Recep Seyhan
Edebiyat dünyasında eskiden vesayet vardı. Bazı kesimlerin onayından geçenler şair ve yazar kabul edilir, bu tezgaha uymayanlar asla edip sayılmazdı. Son yılların sevindirici gelişmelerinden biri de artık kalem erbabının alın teriyle kendisini kabul ettirebildiği gerçeğidir. Onlardan biri de Recep Seyhan'dır.
Recep Seyhan adı son yıllarda ESKADER ile birlikte anılıyor. Uzun bir aradan sonra yazı dünyasına yeniden giren Seyhan'ın 1970'li yıllarda hikayeleri başta Mavera olmak üzere önemli edebiyat dergilerinde yayımlanıyordu. Ancak gerek Anadolu'da gerekse Avrupa'da öğretmenlik ve memuriyeti dolayısıyla yazı dünyasından kopmuştu. 2001'den sonra kaleme yeniden sarılan Seyhan'ın, hikaye ve yazıları muhtelif edebiyat dergilerinde ve Sanatalemi.net sitesinde yayımlanmaya başlanınca adı duyulur oldu. Güzel hikayelerinden meydana gelen Güneşin Doğduğu Yerde isimli eseri, 2013 yılında Okur Kitaplığı'ndan çıktı, aynı yıl ESKADER'in hikaye ödülüne layık görüldü.
Sağlam bir dile ve akıcı bir üslu00fbba sahip olan Seyhan'a göre "Hayatın her karesi bir hikayedir." İşte bu anlayışla bütün insanlara ve olaylara bir hikayeci hassasiyeti ve gözüyle bakan Recep Seyhan, psikolojik tahlilleriyle şimdiden dikkatli bir okuyucu kitlesine sahip oldu. Anadolu insanının acılarını, çaresizliğini, ayakta durma mücadelesini tabii ifade ve samimi duygularla dile getiren Seyhan, seçtiği temaları güçlü bir şekilde işliyor ve okuruna farklı tatlar sunup heyecan dolu yolculuklara çıkarıyor.
Yazarımız 1954 Amasya / Taşova-Yeşilyurt doğumludur. Türkiye'nin bir çok şehrinde edebiyat öğretmenliği ve müdürlüğü yaptı. 2001 yılının sonunda emekli oldu. Yurtdışında da çalışan, kendisini geliştiren yazar, gezi gözlem ve incelemelerini kaleme aldı. Mesleku00ee alanda yazılar yazıp kitaplar hazırlayan Seyhan'ın ilk edebu00ee eseri Çiçekler Kesmişti Selamı adıyla 1995 yılında yayımlandı. Ders kitabı ise Edebu00ee Metinler 1, 2 adını taşıyordu. Yazarın henüz yayımlanmamış yurt dışı izlenim ve gözlemlerini anlattığı Augsburg Notları, ileEdebu00ee Metin İncelemeleri (hikaye ve şiir incelemeleri) bulunuyor.
Yazar, Ümmügülsüm Önder'in sorusu üzerine yazı macerasını şöyle anlatıyor: "Yazmaya nasıl başladınız sorusunun içinde okumaya nasıl başladınız sorusu da kendiliğinden vardır. Çocukluğumda büyükannemin üzerimde çok büyük bir etkisi olduğunu söyleyebilirim. Benim hayal dünyamın genişlemesi, ufkumun açılması, düşünce dünyamın kımıldamaya başlaması büyükannemin anlattığı hikayeler ile olmuştur. Yine o yıllarda 18 kilometrelik yaylaya yaya giderdik. Yol kenarlarında gazete parçaları buluyordum, o gazete parçalarını eve getirip reklamlarına kadar her tarafını satır satır okuyordum. Sonra bu alışkanlık eve çeşitli sebeplerle gelen kesekağıtlarına sarılı yiyeceklerin bulunduğu o kesekağıtlarıyla devam etti. Bundan sonra; kitap okuma alışkanlığı bende nüksetti, derken okul çağı başladı. Bizim okul çağımızda Tommiks, Teksas, Zagor gibi kitaplar vardı. Tabi bunlar batı dünyasının fikriyatını aşılayan çizgi romanlardı, ben de onları okurdum. Sonra derken; Mavi Roman diye nitelendirilen Cahit Uçuk, Mahmut Esat Bozkurt, Kerime Nadir, Feridun Fazıl Tülbentçi gibi yazarların romanlarını okudum, tabii bunlar tarihu00ee romanlardı. Bu okumalarım bende yazma dürtüsünü harekete geçirdi ve ilk yazma çalışmam bir arkadaşımla roman yazmaya kalkışma gibi bir cüretle başladı. İki kişinin roman yazması nasıl oluyorsa ikimiz beraber roman yazmaya çalışmıştık. Çocukluk işteu2026 Bir roman yazmaya başladık 80 sayfa kadar yazdık, hatta çoğunluğunu ben yazmıştım daha sonra o romanı kaybettik."
Recep Seyhan, doğu ve batı yazarlarını okuyor. Bizden severek okuyup tavsiye ettiği isimler arasında, Tanpınar, Cemil Meriç, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Refik Halid Karatay, Yahya Kemal, Cemal Süreyya, Necip Fazıl, Sezai Karakoç, Edip Cansever, Ahmet Arif, Nazım Hikmet, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Haşim bulunuyor. Eski edebiyatımızdan ise Fuzu00fblu00ee, Baku00ee, Nedim gibi şairlerin mutlaka okunması gerektiğini belirtiyor.
Yazarımız, Elif Sönmezışık'tan öğrendiğimize göre bir konuşmasında Orta Asya'dan Anadolu'ya, Anadolu'dan Balkanlara dek sohbetlerin şifahu00ee kültürün temelini oluşturduğunu belirterek bu durumun tek olumsuz yönünün kayda alınmaması olduğunu söylemişti. Bu konuda fikir yürüten ehil kişilerin kayda alınması halinde bugünün bambaşka şekilleneceği konusundaki kanaatlerini paylaşmıştı. Seyhan, yüzyıllar boyunca ciddi bir disiplin içinde süregelen sohbetlerin birçok kavramı dilimize, mertebeleri de hiyerarşilere katkı sağladığını, bunlardan akla ilk gelenin 'kulak mollalığı' olduğunu ifade etmiş ve "Kulak mollalığı çok derin ve dolu bir kavramdır." demişti. Ashab-ı Suffa'nın sohbet geleneğinden, padişahların sohbet arkadaşlarından, Hüseyin Baykara meclislerinden bahseden Seyhan, daha sonra Ahmet Cevdet Paşa ve Mehmet u00c2kif'in Fatih'deki Şekerci Han'da tarihu00ee sohbetlerine işaret etmişti. Sonraki yıllarda Küllük, Meserret, Çınaraltı, Marmara gibi kahve mekanlarında edebiyatçıların sohbetler ettiğini hatırlatmış, bunların bugün de muhtelif mekanlarda sürdüğünü belirtmişti. Geçenlerde Ankara'ya trenle yaptığım yolculukta Çiçekler Kesmişti Selamı isimli nefis hikaye kitabını okumuş ve notlar almıştım. Yazarın bugünlerde Bilge Kültür Sanat'tan Azazil'in Kapısında isimli hikaye kitabı yayımlandı. Dursun Gürlek ve Muhsin Duran'ın kadu00eem dostu Recep Seyhan, edebiyat dünyamızın seçkin siması ve iyi hikayecisidir, okunmalıdır. Kitabını bana "Zamanımızın İhtifalci Ziya Beyi" diyerek imzalama lütfunda bulunan Recep Seyhan'a "edebiyat alemine hoş geldiniz!" diyorum.