Referandum sonucunu etkileyecek beş etken
Türkiye, tarihinin en önemli değişim ve dönüşümlerinden birinin eşiğinde. Belki de demokrasi tarihinde kendine özgü etkin, etkin olduğu kadar da otokontrolü beraberinde getiren bir sisteme doğru geçiyor. Yazdıklarımın abartı olmadığı sistem hayata geçtiğinde ortaya çıkacak.
Meclis'ten geçen Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ni okudukça belki metni yazanların bile farkına varmadığı enteresan detaylar ortaya çıkıyor. Hem değişiklik metni incelendiğin de hem özetlerine bakıldığında getirilen sistemin güzel tarafları kıyıda köşede kalıyor. O nedenle bu sisteme niçin karşı oldukları belli olmayanların gündemine kapılıp o detaylar sakın es geçilmemelidir.
Bu yazdıklarımı okudukça belki sıkılacaksınız. Ama yazdıklarımın öyle masa başında kalem alınmadığını bilmeniz için tekrarlıyorum. Anayasa değişikliğinin hem ilk tur görüşmelerini, hem de ikinci tur görüşmelerini yakından takip ettim. İktidar-muhalefet partilerinin milletvekilleri ile uzun sohbetler ettik. Buna MHP milletvekillerinin muhalif olanları da dahil. Aynı zamanda vatandaşında içinde bulunuyorum. Hatta Anayasa görüşmelerinin birinci ve ikinci tur arasında Balıkesir'de 26 köy dolaşmış, merkezde kahvehanelerde, lokantalarda ve kafelerde oturmuş gündeme dair herkesimden insanla değerlendirmelerde bulunmuş biri durumdayım. Yazdıklarım bu gözlemlerden ortaya çıkanların bir kısmıdır.
Şu kesin, Anayasa değişiklik metnini okuyup tartışan kimseye rastlamadım. Savunanlar da, eleştirenlerde kulaktan duyma söylentiler üzerinden tartışıyor. Yani algılar üzerine bir tartışma var. İstenen bu mudur bilmiyorum. Zaten o nedenle tarafların daha netleşmediği görülmektedir. 1 Kasım 2015 milletvekili seçiminde oy verdikleri partilere bakıldığında her partiden %25'lerin üzerinde bir kesimin daha karar vermedikleri gerçeği var ortada. Hem AK Parti hem CHP'de durum bunu gösteriyor. MHP'de ise bu %50'ler düzeyinde. Ortalama da ise % 33'lerin üzerinde bir kararsızlar ordusu var.
Bu bilgileri neden veriyorum? Cumhurbaşkanı daha Anayasa Değişiklik metnini imzalamadı. Bu yazıyı okuduğunuz sıralarda yurt dışından gelip imzalamış olacak. 2010 referandumunu yaşadık. O tarihlerde de Anayasa değişikliği konusunda ciddi bir belirsizlik bulunuyordu. Hatta o tarihlerde Recep Tayyip Erdoğan Başbakan ve Ak Parti Genel Başkanı olarak İstanbul İlçe Belediye Başkanlarını toplayıp ilçeleri ile ilgili araştırma raporlarını önlerine koyuyor. Bir belediye Başkanı alelacele aramıştı. Kamuoyu yoklamaları işi ile uğraştığımdan acilen bir anket yapmamız gerektiğini söyledi. Çünkü kendi ilçesi için Tayyip beyin önüne koyduğu raporda %25 evet, % 25 hayır sonucu bulunuyor. %50 gibi de bir kararsız var. Bunun üzerinde o ilçede birde biz anket çalışması yaptık. Hızlı bir şekilde. Dört gün içinde yaptığımız araştırmada %42 evet, %43 hayır çıktı o ilçede. Fakat, hayır verenler ve kararsızların tek tepkisi Anayasa değişikliği konusunda maddelerin kendilerine gösterilmemesi en büyük gerekçe. Durum bu olmasına rağmen Başkan'a 'Bu ilçede sonuç 'evet' çıkacak. Hızlı bir şekilde her seçmenin ulaşabileceği Anayasa değişikliğini içeren metinler önlerine konulmalıdır' tavsiyesinde bulunmuştuk. Öylede oldu. O ilçede % 52,5 'Evet', %47,5 'hayır' çıktı.
Şu anda aynı durumu yaşıyoruz. Muhalefetin en büyük propagandası Anayasa değişiklik metninin seçmenden saklandığı. Aslında muhalefet değişiklik bu kadar kötü ise millete anlatmak için bu değişiklikleri kendisi neden ortaya koymuyor? Sadece yorumlarını millete sunuyor? Çelişki.
Herkes görevini yapacak. Fakat 2010'a göre bu referandumun önemli bir farkı var. Bu referandum püskürtülen bir darbe girişimi sonrası yapılıyor. Bu darbe girişiminin bütün ayakları daha kırılmış değil. FETÖ operasyonları üst düzey bürokrasi ve siyasete daha ulaşmadığından alt kesimler üzerinden mağduriyet edebiyatı için zemini müsait haline getiriyor. Bir taraftan ekonomi konusunda ciddi bir endişe devreye konuldu. Bir taraftan da MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye partisinin içindeki muhalefetin etkinliği söz konusu.
O nedenle bu referandum sonucunu etkileyecek beş önemli gösterde:
1-Ekonomik algı operasyonları,
2-Değişimin anlatılma gücü,
3-Üst düzey siyasette FETÖ temizlik algısı,
4-Mağduriyet edebiyatının bitirilmesi,
5-Referandumun MHP'de Devlet Bahçeli'ye karşı mücadele algısından çıkarılması.
Cuma'nın hayır üzerinize olsunu2026