Referanduma Giden Süreçte Söylenen Yanlışlar
Bugün Rahmetli Necmettin Erbakan'ın vefatının 6. Sene-i devriyesi. Rabbim ondan razı olsun. Rahmeti ile muamele etsin. Kendisinin bu ülkeye kattıklarını ancak ölümünden sonra anlayanlarla onun sağlığında bilenler bu gün aynı safta birleşti. Söylediklerinin içini boşaltmadan bu konuda ciddi toplantılar yapılarak yakın dönemin en önemli siyaset ve devlet adamı olan Rahmetli Necmettin Erbakan'ın fikirlerinden istifade etmek gerekiyor. Tüm çevreler onun milli olduğu konusunda anlaşmış ve onun da artık iç siyasi çekişme içerisinde olmamasından dolayı fikirlerini bağımsız şekilde tartışmanın bizler için büyük kazanç olacağını düşünüyorum. "Davam" isimli kitabının da Onun ve yapmak istediklerinin anlaşılması için mutlaka okunması gerektiğini düşünüyorum.
*
16 Nisan referandumunda süre kısalıyor. Hava ile ortam da beraber ısınıyor. Hafta sonu Cihannüma Derneğinin Mardin ve Bingöl'de düzenlediği "Yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi" konulu programlarında konuşmak ve de özelde insanlarımızla buluşmak nasip oldu. Programa ilgi ve gelen sorular halkımızın iddia edildiği gibi değişiklikleri yakinen takip ettiğini ve öğrenme çabası içerisinde olduğunu bizlere gösterdi. "Saltanat" ve "üniter yapı-fedaral yapı" konusunda tarafımıza yöneltilen sorular bu konuları bir daha açıklama gerekliliği doğurdu.
Saltanat gelir mi?
Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı Devletinin yıkılmasından sonra verdiği bağımsızlık mücadelesi sonrasında kurulmuştur. Ve Saltanat ilga edilmiştir. Yaklaşık 100 yıldır uygulanan devlet şeklide Cumhuriyettir. Cumhuriyet ile ülkede sorunu olan da bulunmamaktadır. Yani bir ailenin gelip babadan-oğula geçen bir devlet sistemi isteyen kişi ile ben karşılaşmadım. Bu konuda herhangi bir sorun yok ise "rejim değiştirilmek isteniyor" iddiası nereden gelmektedir. Oylanacak metin Ak Parti ve MHP ortak çalışmasıdır. Bu iki partinin gizli olarak ya bu tür bir planı var ve toplum bunu bilmiyor ve de uzun vadede bunu hayata geçirmek istiyorlar. Ya da toplumu yanlış yönlendiriyorlar. Zira halk açısından itici gelen ve de bir çok grubu hemen etrafında toplama imkanı olan bir kavram kullanılarak hedeflenen amaca ulaşmak her zaman çok kolay olmuştur. Saltanat iddiası "diktatör" kavramı ile piyasaya sürülerek saltanata duyulan korku üzerinden "hayır" oyları artırılmak isteniyor.
Mevcut sistemde de "diktatör" çok sık olarak iddia ediliyordu. Şimdi sistem değişiyor ancak yine diktatörlük/saltanat iddiası dillendiriliyor. Kaldı ki yeni sistemde saltanat olma ihtimali bulunmamakta. Zira bir kişi en fazla 2 dönem iktidarda kalabilmekte ve de yerine gelecek kişinin halkın %50 sinin oyunu alması gerekmektedir. Oysa Parlamenter sistemle yönetilen birçok AB ülkesinde Monarşi/krallık devam etmektedir. Seçimle başa gelen kişiler seçime girmesi ile ilgili bir sınır da bulunmamaktadır. Bu iki sistemi sadece bu yönü ile bile değerlendirdiğimizde mevcut sistemin hangisinin saltanata yol açabileceği de açıktır. Kaldı ki Sayın İsmet İnönü 1920 ler de başlayan siyasi hayatı 1970 ler de sona ermiştir. Bu bir örnek bile bize iddianın kendi ile çeliştiğini göstermektedir.
Üniter Yapıdan vazgeçilip Federatif bir yapıya mı geçilmektedir?
Bu iddia ABD'de uygulanan Başkanlık sistemi ve oradaki federal yapı nedeni ile dillendirilmektedir. Oysa Almanya Parlamenter sistemin uygulandığı aynı zamanda federatif sistemle yönetilen bir ülkedir. Türkiye'de Parlamenter sistem vardır ve de üniter yapısı vardır. ABD Başkanlık sistemi u2013yürütmenin tek elde toplandığı bir sistem- ve federatif bir yapı varken, Türkiye'de de yürütme tek elde toplanarak üniter yapısını koruyabilir. Kaldı ki federal yapıya geçilmesi için yerel meclislere ihtiyaç olup devletin idari yapısı ile ilgili olarak anayasada değişiklikler yapılması gerekmektedir. Mevcut öneride ise bu konulara ilişkin bir değişiklik yoktur.
Burada da halkın özellikle çekince koyduğu bir konuda değişiklik yapılacakmış gibi bir söylemle halk bu konuda yanıltılmaktadır.
Son söz. Getirilmek istenen yeni sistem ile ilgili eleştiriler olması normal ancak gerçekle ilişkisi olmayan iddialar siyaset kurumunu yıpratır. Zira aynı konuda iki farklı görüş belirten siyasiler, halkın gözünde genel olarak puan kaybedecektir. Bir şeyi istememek normal ancak bunu doğru olmayan hususlara dayandırıp "amaca giden her yol mubahtır" düsturu ile şekillendirmek siyaset olarak açıklanamaz. @CavitTatli
