Ramazan Temelkuran ile Söyleşi..
Ramazan Temelkuran ile ilham veren bir söyleşi gerçekleştirdik..
Yeni çıkan kitabınız hakkında konuşsak ?
Tabi neden olmasın?
En son “Bir Türk sevdim” adlı kitabım çıktı. Bu yaşanmış gerçek bir olaydan yola çıkılarak yazılan bir kitaptır.
Bu kitabım birbirlerini seven iki gencin mücadele ile dolu aşklarını konu almaktadır.
Farklı kültürlere ve farklı etnik yapılara mensup olan iki gencin umulmadık bir zamanda umulmadık yerlerde karşılaşmaları ile başlayan bir aşk hikayesi..
Âşıklar kendilerince birbirlerini bulmalarinda ilahi bir anlam yükleyince daha da alevlenir bu aşk. Gelişen olaylar neticesinde birleşmeye mi yoksa ayrışmaya mı evrileceği ikilemi içerisinde gelgitler yasarken, bu aşkın sonunun nereye gideceğini kendileri de merak ederler.
Bu kitabı okuyan kişi Kendince fikirler yürütürken, kendisini bir sürprizin beklediği gerçeğiyle karşılaşır. Ve boylelikle okur şaşkınlığını gizleyemeyecek bir son ile biterir romanı..
Yazma merakınız ne zaman ve nasıl oluştu?
Yazmaya olan merakım çocukluk yillarim olan ilkokul yıllarıma kadar dayanır özellikle de şiir yazmak.
Bu merak ilkokulda bir kaç tane ogrenci arkadaş ile rap üzerine yazma isteğimiz ile başladı diyebilirim.
Bilirsiniz ilkokul yıllarında öğrencilerin birbirlerine olan bağlılıkları vardir. Bu da birbirleri üzerinde etkiye neden olur. Bu Bizde daha çok rap müzik eğilimi oluşturdu. Sınıfımızda bir kaç öğrenciyle beraber rap müziğe kafayı takmıştık. Sürekli onları dinlerdik. Daha sonra kendi aramızda bir şeyler yapmak için bir şeyler yazmaya başladık. İlk yazmam bu şekilde başladı diyebilirim.
Sonraki yıllarda yazmayı ve okumayı seven biri olarak yazmak özellikle de şiir yazmak daha çok ilgimi çekti. Ve elime geçen kalemle ve kağıtla bir şeyler karalayip, yazmaya başladım.
Şu an bile kitaplığımda duran bazı eski kitap ve defterlerimi kurcaladığınızda yıllar öncesine ait olan o kitaplarımın bir köşesinde ya da bir defterimin içinde bir şeyler yazmış olduğunu görebilirsiniz.
Özellikle bunların şiir olduğuna şahitlik edebilirseniz.
Ancak benim bu yazdıklarımı kitap haline getirmemin asıl nedenini “Mutluluk sana uzak değil” adlı kitabımın önsözünde belirtmisim. Dilerseniz kitabımdaki önsözü burada sizinle paylaşmak istiyorum.
…
Bir yerlerden başlamak lazım diye düşünüyorum. Yıllardır yazıyorum. Sebebi de yazmayı çok seviyor olmam. Ama nedense sürekli yazdıklarımı ya yazdıktan sonra yırtıyor, ya da yakıyorum. Ama artık buna bir son vermem gerektiği kararına vardım.
Neden mi?
Çünkü insan bıraktıklarıyla anılır.
Şair şiirleri ile,
Yazar yazılarıyla,
Mimar yapıtlarıyla,
Ressam resimleri ile...
Ve ben de bu yüzden yazmaya,
Ve yazdıklarımı yakmamaya karar verdim.
Beni bu konuda ikna eden ve yazdıklarımı siz değerli okuyucuyla buluşturan ise, değerli bir arkadaşım oldu. Yıllar sonra görüşme fırsatı bulduğum bu arkadaşım, kendisiyle bir çay bahçesinde otururken, bana hala yazıp, yazmadığımı sordu. Ben de ona yazdığımı ancak daha sonra onları yırtıp, yaktığımı söyledim. Bana bunun yanlış olduğunu, benim yazmam ve yazdıktan sonra da onları yırtıp, yakmam yerine, yaymam gerektiğini söylemesiyle, şu an elinizde bulunan bu kitap, ortaya çıkmış oldu. Bu yazdıktan sonra yırtıp, yakmamaya karar verdiğim ilk kitabımdır..
Kitap yazarken nasıl ilham alıyorsunuz?
Tabii ki burada insanın ruh hali çok önemlidir.
İnsanların yaşadıkları, düşündükleri, karşılaştıkları kısacası gün içerisindeki olaylar neticesinde, zamanla biriken olayların insanın bilinç altına etki ettiğinden dolayı insanoğlu bunu dile dökerek dışarıya vura bilmektedir.
Bu yüzden kişinin sevinçli ya da hüzünlü olduğu esnalardanda yazmış olduğu yazıların veya şiirlerin bu duyguların etkisinde kaldığını görebiliriz. Kişi bu iki olgudan ilham alabilmektedir.
Beni soracak olursanız, ben her ne kadar her iki olgudan ilham alsam da daha çok hüzünlü olduğum halimden ilham alırım.
Bir olaya bir kişiye ya da bir şeye üzülüp hüzünlendiğimde hemen oracıkta oturup o hüzünlü halimle bir şiir yazabilirim o olay üzerine..
Belki de bu günümüzde acı, kan ve gözyaşının oluk oluk aktığı günümüzün içimize acı olarak etki edip dışarıya doğru yansımasındandır..
Kitap yazarken zorlanıyor musunuz?
Hayır kesinlikle zorlanmıyorum.
Size garip gelebilir ama size şunu söyleyebilirim. Bir gece oturup bir konu hakkında sabaha kadar bir kitap yazabilirim. Yeter ki istediğim ve odaklandigim bir şey olsun.
Elbette bu insandan insana fark eden bir durum ve bu yazıyı okuyanlar bu konuda farklı fikirler ortaya koyabilir.
Biliyorum ki insanların buna bakışları farklı olacaktir. Ama kitap yazmanın benim için zor olduğunu söyleyemem. Elbette bir kitap yazarken kitabın konularının düzenlenmesi, olayların akışının sağlaması kişiyi yorabilir. Bunlar olması gereken şeylerdir. Ancak bunun dışında oturup yazmaya başladığımda konunun kendiliğinden akıp gittiğine şahitlik ediyorum. Yeter ki isteyeyim ve vaktim olsun..
8 tane kitabınızın olduğu biliniyor bunlar nelerdir?
Evet bu son çıkan kitabımla beraber şimdi ye kadar 8 tane kitabım yayınevinden çıkmıştır.
Kitaplarımda, Türkçe, Kürtçe ve Arapça olmak üzere üç dile de yer verdim.
Kitaplarımın yıllara göre sıralaması şu şekildedir.
1) Mutluluk Sana Uzak Değil / Kişisel Gelişim /2016 - 2024
2) Mewlîda Nebî Heta Dawîya Jîyana Wî / 2017
3) Eqîda Îmanê Ji Kaniya Qur'anê / 2018
4) Terqîna Mirî / 2018
5) Destana Mîr Mihemedê Eyyubî (1258) Şerê Farqînê Li Hember Moxolan / 2024
6) Usûlu'l-Hedîs / 2024
7) Seviyor Sevmiyor Çiçeği Papatya (Roman) 2024
8) Bir Türk Sevdim /(Roman)2024
Bunların dışında yazıp bitirdiğim ve hala çıkarmadığım eserlerimin olması ile beraber hala yazmakta olduğum eserlerim de bulunmaktadır. Fırsat buldukça yazmaya gayret gösteriyorum. Üretmeye ve böylelikle hem kendime hem de topluma faydalı bir birey olmaya çalışıyorum.
Kitap yazmak isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Altını çize çize okuduğumuz kitapların hepimizin üzerinde etkisi olduğu bir gerçektir.
Bu etkilerden bence en önemlisi, 'Acaba ben de yapabilir miyim?’ sorusunu oluşturduğu heyecandır.
Bana sorarsanız elbette yapabilirsiniz. Bunun için kişi önce karar vermelidir..
Bir şeyi başarmanın en önemli yolu o şeye önce karar vermektir.
Sonra ona inanmaktır. Sonrasında da ona ulaşmak için adım atmaktır. İlk adımı attıktan sonra gerisi kendiliğinden gelecektir. Bunu yaparken bol bol okuyup araştırıp malzeme topladıktan sonra korkmamalarını tavsiye ederim..
Ramazan Temel Kuran Kimdir?
Ramazan Temelkuran,
1987 doğumlu olup, ilk ve ortaöğretimini Adana, liseyi Gaziantep'te okuyup, Anadolu Eskişehir İlahiyat Fakültesi mezunudur.
2011'de diyanet işleri başkanlığında imam hatip olarak göreve başlamış ve hala imam hatip olarak görevine devam etmektedir.
“Halka hizmet Hakka hizmettir.” mantığıyla yaptığı bu görevin yanında yazarlığa soyunup şimdiye dek bir çok kitaba imza atmıştır. Ramazan Temelkuran, Kürtçe, Türkçe ve Arapça bilip, her üç dile de eserlerinde yer vermiştir..
Kendinizden biraz bahsedebilir misiniz?
Ramazan Temelkuran dünyaya adım attıktan bir yıl sonra annesini kaybetmiş ve dünya yolculuğunda annesiz olarak yürümeye devam etmiş biri olarak zorlu bir hayat sürmesine rağmen, asla pes etmeyen ve hayatın zorluklarına rağmen asla umudumu yitirmemiştir. Çünkü biliyordur ki;
Umudunu yitiren kendini bitirir.
Kendini bitiren her şeyini yitirir.
Bu yüzden kararlı bir şekilde, her ne kadar her kes gibi bazen sendelese de, her daim umutlu bir şekilde yürümeye devam etmeye çalışıyorur..