Recep Tayyip Erdoğan\u2026 Muhafazakar değil, Müslüman!..
Bir Hak Dostu Der ki;
"İnan da oduna inan!"
Ne demek bu?
Şu demek;
"Dava adamı olacaksın, inandım mı, ona göre yaşayacaksın ve davan için bedel ödemeyi göze alacaksın!"
***
Muhafazakarlık, bunu reddederu2026
Bu çarpık, melez ideolojiyi benimsemiş siyaset adamlarımızdan biri, "Kayserililer bir anlamda Kalvinist'tir!" demişti!..
Kalvinizm, muhafazakarlıktır;
faizi reddeden Katolik inanca karşı, faize giden yolları meşru kılmak için üretilmiş "Protestanlık"!..
Hayır; Kayserililer umumiyetle Kalvinist değillerdir, Kalvinist olanları vardır ve onlar "FETÖ" ile mücadele sürecinde ayıklanmıştır, ayıklanmaktadır.
Bu ayıklananlardan bazıları, kamuoyunu yanıltmak için "bazı İslami görünümlü muhafazakar odaklara" nice paralar dağıtmışlardır amau2026
Külliye'yi kandırmayı başaramamışlardır!
Biz muhafazakar değiliz, olamayız.
İnancımıza zıt bu; "İki günü denk olan"ın "kaybettiğini" bildiren bir inancın mensupları olarak, kendimizi muhafazakar telkinlerden uzak tutmalıyız!..
Muhafazakarlık yani konservatizm, inancın konserve kutusuna hapsedilmiş halidir.
Konserve;
hazırlanışı kolay, tatlandırılmış, açlık hissini hızla bastırmaya yarayan bir üründür.
Besleyici değildir ve sürekli olarak konserveyle- fastfoodla beslenen "obez"leşir, "hımbıl"laşır!..
Türkiye'deki Müslümanların muhafazakarlaştırılması ameliyesinde sembol isim Süleyman Demirel'dir.
"Elinde Kur'an, Kalbinde İman, Geliyor Muhteşem Süleyman!"
Ve dahi:
"Seçimlerden önce hacılarla hocalarla, seçimlerden sonra masonlarla localarla!"
Süleyman Demirel, "Kıl Beşini Bil İşini" özdeyişinde ifadesini bulan Muhafazakarlığın dört dörtlük temsilcisidir.
"GÜL DİYARININ YAPMA GÜLÜ"
Büyük Dava adamı Rahmetli Üstadımız Necip Fazıl Kısakürek, "Süleyman Demirel"i bir anlatır ki;
"Sen gül diyarının yapma gülüsün!
Aynı yapmacıkla Çoban Sülü'sün!
Yoktur izlediğin bir dava yolu;
Bir bu yan, bir şu yan, büküntülüsün!
Türk'e zıt sermaye merkezlerinden,
Bir zikzaklı yolda hep, güdülüsün! "
Üstadımızdan muhteşem bir "muhafazakar" tarifi!..
VE BUGÜN...YİNE MUHAFAZAKu00c2RLAR!..
Süleyman Demirel'in iktidarda olduğu günlerin üzerinden uzun yıllar geçti, Demirelli, Demirelsiz neler neler yaşadıku2026
Salt 28 Şubat sürecinde başımıza gelenlerden edindiğimiz tecrübeler, bizi "muhafazakar" duruştan uzak tutmak için yetmeliydi.
Maalesef bu olmadı.
Rahmetli Necmettin Erbakan, Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ve son beş yılda Sayın Recep Tayyip Erdoğan "Diklenmeden dik durmanın" nice misalini verdi ama bizler bu misalleri emsal edinemedik.
Darbecileri püskürten sokaktaki vatandaşa layık olamadık!..
"Bizler" diyorum:
okuyan kardeşlerimiz mutlaka anlıyordur, "bizler"den kasıt kimlerdir?
Bakın; bugünlerde terör örgütüne sırt dayadıklarını açıklayanların tutuklanmaları "doğru mu oldu yanlış mı?" tartışması yapılıyor.
Ve bu tartışmaya, "aslında tutuklanmalarını istemezdik" kıvamlı ifadelerle bir kısım "muhafazakarlar" da katılıyor!..
YOK MU BAŞKA "ONE MİNUTE" DİYEN!..
Bir programda, adam çatır çatır PKK propagandası yaptı da, "One Minute" diyen olmadı.
Biz başka bir programda, "İster PKK, ister DAEŞ, ister DHKP-C, İster FETÖ, bütün terör örgütleri alçaktır, teröre destek vermek de en büyük alçaklıktır!" dediku2026
Bu bile hoş karşılanmadı!..
Allah Allah; neler konuşuyoruz biz böyle!
Milletin otobüsünde diri diri yakılan Serap Kardeşimizin, kurban eti dağıtırken hunharca katledilen Yasin Kardeşimizin katillerine ve o katillerin kravatlı temsilcilerine "alçak" demek yok!..
Yok çünkü, milyonlarca şehit yakınının "bazı aydınlarımızda" karşılığı yok.
PKK hem Kürtleri hem de Kürtleri katleden bir örgüt; ne var ki öldürdüklerinin kahir ekseriyeti "sıradan vatan evladı!"
Sıradan vatan evlatlarının da, birini yüksek mevkilere, yüklü gelirlere ulaştırma imkanı yok!..
FARKLI FİKİRLERDE OLABİLİRİZ AMA!..
Efendim, bıraksaymışım da düşüncelerini ifade etselermiş!..
Allah Allah
terör eylemlerine destek vermek, hayatları söndürmek, Mehmetçik, Ayşecik katledenleri alkışlamak ne zamandan beri "fikir ve ifade hürriyetinin" sınırları içine girdi?
Her isteyen ekranlardan suç işleyebilir mi?
"Tutuklamalara" karşı çıkmak terör destekçiliğidir.
Büyük suçtur!..
x
Ne demek;
"Terör uzantıları tutuksuz yargılansın!"
Biz ki, marketten iki bisküvi çalanın bile tutuklanmasını isterken, terör örgütüne açıkça destek veren, katliam çağrısında bulunan ve katliama sebep olan kişilerin tutuksuz yargılanmalarını mı isteyeceğiz!..
Aaaah, Ahhh!!!!
Bu kulaklar, "bizim" muhafazakarlardan neler duydu neler.
Açın bakın, 7 Haziran seçimlerinden önce, PKK'lıların barajı aşmasının ne kadar iyi bir şey olacağını söyleyen nice "üst düzey" hem de "çok üst düzey" AK Partili (!) göreceksiniz!
Bu nasıl olur?
Bir AK Parti çok üst düzeyi nasıl olur da, terör örgütüne sırt dayayanların propagandasını yapar!
Nasıl olur da partisi aleyhinde çalışır!..
Nasıl olur da bunu alenen yapar!..
Boş konuşmuyorum;
7 Haziran genel seçimlerinin hemen öncesindeki "söyleşilere" bakan bunları açıkça görür!..
Soru şu:
Bu adamlar, yani AK Parti çevrelerindeki (AK Parti medyasında da çok var bu tiplerden) bazı adamlar niçin böyle yaparlar?
Hemen cevap vereyim; hain oldukları için değil, muhafazakar oldukları için!..
Kompleksli oldukları için!..
Böyle yaptıkları takdirde, karşılarında eziklik hissettikleri kişi ve çevrelerin gözüne gireceklerini, onlara yaranacaklarını düşünürler.
Bunlar, bugün bir zamanlar hayal bile edemeyecekleri makamlara, mevkilere gelmiş durumdadırlar.
Buralara hak ederek geldiklerine hala inanmamaktadırlar ve onun için bir takım "dış destekler" aramaktadırlar!..
İŞTE ONUN İÇİN BÜYÜKSÜN RECEP TAYYİP ERDOĞAN
Sayın Cumhurbaşkanımız bugüne kadar birçok hata yaptı, defalarca aldatıldı.
Çok kereler "Aldatan da aldatılan da olmayacağız!" dedi.
Hiç aldatmadı ama nice aldatıldı.
Bunlar olabilir, hata insan içindir, hepimiz aldatılabiliriz.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bir Lider;
yenilgi yenilgi, zafer zafer büyüyen bir lider.
Milletin gönlünde çok özel bir yeri var; bu büyük millet, samimiyeti gördüğünde o samimiyet kendisine geçtiğinde bazı hataları görmez olur.
İşte Sayın Erdoğan'ı abideleştiren son çıkış;
Tutuklamalardan sonra, AB ve ABD'den gelen tepkilere "aldırmadığını" söylerken, "Zerre korkum yok!" derken ve Batı'ya terörün hesabını sorarken yine o "dikleşmeden dik duran" Recep Tayyip Erdoğan'dı.
Sayın Erdoğan, bir muhafazakar değil, bir Müslüman.
Tavrı da Müslümanca.
Allah razı olsun!..
MEMUR SEN AÇLIK YOKSULLUK ARAŞTIRMASI'NDAN
Memur-Sen Açlık ve Yoksulluk Sınırını Açıkladı
Memur-Sen tarafından her ay düzenli olarak yapılan "açlık-yoksulluk" araştırmasına göre, Türkiye'deki 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı bin 516 TL, yoksulluk sınırı ise 4 bin 303 TL olarak belirlendi.
Memur Sen'e göre vatan evlatlarının durumları ne oluyor, gelirinize göre kendinizi bir yere yerleştirin işte.
'EMNİYET GENEL MÜDÜRÜ'MÜZÜN DİKKATİNE!
Sayın Selami Altınok, iki mühim meseleyi dikkatinize arz edeyim:
1-İstanbul'un birçok yerindeki okul önlerinde "bonzaici"ler kol geziyor, çocuklarımızı avlıyor!.. Tam adres vereyim: Çukurçeşme Gaziosmanpaşa hastanesi civarıu2026 Kadri Yörük İHL civarı, hatta dibi, buradaki Sağlık Meslek Lisesi duvar dibi ve çevredeki çocuk parkları!..
2-Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde trafik işlemleri için bekleyen vatandaşlaru2026 Ve yanlarına gelip 'İş takibi" teklifinde bulunan tipler. Baktım, duvarda da, bu tiplere itibar edilmemesi gerektiği yazılmış. Bu tipler, Emniyet'te 'para karşılığı' kolaylık sağlama vaadinde bulunuyorlar! Nasıl yani, bunlara para vermeyenlerin işleri daha mı zor oluyor? Emniyet, duvarına bunlara itibar edilmemesi gerektiğini yazmış ama adamlar, görevlilerin gözü önünde iş görüyor. Demem o ki; suç ise niçin engellenmiyor, değilse niçin duvara uyarı yazısı yazılıyor?
İlginize arz ederim Sayın Altınok.