Reel ekonomi ve algı ekonomisi
Çarşamba sabahı günü birlik görüşmeler için Eskişehir-İnegöl-Bursa’nın yolunu tuttum. Türkiye’de çoğu zaman konuşulan ekonomi ile yaşayan ekonomi farklıdır. Bu farklılıklardan dolayı ekonominin gidişatını kendi yöntemlerimle okurum. Ekranlarda konuşulanlara bakmam.
Bugün bir reel ekonomiden ve bir
de psikolojik algı ekonomisinden bahsetmek lazım.
Bu köşede daha önceki yazılarda
ifade ettim. Siyasetin gidişatını Çevizlidere’deki Mavi Mandıra’da Abdurrahman üstadımızdan,
ekonominin gidişatını sık seyahat ettiğim yollardaki TIR ve kamyon
yoğunluğundan ölçerim.
Siyasetin gidişatı konusunda
durumun ne olduğunu bilmiyorum. Çünkü bizim Abdurrahman üstatla epey zamandır
sohbet edemedim. Ama reel ekonominin gidişatının bütün olumsuzluklara, döviz
kurlarının verdiği zarara ve hayat pahalılığının zirvesine rağmen halen aynı
tempoda devam ettiğini söylemek mümkün. Çünkü günü birlik Bursa’ya gidiş
gelişte yollarda gördüğüm manzara bunu söylüyor. TIR-kamyon yoğunluğu o kadar
fazla ki, akaryakıt zamlarının 3 kat artmasına rağmen şaşırdım.
Bu sadece benim gözlememim değil.
Yazıya oturmadan önce Antalya-İstanbul hattında yolculuk eden bir dostumda aynı
şeyi ifade etti. Özellikle Bilecik-İstanbul hattında yolun karşılıklı iki
tarafının TIR ve kamyon yoğunluğu onu çok da şaşırtmış. Hatta ekledi, “Şu
siyasiler konuşmasa, bakanlar ağızlarını açmayıp sadece işlerine odaklansa
yaşadıklarımız kendiliğinden rayına girecek. İnsanlarımızda bütün yaşananlara
rağmen işlerine bakacaklar. Ama boş sözler, gereksiz tartışmalar dikkatlerini dağıtıyor.”dedi.
Aslında farklı konu kaleme
alacaktım. O dostun uyarısı ile konuyu değiştirdim.
Bende aynı düşüncedeyim. İktidarı
ile muhalefeti ile ‘ya hayır konuşun ya da susun’. Muhalefet iktidara gelince
uygulamaya koyacakları projeleri, sorunlara karşı çözüm yollarını konuşsun, iktidar
ise ağzını bile açmasın, sadece icraatlarını ortaya koysun. Millet kara cahil
değil. Olup biteni olduğu gibi okuyor.
Şimdi yazıyı okuyanlar ekonomide
olup biteni görmüyor musun? Diye kızacaklar. Aynen milletin gördüğü gibi
görüyorum. Yola çıkmadan aracın deposunu doldurdum. Bundan Altı ay önce 320-350
TL’ye dolan depo 717 TL’ye çıkmış. Hem de en ucuzundan almama rağmen. Araçla
gitmemeyi bile düşündüm.
Zaten diğer gözlemim yollardaki
TIR ve kamyon yoğunluğunun aksine özel araçların bir o kadar azalmış olmasıdır.
Hatta Bursa trafiği o kadar rahatlamış ki inanması imkânsız.
Unutulmasın reel ekonomimiz ne
kadar sarsıntı geçirirse geçirsin kısa zamanda kendine gelir. Ama psikolojik ve
algı ekonomimiz çok acil krizden kurtulmak zorundadır. Aksı halde reel
ekonomimize sıçrarsa işte o zaman yandık. Bunun ise tek ilacı susmaktır.
Eskiler işi özetlemiş, ‘Lafla peynir gemisi yürümez’.
Cuma’nın hayrı üzerinize olsun…