Ramazan gibi dostların olsun
Öyle dostların olsun ki…
Geldiklerinde
sevinç kaplasın içini, gittiklerinde hüzün.
Ramazan
öyle bir dost.
Hep
hayra çağıran,
İyiliği
emredip kötülükten meneden.
Gelirken
sevindiren, giderken hüzünlendiren.
Bir
sonraki vuslatı iple çektiren.
*
Ne
güzel bir Gönlü vardır Ramazan’ın ve ne güzel bir ‘Dil’i.
“Gönlünü temiz tut!”
der.
“Dilini temiz tut!
İftiradan, yalandan, gıybetten uzak
dur!”
*
“Ey,
Elinden ve dilinden emin olunan kul!”
*
Ramazan,
“Helâlinden kazan, harama asla
tevessül etme!” diyen bir Dost’tur.
“Helâlinden kazandığın maldan,
akrabalara, yetimlere, fakirlere, yolculara…
Muhtaçlara ver!”
diyen.
“Bugün bir yetimin başını okşadın
mı?”
diye soran.
Ve
her an hatırlatan:
“Namazı hakkıyla kıl, zekâtı
hakkıyla ver!
Allah’a ve Allah’ın kullarına
verdiğin sözlere sadık ol! Emanete riayet et!
Emin ol!
Mü’min ol!
*
“Hasta isen, sıkıntıda isen Allah’a
sakın isyan etme!
Sabret!
Tevekkül et!”
Ramazan, “Dünyana
ahretine faydalı olmayan söz ve davranışlardan uzaklaş!” diye ikaz eden bir
dosttur.
“İffetini, namusunu koru!”
diyen.
“Edepli ol.
Edepsizlik etme!”
*
Elbette,
tekrar tekrar namaz:
“Sana kitaptan vahyedileni oku,
namazını dosdoğru kıl!”
Ramazan,
kalplerimize Allah’ın emirlerini hatırlatan bir dost.
“Namazın seni, her türlü
ahlâksızlıktan, edepsizlikten, haksızlıktan, adaletsizlikten korusun!”
Namazın
böyle bir namaz olsun.
Şekilden
ibaret olmasın!
Oruç
da…
Aç
kalmaktan, susuz kalmaktan ibaret değil.
Yalan
söylüyor ve yalanla iş yapıyorsan…
“Allah’ın senin aç ve susuz kalmana
ihtiyacı yoktur!
Muhtaç olan sensin!..
Aczinin farkında ol.
Mü’min ol!
Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!
Kendinin, anne babanın, akrabanın
aleyhinde bile olsa, adaleti ayakta tut! Allah için şahitlik edenlerden ol!”
*
-
Annene, babana öf bile deme,
-
Zevcine, zevcene adil davran,
-
Çocukların arasında adaletsizlik yapma,
-
Adaletten şaşma,
-
Mazlumun âhını alma,
-
Müjdele, nefret ettirme,
-Kolaylaştır
zorlaştırma!
*
Ye,
iç…
İsraf
etme!..
*
-
Bencillikten uzak dur,
-
Başkasına iyilik et,
-
Yaptığın işi güzel yap,
-
Adil ol, adaletin de üzerine çık,
-
İhsan’ı unutma,
-
Vermen gerekenden fazlasını ver!
*
Ramazan
bizi gece gündüz ikaz eden bir dost:
“Kibirlenme!
İşçiye, hizmetçiye, yoksula, fakire
iyilik yap.
Allah, kendini beğenenleri, çokça
övünenleri, yeryüzünde böbürlenerek yürüyenleri sevmez!”
*
Ramazan
ne güzel bir Dost.
Bu
sene de bir ay boyunca bizimle birlikteydi.
Dostlarımız
Recep ve Şaban,O’nun gelişini haber verdi. Ramazan
gönüllerimize, evlerimize ne güzel geldi.
Bu
sene de, nice güzelliklere vesileydi.
Ve
işte,
Gelişiyle
sevindiren “Dost” giderken “hüzün” bırakıyor kalplerimize.
Çocuk
işte…
Şunu
sordu saf yüreğiyle:
“Ramazan’ın bitmesine üzülüyorsak,
niçin Bayram yapıyoruz amca?”
Bayram,
gülüp oynamak değil.
“Şeker Bayramı”
hiç değil!..
Çocuğa
nasıl anlatacaksın?
“Bir veda yemeği gibi. Aramızdan
bir süreliğine ayrılacak olan Dostumuzla birlikte bir veda yemeği..
Böyle düşün.”
*
Ramazan
yine gelecek de, biz burada olacak mıyız?
Geçen
Ramazan, kimler aramızdaydı…
Nice
tanıdık rahmetli oldu…
Seneye
kadar, kim öleee
kim
kala.
*
Ramazan,
Güzel Dost, bu sene de gidiyor.
Biz,
bu “Dostluk Pınarı”ndan ne kadar
istifade edebildik?
Aç
ve susuz kalmanın ne kadar ötesine geçebildik?
*
Ramazan,
bizim Dostumuz.
Pekiii…
Biz
Ramazan’ın Dostu muyuz?
“İnancımızın İnsanı”
mıyız?
Yoksa…
Oynuyor
muyuz?
*
Ramazan
Bayramınızı tebrik ediyorum..
“Dost”lar.