RATİNG KURULUŞLARINA KIZALIM AMA\u2026
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in Türkiye Masası Başkan Yardımcısı Alpona Banerji, güçlü ekonomik ve mali pozisyonuna rağmen, iç siyasi ortam, jeopolitik riskler ve küresel sermaye ortamındaki değişiklikler nedeniyle Türkiye'ye ilişkin kısa ve orta vadede not artışını öngörmediklerini açıkladı.
Türkiye'nin benzer kredi notuna sahip ülkeler arasında dış faktörlerden kaynaklı risklere karşı kırılganlığı en yüksek ülkeler arasında olduğunu vurgulayan Banerji, "Yüksek cari açığın kısa vadeli akımlarla finanse edilmesi Türkiye'yi yatırımcı güvenindeki değişikliklere karşı daha kırılgan yapıyor. Dış dengesizlikler büyük kalmaya devam ettiği ve Türkiye dış finansman ve ödemeler dengesi baskılarına maruz kaldığı sürece kredi notunda kısa vadede yukarı yönlü bir hareket mümkün değil" dedi.
Ayrıca, yüksek enflasyon, düşük tasarruflar ve yavaşlayan büyüme sorunlarına da dikkat çeken Banerji, "ABD'de parasal genişlemenin sona ermesiyle sermaye akışlarında yaşanacak değişimlerin Türkiye için risk teşkil ettiğini" de belirtti.
Kredi derecelendirme kuruluşlarının art niyetli davrandıklarını düşünüp haklı olarak kızalım, ama ortaya koydukları gerekçeleri de soğukkanlılığımızı koruyarak tartışalım.
Yüksek cari açık, büyümenin yavaşlaması, çift haneye dayanan enflasyon, bol para döneminin sona ermesinin yaratacağı riskler birer sorun olarak karşımızda duruyor.
Rating kuruluşlarının notu için değil, sağlıklı bir ekonomik yapıyı inşa etmek için bu sorunları çözecek cesur adımlar atmalıyız.
Yeni açılan ekonomik paket bu açıdan önemli.
AÇLIK SINIRI 1.200 LİRAYI AŞTI
Türk-İş'in araştırmasına göre, ekim ayında dört kişilik bir ailenin açlık sınırı bin 205 lira oldu.
Açlık sınırı, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade ediyor.
Yoksulluk sınırı ise, gıda harcamaları ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu harcamaları kapsıyor.
Türk-İş'in araştırmasında dört kişilik ailenin yoksulluk sınırı 3 bin 926 lira olarak hesaplandı.
Asgari ücretin halen 891 lira olduğu dikkate alınırsa 5 milyona yakın asgari ücretlinin açlık sınırının altında yaşadığı sonucu çıkıyor.
Nüfusun çoğunluğunun geliri ise yoksulluk sınırının altında bulunuyor.
Ekonomik veriler ne kadar parlak olursa olsun, araştırma halkın büyük çoğunluğunun yoksul olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koyuyor.
