Ramazan nedir?
Oruç, zannedersem imsakten güneş batana kadar sadece aç durmak değildir. Bu süre boyunca sanki namaz kılmakta imiş gibi bir hu00fbşu içinde olmaktır.
Ramazanı sadece, yeme-içmede düzenleme ve kısıtlama zannetmek bir hatadır.
Manevi iklimin yoğunlaştığı mukaddes Ramazan, aklen, ruhen, bedenen revizyona, restorasyona tabi olma ayıdır.
Ramazan, on bir ay boyunca, "dünya" yla hemhal olan insanoğlunun, gemisini sakin bir limana çekip, bir ay boyunca geldiği ve gideceği yolun bir muhasebesini yapması, "ahiret" le hemhal olmasıdır.
Bir hekim olarak, ramazanda şuradaki yağlarınız erir, buradaki şekeriniz düşer, şöyle zindeleşirsiniz, böyle gençleşirsiniz yorumlarına girmek, bir ibadeti dünyevi çıkarlara, fiziki yararlara indirgemek, istemiyorum, uygun bulmuyorum.
"Nerde o eski ramazanlar" hayıflanmasını çirkin buluyorum!
Hayıflanılan o "eski ramazanlar" ramazan değil, panayırdır.
"Ramazan" ziyafetler, çalgı-çengiler, tiyatrolar, direkler-arası değildir.
Bir de şunu hatırlatmadan geçemeyeceğim.
Rivayet edildiğine göre, Romalılar yemeye-içmeye çok düşkün idiler. Doymak için değil, zevk almak için yerlerdi. Sofralar da öyle zevkle, israfla hazırlanırdı. Öyle ki tam doydukları halde gözleri yemeklerde kalır, bu güzel yemeklerden tekrar tadabilmek için, tavuk tüylerini boğazlarına dokundurarak kusar, tekrar sofraya otururlardı.
Acaba bizim iftar sofralarımız, Romalıların bu sofralarına benzemek zorunda mı?
Yiyemediğimiz, kahvaltı ve öğlen yemeğini, akşam yemeğine ilave ederek, üçünü bir defada tüketmek, adeta oruçtan intikam almak zorunda mıyız?
Ramazan, bir de ayeti kerimedeki "Ben Müslümanlardanım" şuuruna erme fırsatıdır.
"Ben Müslümanlardanım" ne demektir?
Afrika'da bir bardak suya hasret Müslümanla susuz kalmaktır.
Filistin'de ezanı yasaklanmış, Yahudi silahlarının gölgesinde iftar açanlarla, yedikleri boğazında düğümlenenlerle iftar yapmaktır.
Trump' a 150 milyar dolar rüşvet veren Suudi Kralından iğrenebilmektir.
Ülkeleri ellerinden alınmış, Afganlılar, Suriyeliler, Iraklılarla sürgüne gidebilmektir.
Akın akın kafir ülkelerine sığınmaya giderlerken denizlere serpilen Müslümanlarla boğulmaktır.
Bir zamanlar İslam'ın kalbinin attığı Semerkant'ta, Buhara'da ezanın suskunluğunu işitebilmektir.
Bütün Türk Cumhuriyetlerdeki Müslümanların "soy isimlerindeki Rus işgali", "of-ov" eklerine yanabilmektir.
Nursultan Nazarbayev'in Kazakları Rusça konuşmaya zorlamasına kahrolmaktır.
Esed' in ve Putin'in varil bombalarıyla kavrulmaktır.
Türkiye'nin nihayet yaptığı, artık İsrail'e muhtaç olmayacağımız İHA' larla uçmak, fırtına obüsleriyle vurmaktır.
Pakistan'ın Atom Bombası ile patlamaktır.
Müslümanların, dünyanın öbür ucundaki yoksul kardeşlerine açtıkları su kuyusu, yaptıkları okul, aşevi, hastane ve uzattıkları el olmaktır.
Hayırlı, bereketli, zaferli, seferli, aflı, mağfiretli ramazanlar diliyorum.