Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Temmuz 2014

RAMAZANLAŞAN ŞEHİR

Büyüklerimiz Ramazan günü evinize aldığınız her şey bereketlidir, derlerdi. Çocukluğumuzda belki aile reisi olmadığımızdan bu sözü anlayamıyorduk. Ama şimdi evin bütün ihtiyaçları bizden sorulur olduğunda Ramazan ayı içerisinde bereket derecesini anlayabiliyorum.

Hakikaten aile fertleri, misafirler bu envaı yiyecek ve içecekleri doya doya yedikleri ve kana kana içtikleri halde bunlar uzun süre tükenmezler. İftara yakın zamanlarda soframızın nasıl dolduğunu anlayamıyoruz. Allah'ın bu nimetlerini diğer aylarda görebilir misiniz? Sofralarımız yiyecekler ve içeceklerle dolar taşar adeta. Hele iftar yaparken içtiğimiz suyun, yediğimiz yemeğin lezzetini başka hiçbir ayda bulabilir miyiz?

Beşeriyet olarak diğer aylarda göremediğimiz bir yakınlık ve sıcaklık hissederiz. Birbirimize daha bir candan, daha bir samimi oluyoruz bu ayda. Herkes aile yakınlarını, dostlarını ve komşularını bir başka gözetmektedir. Fakirin eli tutmakta, yetimin başı okşanmakta, yaşlı ve ihtiyarlar ziyaret edilerek gönülleri alınmaktadır. Büyük alışveriş merkezlerinde kumanyalar hazırlanıp veren el ile alan el arasında bir bağ kurulur.

Şimdi Ramazandayız ve bu ay üzerine konuşacağız. Çocukluk yıllarımızda köy ile şehir arasında mekik dokuduğumuz o vakitlerde Ramazan ayını idrak meyanında şunu söyleyebiliriz. Şehirde mahalle sakinleri sıra ile iftar verirlerdi. Bu iftar yemeklerine çoğu zaman babamızla birlikte giderdik. Yemeğin adının iftar değil de Mevlit yemeği olduğunu düşünürdük. Neden mi? Çünkü evimize gelen davetçi "Bu akşam Mevlit vereceğiz, bekliyoruz." Diyordu.

Burada "Mevlit vereceğiz." Deyimi şu manaya gelirdi. Mahallede Mevlit veriyorum diyen biri bu akşam yemek vereceğim, davetlim olur musun?" demek istiyordu aslında. Yıllarca yapılagelen barış yemeklerinin sırrı da buradan gelmektedir. Yoksa sadece yemek ile barış olur muydu?

Peki, Mevlit ve yemek ilişkisi nereden gelmiştir. Biraz da buna kafa yoralım. Önce Mevlit... Ramazan-ı Şerif dolayısıyla iftar öncesi Melle Hüsene Bati'nin (Molla Hüseyin El-Batevu00ee) Kürtçe mevlidi okunurdu bizim evlerdeu2026 Bu okuma da bir seremoni dahilinde, bir makamla yapılırdı. Önce Kur'an-ı Kerim okunarak başlanır. Ardından Mevlid-i Şerif'in bahirleri belli bir müzik makamıyla ve sırayla okunur. Her bahirden sonra tekrar Kur'an-ı Kerim tilavet edilir. İlahu00ee ve kasideler de belli yerlerde okunur idi. Ancak Mevlid'in vefat bölümü okunmazdı. Veladet bahrinde Peygamberimizin doğduğunu bildiren beyit okunduğunda ayağa kalkılır ve ara duası yapılırdı. Mevlidin sonunda asıl dua yapılır ve Fatiha suresi okunarak Mevlit bitirilirdi.

Kuran-ı Kerim ve Mevlit ziyafetinden hemen sonra ezan-ı Muhammedu00ee okunur ve yeni bir ziyafete başlıyorduk. Artık iftar vakti idi. İftara gittiğimiz eve yer darlığından hanımlar gelemiyordu. Ama aynı yemeklerden bütün komşu evlere dağıtıldığını da akşam eve gittiğimizde öğreniyorduk. Bizim için iftar vakti ev sahibi için adeta iftihar vaktine dönüşüyordu.

Komşuluk ilişkisinin had safhaya çıktığı o günlerden bu güne anlaşılan epeyce yol alınmıştır. Günümüzde özellikle belediyelerin verdiği iftar yemekleri metropol gibi şehirlerde bir ihtiyaç mahsulünden kaynaklanmaktadır. Buralarda işten eve yetişemeyen insanlar var. Çoğu zaman otobüslerde kumanyaların dağıtımına şahit de olmuşumdur. Ama küçük şehirlerde iftar yemeklerinden ziyade evlere yapılacak gıda yardımlarının daha faydalı olacağı düşüncesine sahibim. Yapılacak olan iftar yemeklerinin de yukarıda bahsettiğim gibi bir geleneği yaşatmak adına spesifik bir şekilde organize edebiliriz.

El-vakt, Ateş'in İbrahim'i yakmadığı bir şehir Urfa'da oruç tutmanın şuuru içindeyiz. Ve ateşin yakmadığı kadar İbrahim olma gerekliliğinin de. Bu düşünce ışığında bütün Müslümanların Ramazan-ı Şerifini tebrik ederim. Ayrıca bu mübarek ayda Suriye'de, Irak'ta, Mısır'da, Arakan'da, Filistin'de yaşanan Müslüman katliamını kınıyor. Sorumluların Allah'ın adaletinde yargılanacağı hatırlatmak istiyorum.

Not: Ramazan ayı dolayısıyla Şanlıurfa Büyükşehir belediyesi şehrin büyük camilerinde Mahya astırmış ve mahyalarda " Oruç tut sıhhat bulu2026Hayırlı Ramazanlar dilerimu2026. Celalettin Güvenç/ Büyükşehir Belediye Başkanıu2026" şeklinde sürekli kayan bir yazı hazırlatmış. Bazı haber siteleri de özellikle paralel medya sadece "Celalettin" yazısını alıp "Belediye başkanı mahyaya kendi adını yazdırttı" şeklinde haber yapmışlar. Bu yalan habere de Zaman Gazetesinde köşe yazarı Ahmet Turan Alkan nasıl atlamışsa bilmiyorum ama "Minareden atlarım, başkanı kutlarım!" yazısını şık bulmadığımı belirtmek istiyorum.