Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.68
Gram Altın
2965.04
BIST 100
10025.47
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 Ekim 2020

Rehber öğretmen ihtiyacı nasıl giderilecek?

Türkiye’de öğretmen açığı istatistiklerine bakıldığında belki de en fazla açıklardan birinin “Rehber Öğretmenlik” alanında olduğu görülür.

Bu konuda net bir istatistik verisine sahip olmasam da çeşitli basın kaynaklarının belirttiğine göre bu ihtiyaç 6 bin civarında. MEB’in bu konuda net bir istatistik yayınlaması da kamuoyunun bilgilenmesi için yerinde olacaktır.

Rehberlik ve psikolojik danışmanlık servisi okullarda önemli vazifeler üstlenir. Öğrencilerimizin ruhsal, fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden tanılanması, gelişebilmeleri, kendilerini tanıyarak uygun kararlar verebilmeleri, seçim yapabilmeleri, çevreleriyle sağlıklı ve dengeli ilişkiler kurabilmeleri için faaliyet yürüten, çalışmalar yapan bir servistir bu.

Ne yazı ki birçok okulda PDR ihtiyacı söz konusudur. Öyle ki öğretmenlerimiz birkaç farklı okulda hizmet vermeye çalışmaktadırlar.

Bilindiği üzere MEB, 2011 yılında yaklaşık yirmi bin civarında olan rehber öğretmen açığını kapatmak için “sosyoloji” alanından mezun olan kişilere rehber öğretmenlik alanına geçiş hakkı tanımıştı.

Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü 20.05.2013 tarih ve 1029677 sayılı yazısı ile Rehber öğretmen görevlendirme zorunluluğu bulunan özel okullar ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde görevlendirilecek yeterli sayıda rehber öğretmen temininde güçlükle karşılaşıldığından "Rehberlik Kursu" düzenleneceğini açıklamıştı.

Bu vesileyle sosyoloji ve felsefe mezunlarına rehber öğretmen olma fırsatı doğmuştu.

Bugün alan değişiklikleri sürecinde sosyoloji alanı mezunlarının rehber öğretmenlik alanına geçişine müsaade edilmiyor.

2011’de ve sonrasında verilen hakkın bugün neden verilmediğini anlamakta zorlanıyorum. Çünkü sosyoloji mezunlarının gerek yeterlilikleri gerekse gördükleri dersler noktasında 2011’den bu güne değişen bir durum da söz konusu değil.

O halde sosyoloji alanı mezunlarına bugünlerde rehber öğretmenliğe geçiş izni verilmeyişinin de mantıklı ve kabul edilebilir bir izahı yok.

Kurumlardaki rehberlik servislerinin en verimli şekilde çalışması öncelikle kurumların rehber öğretmen ihtiyacının giderilmesi ile mümkündür.

Bu ihtiyacın giderilmesi konusunda alan değişikliği süreci önemli bir fırsattır. Yeni bir atama şeklinde olmayacağı için MEB’in sırtına mali yükü olmayacak bir seçenektir bu.

Aralık ayında takvimi başlayacak olan alan değişikliği sürecinde sosyoloji mezunlarına rehber öğretmen olma hakkı verilmelidir.

Gerekirse sosyolojiden rehberlik alanına geçen öğretmenler için bir eğitim programı uygulanıp daha sonra kurumlardaki görevlerine başlamaları sağlanabilir.

Böylece eksik eğitim programı açısından duyulan endişeler de giderilmiş olacaktır. Kısacası rehberlik biriminde daha verimli olacağını ve sisteme daha çok katkı sağlayabileceğini düşünen öğretmenlerin sosyoloji alanından rehberlik alanına geçişlerinin önündeki engel kaldırılmalıdır.

MEB, Talim Terbiye Kurulunun raporu ve Alan Değişikliği Kılavuzu ile bu konuyu çözebilir. Umarız yıllardır bekleyen ve bu gelişmenin yolunu gözleyen sosyoloji alanı mezunlarına söz konusu hak tanınır.

Farklı sınıf öğretmenlerine “zihinsel engelliler öğretmenliği” hakkı tanınmış olmasına rağmen sosyoloji bölümü mezunlarına PDR hakkı tanınmaması ilginç bir durum.

Oysa psikoloji bölümü ile sosyoloji bölümünün dersleri, teknik boyutlar haricindeki kapsamları yakınlık gösteriyor. Bu bakımdan sosyoloji mezunları MEB’in belirleyeceği bir seminer programından geçirilerek PDR alanında fevkalade ataması yapılabilir.

Ya da ilgili bölümün kapasitesi arttırılarak okullardaki bu ihtiyaç giderilmelidir. Bilhassa pandemi sürecinde bu servisin ne denli önemli olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.