların da yerine kendisi yorulur. Bu yorgunluğa hiçbir can dayanamaz ve bu akşam yaşanan da tam olarak budur.

İşini bihakkın yapan bürokratları ayrı tutarak;

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bu kadar yorulması, yorgunluktan kaynaklı rahatsızlıklar geçirmesi, hep bu sorumsuzların yarım bıraktıkları işleri bizzat kendisinin yapmasından kaynaklanıyor. Yani neredeyse esnaf denetimini bile Reis-i Cumhura bırakacak kadar çapsız bürokratların yükünü de kendisi yükleniyor.

Diyeceksiniz ki o zaman bu tür bürokratları alsın görevden!

Haklısınız, lakin gelen gideni aratmasa idi iş kolaydı. Çünkü “en iyisi” diye önerdiğimiz bir bürokratın göreve geldikten sonra adeta referans olan kişi ya da kişileri mahcup etmek için elinden gelen çabayı ihmal etmediklerinin şahidleriyiz. Dolayısıyla al birini çarp ötekine.

Bunu neden anlatıyorum?

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan sözleşmeli personeli kadroya geçirerek çok dualar aldı. Memurlar, eğitimciler için de, “kadrolu memurların bütün haklarından yararlanacaklar…” demişlerdi. Ama gelin görün ki bu hantal, bahaneci bürokrasi Cumhurbaşkanımızın bu sözünü yer çalmak için bin dereden su getiriyor.

Oysa açıklama gayet net:

“Kadrolu olanların bütün haklarından yararlanacaklar…”

Peki,

Bürokrasi ne diyor?

Şimdi değil!

Ne zaman?

Dört yıl sonra.

Neden?

Öyle işte…

Yazıktır! Tek kelime ile yazıktır.

Bu kadar süre aileler parçalanacak, görev yerlerini kendi şehirlerine almak isteyen dünya kadar eğitimci, memur olacak ama siz buna (bilmediğimiz bir hinlik de olabilir) sırf zaman ayırıp yorulmamak için “olmaaaz!” diyorsunuz.

Asıl olmayan o koltuklarda oturmaları iken olabilene olmaz diyorlar, seçim öncesi yüzbinlerce insanı perişan vaziyette bırakarak.

En hassas olduğumuz husus aile birliği olmasına rağmen aileler parçalanıyor, çocuklar, bebeler anne ya da babadan ayrı büyüyor beyler!

Siz bu durumda öğretmenlerden, memurlardan performans bekliyorsunuz değil mi?

Aranızda hiç mi pedagojiden, psikolojiden, ailesinden ayrı kalmanın yarattığı tahribattan anlayan çıkmadı?

Bu çalışanlar işe, eğitimciler sınıfa girerken çok mu rahat çalışabiliyor, ders verebiliyorlar?

Ülkenin eğitim alanındaki başarısızlığında sizin gibi yerinden kalkamayacak kadar hantal olan bürokratların payı az mı?

Kardeşim bu ülkenin Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan açıkladı:

Kadroya alınan memurlar önceden kadrolu olan memurlardan farklı olmayacaklar, demişse olay bitmiştir. Te’vil adı altında tağyire başvurmayın.

Ve bahane değil, çare bulun çare.

Seçim öncesi bu konuda çalışmalar başlatılarak Reis’in sözüne uygun bir şekilde aile dramına son vermek gerek. Öğretmen-memur sizden haber bekliyor. Yaz tatili geldi, sonbaharda herkes ailesine kavuşmalı.

Biz de mağdur kardeşlerimizin yanındayız ve bu konunun takipçisi olacağız inşaallah.