Referandum'a 'Ülkücü Avukat' Bakışı
Mustafa Semiz, Ülkücü
hukukçuların önde gelenlerinden.
MHP'nin Samsun Bafra'da yüzde 1.5 oranında oy alabildiği dönemlerde OCAK'la tanışıyoru2026
O tanışma, hayatında en önemli dönüm noktası oluyoru2026
Bir dönem MHP Çankaya İlçe
Sekreteri olarak görev yapıyoru2026.
Hukuk alanında kendisini geliştirmek için gecesini gündüzüne katıyoru2026
Bugün Türkiye'nin önde gelen hukukçuları arasında Mustafa Semiz.
Ekibinde her biri kendi alanında isim yapmış hukukçular var.
Mustafa Semiz, özellikle "İdari Yargı" alanında bir marka.
"Bu noktaya gelmemde, Ülkücü Hareket'in büyük etkisi vardır, hatta en büyük pay Ülkücü Hareket'indir." diyor ve ekliyor Avukat Mustafa Semiz:
"Bugünkü duruşumun şekillenmesinde talebelik hayatım boyunca vermeye çalıştığım Ülkücü Mücadele'nin temel hassasiyetleri yatar.
Bu hassasiyetlerin merkezinde de vatan sevgisi vardır. Ülkücü der ki; 'Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben!'
Bizim davranışlarımız bu prensip doğrultusundadır.
Ülkemiz, partimizin ve şahsımızın üzerindedir.
Ülkemizin güvenliği, bağımsızlığı, bölünmez bütünlüğü söz konusu oldum mu akan sular durur.
Gerçek Ülkücülük fedakarlık gerektirir. Bizler, ülkemiz için o anda ne yapmamız gerekiyorsa, ne gibi bir fedakarlık ortaya koymamız gerekiyorsa, tereddütsüz yerine getiririz."
'EVET' ÜLKÜCÜ'NÜN VATAN GÖREVİ OLMUŞTUR!
Bunları söyleyen Av. Mustafa Semiz'e sorduk: -Cumhurbaşkanlığı Sistemi 'ne 'EVET' demekle kalmadığınızı, sistemi hararetle savunduğunuzu görünce, bir söyleşi gerçekleştirmek istedim. Bu kadar 'NET' bir duruş göstermenizin sebebi ne?..
-Ülkemiz üzerinde oynanan oyunları biliyorsunuz, yazıyorsunuz, söylüyorsunuz. Şer odakları Türkiye'ye karşı tam manasıyla birleşmiş durumda. Bugün milyonlarca Ülkücü birbirinden habersiz olarak Recep Tayyip ERDOĞAN'ın milli duruşuna tam destek veriyor. Bizler, Ülkücüler olarak, terörist başı Gülen'in oyunlarını çok önceden gördük. Bunlarla çok mücadele ettik. Ne var ki, devlete ve siyasete çok yüksek oranda sızmış olmalarından dolayı sesimizi duyuramadık, mücadelemiz bir yerde sonuçsuz kalmış oldu. Terör örgütü gerçek yüzünü tamamen gösterince, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde çok büyük bir mücadele yürütülmeye başlandı. Cumhurbaşkanımız'ın bu mücadelesi hepimiz için çok önemli bir dönüm noktası oldu.
FETÖ terör örgütünün 50 yılda uluslararası istihbarat örgütlerinin yapılandırmasıyla gelmiş olduğu aşamayı çok şükür birkaç yılda neredeyse yerle bir ettik. Bu mücadeleye devam etmek şarttır. Bunun yolu da, Sayın Erdoğan'a hep birlikte ve tam destek vermekten geçmektedir.
Biz bunu yaptık. O hainlerin 15 Temmuz darbe girişimi terörist başı Gülen'in gerçek yüzünü bütün milletimizin net bir şekilde görmesini sağladı. Yine milletimiz, Ülkücülerin darbenin püskürtülmesi yolundaki üstün çabalarını gördü. Samimiyetlerini teslim etti. 15 Temmuz'da birçok Ülkücü kardeşimiz, gözlerini kırpmadan şehadete koşmuştur, birçok Ülkücü kardeşimiz de gazi olmuştur. Şehitlerimize Yüce Allah'tan rahmet diliyorum. Allah şehitlerimizden, gazilerimizden razı olsun.
Onları minnet ve rahmetle anıyorum.
Ülkemiz öylesine büyük bir badireyi atlatınca, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğindeki mücadeleye tam destek vermenin önemi daha da iyi bir şekilde anlaşılmıştır. Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı fedakarlığı idrak edebilmek için "Ülkücü Şuura" sahip olmak şarttır. Bu şuurda olanlar, meseleyi anlamakta hiçbir sıkıntı çekmemektedirler.
ERDOĞAN HER KESİMDEN OY ALMAYI BAŞARDI
Yani Sayın Semiz, "çatışma" değil "uzlaşma" modeli diyorsunuzu2026
-Kesinlikle. Allah, Allah, Recep Tayyip Erdoğan'ı nasıl olur da, "çatışmacı" bir isim olarak göstermeye çalışanlara itibar etmek mümkün olabilir mi? AK Parti'nin kuruluş günlerine dönün;
Sayın Erdoğan, bünyesinde çok farklı kesimlerden insanları bir araya getirmiştir.
Yine, girdiği her seçimde çok farklı kesimlerden destek almıştır.
Bu hep böyle olmuştur. Böyle olmasa, bunca seçimi açık ara kazanabilmesi mümkün olabilir miydi?
Sayın Erdoğan, geçmişinden aldığı zenginlikleri, farklı kesimlerden gelenlerle birleştirmiş, yeni bir sentez yapmış ve bu sayede büyük destek görmüştür, görmektedir.Bu süreçte CHP gibi farklı kesimlerin desteğini alamayan partiler de her seçimden yenik çıkmıştır.
Demek oluyor ki, CHP de yapabiliyorsa Sayın Erdoğan gibi yapacak ve farklı kesimlerin desteğini almaya çalışacaktır.
CHP eğer, gerilim üretmekten vazgeçip proje üretebilirse, kendisini geliştirebilirse, kendisini bu aziz millete beğendirebilirse, uzlaşı ortamı ararsa, kutuplaştırıcı söylemden kaçınır ve vatandaşı 'Göbeğini kaşıyan adam!' söyleminde vücut bulan bakış açısıyla tahrik etmekten vazgeçerseu2026 Toplumun farklı kesimlerinden destek alabilecek bir adayı milletimizin önüne çıkartabilirse, başkan seçtirebilir. Bu, bugün için çok zor görünüyor ama imkansız değildir.
Sabretsinler, çalışsınlar, terlesinler, milleti anlamaya çalışsınlar, bu milletin inancını anlamaya çalışsınlar, 'Böyle bir sistem Peygamberi bile bozar!' gibi sözler sarf etmek suretiyle milletle zaten açık olan aralarını iyice açmasınlaru2026
GÖNÜL RAHATLIĞIYLA 'EVET' DİYORUM
Peki Sayın Semiz, bir hukukçu olarak Referandum'a sunulacak paketi incelediğinizi belirttinizu2026 'Şöyle olmasaydı da böyle olsaydıu2026' dediğiniz maddeler yok mu?
-Evet, düzenlemeyi ayrıntılı olarak inceledim, üzerinde çok çalıştım. Bir önceki referandumda FETÖ'nün yönlendirmesiyle getirilen HSYK seçim sistemi, hukukçular arasında çok ciddi rahatsızlıklar meydana getirmişti. Bu sistemin değiştirilmesi aslında hem CHP hem MHP hem de AK Parti tarafından birçok kez talep edilmişti. Hatta yeni pakete konulan 'Kurul' üyelerinin Meclis tarafından seçilmesi, farklı siyasi kesimler tarafından gündeme getirilmiştir. Yani, bu sadece AK Partinin ortaya koyduğu bir yöntem değildir. Milletimizin seçtiği bir Cumhurbaşkanı'nın 4 üye ataması da eleştiri konusu olacak bir husus değildir. Çekinceye gelince: Bir avukat olarak, Kurul'a bir avukatın üye olmasına karşıyım. İşin doğasına ters bir durum. Yine, eleştirdiğim bir hususlardan biri deu2026 Yargıtay gibi hukukun en üst kurumundan Kurul'a gelecek üyelerin Meclis tarafından seçilmesini doğru bulmuyorum
Olması gereken, Yargıtay'ın içinden belirleyeceği üyeleri doğrudan Kurul'a göndermesidir. Yeni paketin eleştirdiğim yönlerinden biri de budur.
Bir başka eksiklik olarak;
Mevcutlara ilaveten, Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi başkanları doğal üye olarak direkt Kurul Üyesi olmalıydılar.
Bir takım eksiklikler var bana göre ama büyük resme baktığımda Yeni Anayasa Paketi'ne gönül rahatlığı ile "EVET" dediğimi belirtmek istiyorum.
Hantallığa
son verecek
Sayın Mustafa Semiz, siz çok tecrübeli bir hukukçusunuz. Ekibinizde de sizin gibi güçlü hukukçular varu2026 Düzenlemeyi, sırf Sayın Recep Tayyip Erdoğan istedi diye mi destekliyorsunuz?
-Elbette körü körüne destek veriyor değiliz. Uzun yıllarını hukuka vermiş bir vatan evladı olarak, elbette bu düzenlemenin ne getireceğini dikkatle inceledim.
Burada getirilmek istenen sistem, ülkemizin birçok alanda önünü açacak ve Türkiye'nin 2023 hedeflerine daha hızlı bir şekilde ilerlemesini sağlayacaktır.
Şöyle ki; Türkiye'de şu anda inanılmaz hantal bürokrasi mevcuttur.
Başkanlık Sistemi yapılanması ile bu hantallığın büyük ölçüde ortadan kalkacağını net bir şekilde görüyoruz.
Bu sistem, cumhurbaşkanları ve başbakanlar arasındaki artık geleneksel hale gelmiş çekişmelere son verecektir. Çünkü yeni sistemde başbakan yoktur.
Düzenleme koalisyon ihtimalini de ortadan kaldırmaktadır. Bugüne kadarki hiçbir koalisyon modeli, milletimizin ihtiyaçlarına cevap verememiştir. Koalisyonlar, ortaklar ne kadar samimi olurlarsa olsunlar, uyum içinde kalmaya ne kadar çaba gösterirlerse göstersinler, siyasi ve ekonomik krizlerin sebebi olmuştur. Birileri "'EVET' çıkarsa toplumsal kutuplaşma olur!" diyor, "'Çatışma' olur!" diyor.
Tamamen asılsız.
Milletimizin yüzde 50'sinden fazlasının desteğini almak mecburiyeti var ortada.
Buradan nasıl çatışma çıkar?
Bu sistem, aksine toplumsal mutabakat alanını genişletecek, farklı düşünen insanları, 'milli menfaatler' çatısı altında birbirine yaklaştıracaktır. Çünkü, her siyasi düşünceye, adayını milletimizin yüzde 50'ninden fazlasına beğendirme mecburiyeti getirilmektedir.
Bu çok büyük bir orandır. Ulaşabilmek için, toplumun farklı kesimlerinden destek alınabilmesi şarttır.
'Evet'ler
Yüzde 60'ı Aşar
Tahmin?
-Ülkemin sağduyulu insanlarının tamamına yakınının "EVET" diyeceğini görüyorum. Sayın Devlet Bahçeli'nin Cumhurbaşkanımızın yanında sergilediği duruşu, özellikle gerektiğinde kendisi ile Avrupa'ya gideceğini ilan etmesini, çok olumlu bir tavır olarak görüyorum. "EVET" yönünde çok kararlı duruş sergilemektedir. Benim seçimlerle ilgili tahminim, Yüzde 60 üzerinde "EVET" çıkacağı yönündedir.
Avrupa'nın hepimizi üzen, hepimizin tepkisini çeken çirkin tavırları böyle devam ederse, "EVET" oranları daha da yükseliş kaydedecektir.