Reel Başkentimiz İstanbul Bizim İçin Neden Önemli ?
İstanbul iki açıdan bizim için çok önemlidir. Birincisi, Avrasya bölgesinin en önemli kenti olan İstanbul bir finans, kültür ve turizm merkezi olarak ülkemiz ekonomisinin de can damarıdır. Üretimin, istihdamın, vergi ve ihracatın %40'lar seviyesindeki hacmini İstanbul karşılamaktadır. Bu ekonomik büyüklük İstanbul'a doğal bir başkent hüviyeti kazandırmaktadır. Her ne kadar Ankara, ülkenin siyasi karar merkezi olarak algılansa da Ankara'da etkin olan siyasi ekibin kahır ekseriyeti de aslında İstanbul kökenlidir ve informel siyasi karar alma merkezi aslında İstanbul'dur. Pek çok önemli siyasal karar gayr-ı resmu00ee planda İstanbul'da alınmakta, resmi düzlemde Ankara'daki kurumlarda onaylanmaktadır. Dolayısıyla İstanbul Ankara'yı bu anlamda da besleyen bir merkez konumundadır. Benzer şekilde kültürel ve entelektüel üretimin de büyük bir kısmı İstanbul'dadır. Önemli yayınevleri, müzeler, müzik şirketleri, sanat galerileri, tarihi anıt ve yapılar İstanbul'da bulunmakta, büyük çaplı kültürel ve sanatsal etkinlikler İstanbul'da icra edilmektedir. Öte yandan İstanbul bir küresel finans merkezi ve stratejik bir ulaştırma merkezi olma yolunda hızla ilerlemektedir. Gelelim ikinci boyuta. İstanbul başka hangi açıdan bizim için önemlidir? Yukarıda anlatılan gelişmeler baş döndürücü bir şekilde yaşanırken İstanbul ciddi bir kimlik kaybı ile karşı karşıya kalmaktadır. İstanbul bir İslam-Osmanlı şehri olmaklığı ile bizim için çok önemlidir. İstanbul'un bu kimliği daimi şekilde aşınmakta, tarihe, kutsala, medeniyete ve şehre olan saygımız ve korumacılık duygumuz günden güne aşınmaktadır. 70'lerin çirkin yapılaşma tecrübesinden sonra 21.yy İstanbul'unda "yeni nesil bir imar kirliliği" ile karşı karşıyayız. Bu "yeni nesil imar kirliliği" rant kaygılarıyla kutsanmakta, ölçüsüzce savunulmaktadır. İlgililerin bu çirkin tavırdan bir an evvel vazgeçmesi gerekmektedir. Bu şehri fetheden ve bizlere teslim eden irade, yüksek manevi duygularla ve büyük fedakarlıklarla feth-i mübin'i gerçekleştirmiş, belki bir daha geri dönülmemek üzere büyük İslam ailesine teslim etmiştir. Bu emanete sahip çıkmak bu kimliği yaşatmak zorundayız. Siyasi ve iktisadi kaygılarla İstanbul'un manevi kimliğine kendi ellerimizle hançer saplamaktan bir an evvel vazgeçmek zorundayız. İstanbul bize Fatih'in ve binlerce isimsiz mücahitlerinin mirasıdır. Bunu hatırımızdan çıkarmayalım.
Faiz Belasıyla Mücadelede Neredeyiz?
Geçenlerde Sayın Cumhurbaşkanı faizin enflasyonun önemli bir sebebi olduğunu açıklayarak yüksek faiz oranlarından bir an evvel kurtulmamız gerektiğini ifade ettiler. Son derece önemli bir tespitte bulundular. Biz bir adım daha ileri giderek, biraz daha marjinal düşünerek "0" faizli bir ekonomik modeli Türkiye'de nasıl inşa edebiliriz? sorusunu soralım. Yakın zamanda iki önemli kamu bankasının faizsiz sistem olarak lanse ettiği katılım bankacılığını hayata geçirmesi ve bu bankaların hızla şubeleşmesi acaba faizsiz sisteme hazırlık aşamasında olduğumuzun bir işareti olabilir mi? Öyle ümit edelim. Faiz özellikle kalkınmakta olan ülke ekonomilerinin ayağına takılmış en ağır prangadır. Öte yandan ekonomik temelli pek çok toplumsal sosyal buhranın temelinde de faiz meselesi yatmaktadır. Türkiye faiz belasından kurtulmadan kalkınamaz. Peki işe en basit noktada nereden başlanmalı diye sorarsanız bence faizi ve faizli bankacılığı koruma altına alan yasaların revizyonundan başlanmalı. Bu elbette üretmeden kazanan küresel para babalarının işine gelmeyecektir ama bu riski yüklenmek zorundayız. Risk almadan başarı gelmez!
CHP El Değiştiriyor!
7-8 seçimdir sürekli kaybeden CHP'de bir anda bazı çatlak sesler duyulmaya başlandı ve liderlik meselesi tekrar tartışma konusu haline geldi. S.S. Böke gibi bazı önemli isimler partideki görevlerinden istifa ettiler. Belki de CHP'nin başına geçmek için. Belli ki Böke'yi birileri liderliğe hazırlıyor. Peki neden Böke? Bir kaset skandalıyla CHP'deki Kemalist kanat tasfiye edilerek yerine mezhepçi-örgütçü solla, PKK çizgisiyle hatta FETÖ ile ittifak yapabilecek bir ekibe işbaşı yaptırıldı. FETÖ ve PKK takatsiz kalınca bu defa CHP de kendi içinde rota değiştirmek zorunda kaldı. Kemalist kanat ve Sabetaycı kanat tekrar harekete geçtiler ve CHP içindeki eski güçlü konumlarını geri kazanmak istiyorlar. Böke'nin temsil ettiği kanat başarılı olabilir ve CHP, Böke üzerinden yeniden dizayn edilebilir.
"1001 Destandır Çanakkale"
Piyasa enteresan bir mekanizmadır, kaliteli ya da kalitesiz birkaç marka ve ürünü ön plana çıkarır, geri kalanları ise sürekli baskılayarak geri plana iter. Bu durum kültür endüstrisinde de pek farklı değildir. Yazar ve kitap denince de benzer talihsizliğin pek çoğumuzun başına geliverdiğini tecrübe etmişizdir. Geçenlerde elime Çanakkale ile ilgili bir kitap geçti. Önce kapağı, sonra içeriği sonra da yazar ismi dikkatimi çekti. Evet, "1001 Destandır Çanakkale" isimli kitaptan bahsediyorum. Yazarı Ekrem Aytar. Eğitimci-Yazar Ekrem Aytar pek çok çocuk kitabına imza atmış, çok sayıda ürün vermiş velüd bir isim. Parıltı Yayınlarından çıkan bu güzel kitabı çocuklarınız için edinmenizi öneririm.
Bir Güzel Söz:
"Bilginin efendisi olmak için çalışmanın kölesi olmak şarttır!"