Reis Bey
Türkiye'de her alanda büyük gelişmeler görülüyor. Bunu hazmedemeyen nasipsizlerin halkımızı tehdit etmesi, "Evet"çileri 17 Nisan'da 'denize dökmek'ten bahsetmesi boşuna değildir. Zira zıvanadan çıkan, akıllarını yitiren bu adamlar için "deniz bitiyor". Ne yapacaklarını şaşırdılar, sonucu şimdiden gördüler, paniğe kapıldılar ve halkı tehdit etmeye başladılar. Bre nadanlar! İzmir'de denize dökülenler yurdumuzu işgal eden düşman kuvvetleriydi. Bugün ise o dış emperyalist güçlerle iş tutanlar içerimizdeki terörist hainlerdir. Bunu herkes görüyor da, siz niçin göremiyorsunuz? Ama insanın basireti bağlanırsa elbette hiçbir şeyi görmez. Merak etmeyin, 16 Nisan'da sizin istemediğiniz sonuç çıkacak ve siz her zaman olduğu gibi bu ülkede huzurla yaşayacaksınız.
"Kalkınma her alandau2026" diyorum. Doğrudur. Sanatta da adalet hükümferma olmaya başladı. Bir zamanlar, Şehir ve Devlet Tiyatroları'nda İslamu00ee kimliği olduğu için, çok güçlü eserleri olduğu halde oyunları sahnelenmeyen Necip Fazıl Kısakürek'in seçkin eserleri artık repertuvara alınıyor. Sadece bu bile Türkiye'deki güzel gelişmelere bir işarettir. Hiçbir yazar aforoz edilmiyor, sahneler sağ sol ayırımı yapılmadan bütün yazarlara açık.
Önceki akşam üstadın meşhur "Reis Bey" isimli eserinin Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde galası vardı. Muazzam bir kalabalık, büyük bir ilgi. İstanbul Valimiz Vasip Şahin ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Topbaş da ön sıralarda eseri seyrettiler. Devletimizi idare edenlerin sanata duyarlı olması ve sanatçıları desteklemesi çok önemlidir. Bu görüntüler çoğalıyor. En büyük örneğini de kitap fuarında gördük. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bu seneki CNR Kitap Fuarı'na iştirak ederek kitaba ve kültüre verdiği değeri gösterdi. Bunlar unutulmayacak sahnelerdir.
Oyun, iki perde ve yaklaşık 2.5 saat. Koca salon ağzına kadar tıklım tıklım dolu. Seyirciler dikkat ve heyecanla oyunu sonuna kadar seyretti. Finalde başta oyunun yönetmeni Şükrü Türen olmak üzere, oyuncuları ve emeği geçenleri dakikalarca alkışladık. Dramaturg Hilmi Zafer Şahin'di. Özgün müzik Deniz Noyan'a, sahne tasarımı Emrah Kürekçi'ye, kostüm tasarımı Sebahat Çolakoğlu'na, görsel tasarım Genco Demirer'e, ışık tasarımı Şükrü Türen'e, efekt tasarımı ise Kadir Arlı'ya aitti. Selçuk Soğukçay, "Reis Bey" rolünü büyük bir başarı ile sahneledi. Eserin dünya edebiyatına örnek olabilecek veciz sözlerini adeta dinleyicilerin zihinlerine nakşetti. Ekip, çok zor bir işin altında büyük bir başarı ile kalkmıştır. 2500 yıllık tiyatro tarihinin altın halkalarından biri de şüphesiz "Reis Bey"dir. Zira işlediği tema itibariyle insanu00eedir. Elbette 'yerli' ve 'milli' eserlere örnek olabilecek muhteşem bir oyundur. Seyirciler de çoğu zaman yaşaran gözleriyle oyunu seyretti. Çoğu zaman da kelimeler, kavramlar ve olaylar üzerinde düşündü, durdu.
"Reis Bey" bir merhamet manifestosudur. Acıma, şefkat, sevgi, dostluk, yardımlaşma, dayanışma, adalet ve daha bir çok insanu00ee ve elbetteki İslamu00ee kavramın adeta ete kemiğe büründüğü ve oyun diye göründüğü olağanüstü bir manzumedir. Şehir Tiyatroları'mız da bu harikulade eserin üstesinden hakkıyla gelmiş ve büyük bir başarıyla sahnelemiştir. Oyunu, Abdullah Uçman, Şenol Demiröz ve Özcan Ünlü ile yanyana seyrettik. Perde arasında Üstün İnanç, Harun Yöndem, Muzaffer Doğan ve Özlem Doğan'ın da görüşlerini öğrenme imkanım oldu. Herkes çok beğenmişti. Oyun biterken, yaklaşık 50 kişilik dev kadroyu sahnede gördük, ayağa kalkarak dakikalarca alkışladık. İnanıyorum ki o anda merhum üstat Necip Fazıl'ın da ruhaniyeti aramızdaydı ve belki de o ak pak yüzüyle, ıslanan beyaz sakalını sıvazlıyordu. Tabii bu büyük başarıda Şükrü Türen'le birlikte en büyük pay Şehir Tiyatroları'nın değerli Genel Sanat Yönetmeni Süha Uygur'a aittir. Emeği, gayreti çok. Ve bilhassa tiyatro sanatkarlarını her zaman destekleyen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı Abdurrahman Şen unutulamaz. Yürekten kutluyorum, ellerine gönüllerine sağlık. Sahnelerimizde inşallah daha nice başarılı eser seyredeceğiz.