Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Temmuz 2015

Ramazanı Yazmak

İnsan yaşadıklarını niçin yazmak, kalıcı hale getirmek ve gelecek nesillere emanet etmek ister? Elbette bu duygu, insanoğlunun ebedu00eeyete duyduğu hasret ve muhabbetten doğar. İnsanoğlu hafızasında kalan, belki geçmişte yaşadığı tatlı ve acı olayları da beraberinde öte dünyaya götürmek istemez. Genelde ibret alınsın, ders çıkarılsın diye yazılır hatıralar. Peki ya Ramazan hatıraları? Onlar da öyle. Bilhassa çocukluk çağlarımızda yaşadığımız o çocukluk ramazanlarını, şölen tadındaki iftarları ve bayram seyranlarını unutamayız, unutmak istemeyiz. Hafızasını yitirenler bile dünkü olayları hatırlamazken, çocukluk yıllarına dair güzelim hatıraları her daim sökün eder, gelir.

Ben de çocukluk ramazanlarımı yazdım. Bunları parça parça Sefertası, Halim Selim Efendi ve Yıldızlarla Uyumak adlı kitaplarımda yayınladım. Ramazan ayına özel bir kitabı da hep düşünüp durdum. Hatta bir ara dosya hazırladım. Sonra o dosyayı bir gazeteye yayımlansın diye verdim, neşredilmediği gibi orijinal olan o metinlere bir daha kavuşamadım. Yani bir bakıma kayıp bir ramazan kitabım var ne yazık ki. Sağlık olsun.

1980'li yıllarda yazarların çocukluk dönemlerini araştırırken ve bunları Edebiyatçılarımızın Çocukluk Hatıraları'nda toplarken şuna şahit oldum. Tanzimat ve Cumhuriyet yazarları o masum yıllarına dair en ince ayrıntıyı bile kenara itmiyor, kaydedip geleceğe emanet ediyor. Halit Ziya'dan, Yahya Kemal'e, Necip Fazıl'dan Peyami Safa'ya, Tarık Buğra'dan Sezai Karakoç'a kadar neredeyse bütün edebiyatçılarımız bir şekilde maziye dönüp bakmış ve hatırlayabildiklerini en güzel cümleler ve akıcı bir dil ile kaleme almışlardır.

Ramazanlara ait kitaplar var ama doğrusu fazla değil. Hemen bir çırpıda aklıma geliverenleri sıralayayım: Halit Fahri Ozansoy'un Eski İstanbul Ramazanları, Ziya Şakir'in Osmanlı Döneminde İstanbul Ramazanları, Kitabevi'nin bir ara 'diş kirası' olarak her ramazan ayında okuyucularına armağan ettiği Ramazan Kitabı derlemeleri bu mübarek ayla ilgili güzel hislerden ve düşüncelerden ibaret. Adem Çevik'in Edebiyatımızda Ramazan isimli kitabını da unutmamak lazım.

Bugünlerde Ramazan-ı Şerif'i büyük bir coşku, heyecan, sevinç ve tatlı telaş içinde yaşıyoruz. İstanbul ve Ankara'da Ramazanı daha da güzelleştiren kitap fuarları var. Fuarları dolaşanlar şu iki güzel kitabı tezgahlarda göreceklerdir. İlki Dergah Yayınları'ndan çıkan ve Necdet Subaşı'nın kaleme aldığı Zamanın Behrinde Ramazan Hikayeleri, diğeri ise Dursun Gürlek'in hazırladığı Dersaadet'te Ramazan Akşamları. Subaşı, 'Türkiye'nin yakın dönem Ramazanlarına şahsu00ee penceresinden bakıyor ve bizi tanıdık bir dünyaya davet ediyor. Kitabın arka kapak yazısını paylaşayım: "80'lere daha varmamıştık. Henüz yeni yetme bir üniversiteliydim ve iftarı o zamanlara has bir şekilde herkes gibi ben de kendi evimde, ailemle birlikte yapardım. Aile içi yakınlıklar haricinde dikkat çekici davetler olmazdı. İftarlar evde yapılırdı, iftara gitmekten çok iftara çağırmak akılda kalırdı. Aileler arasında protokol yoktu, sadece özel misafirlere açılan göstermelik havalı yemek masalarının porselen takımlarının evlerde bir yerlere tıkılması için epeyce bir zamanın geçmesi gerekecekti. Yer sofrasında olurduk, kapıyı çalan lafı uzatmazdı, gelir sofraya otururdu. Yemekte herkese bir kaşık bulunurdu. 'Tanrı misafiri' diye bir şey vardı ve iftar yemeğinin varsa bir lezzeti, biraz da o, gelenin dualarıyla teşrif ederdi."

Dersaadet'te Ramazan Akşamları Kubbealtı Neşriyatı'ndan çıkan bir güldeste. Dursun Gürlek önsözde, "Her müslüman evladı gibi, ben de ramazanın, insanı sarıp sarmalayan o manevu00ee havasını daha küçük bir çocuk iken ciddu00ee ciddu00ee hissetmeye başladım. Bu ilahu00ee güzelliği, çocuk ru00fbhunu bile galeyana getiren bu büyük coşkuyu -itiraf edeyim ki- aradan geçen bunca yıla rağmen bir türlü unutamadım." diyor. Ve nefis metinlerin yazarları: Semih Mümtaz S., Hüseyin Cahit Yalçın, Mithat Sertoğlu, Ercüment Ekrem Talu, Münir Süleyman Çapanoğlu, Tahirü'l Mevlevu00ee, Yahya Kemal, Ru00fbşen Eşref Ünaydın, A. Süheyl Ünver, Samiha Ayverdi, Nihad Sami Banarlı, Halit Fahri Ozansoy, Necip Fazıl Kısakürek, Mehmet Kaplan. Daha pek çok isim var. Mesela Halit Fahri Ozansoy, Peyami Safa, M. Orhan Okay, Mustafa Kutlu, Ayhan Songar, İskender Pala, Abdullah Uçman, Namık Kemal, Cemal Oğuz Öcal. Mehmed u00c2kif'in kitabın sonunda yer alan "Ramazan" şiiri, hem bir dua, hem de günümüzde muhtaç olduğumuz birlik şuurunu telkin ediyor: "Ya Rab, şu muazzam Ramazan hürmetine, / Kaldır aradan vahdete hail ne ise; / Ya Rab, şu asırlarca süren tefrikadan / Artık ezilip düşmesin ümmet ye'se / Madem ki verdin bize bir ru00fbh-ı nevu00een / Ya Rab, daha bir nefha-i te'yid insin!"