Ramazan: Diriliş ve Muhasebe
İnsanın kendisi dışında her şeyi ve herkesi muhasebeye çekmeyi kendisine görev ve hak bilmesi, kişinin en büyük yanılgısıdır. Kişinin, diğer insanların ve varlıkların muhasebesini yapma gibi bir görevi yoktur. Kişinin, başka insanları ve varlıkları muhasebeye çekmesine gerek olmadığı gibi, böyle bir tutumun hiçbir verimli sonucu da bulunmamaktadır. İnsanın, sadece kendisini hesaba çekme ve yenileme görevi bulunmaktadır. İnsan olarak kendimize ve hayatımıza karşı temel görevimiz, kendimizin muhasebesini yapmaktır. Kişinin, kendisi yerine hep başkalarının muhasebesini yapması, kendisinin ve hayatının ihmali ve inkarı anlamına gelmektedir. Allah, bizi başkasını muhasebecisi olmakla görevlendirmemiştir. Allah, bize, sadece kendi kendimizin muhasebecisi olmak sorumluluğu yüklemiştir. Yeryüzünde Allah’ın halifesi görevinin yerine getirilmesi için insanın kendi kendisini sürekli olarak hesaba çekmesi gerekmektedir. Kendi kendisini hesaba çekmeyenler, Allah’ın halifesi ve kulu olma misyonunu yerine getirme kapasitesini, yeteneğini ve bilincini kaybetmektedirler.
İnsanın kendi kendisini hesaba çekme sorumluluğunu ve görevini ihmal etmesi ve unutması halinde yeryüzünün koyu bir cehalet yeri haline getireceğini bilen Şeytan, kişiyi kendisi dışında her şeyle ve herkesle meşgul etmeye ve mesul yapmaya çalışmaktadır. Şeytan insanın apaçık düşmanıdır. Şeytan, insana apaçık düşman olduğunu hep onu başkalarından mesul olduğu yanılsamasına inandırarak gizlemeyi başarmaktadır. Kendini hesaba çekmeyi gereksiz gören ve bunu insan, aslında kendisinin düşmanıdır. Muhasebe ve yenilenme bilincini, yeteneğini ve kapasitesini körelten ve körleştiren Şeytan, insanı, kendisine, Allah’a, tabiata ve topluma düşman haline getirmektedir. Şeytan’a ve şerre verilecek en güzel cevap, kişinin kendisini muhasebeye çekerek olgunlaştırmasıdır.
Ramazan ayı, insanın kendisini muhasebe etme ve yenileme bilincini canlı bir şekilde hayatına geçirmesi gereken bir dönemi ifade etmektedir. Sayısız rekat namaz kılmak veya çok sayıda Kur’an’ı hatmetmek, Ramazan ayının ve oruç ayının amacı değildir. Ramazan ve oruç, insana sadece kendisini muhasebeye çekme ve yenileme görevini hatırlatmakta ve bu görevin gereğini yerine getirmesini istemektedir. Ramazan’da ve hayatımızın bütün zamanlarında şeytanları ve şerleri bağlayabilmemizin tek yolu, kendimizi muhasebe etmek ve yenilemektir. Kendimizi muhasebe etmediğimiz sürece, kendimizi köleleştirecek, Şeytanlarımızı güçlendireceğimizin ve onları kendimize efendi haline getireceğimizin unutulmaması lazımdır.
Rahmet Peygamberi, insanın kendisini muhasebeye çekmesi ve yenilemesi konusunda en güzel model konumundadır. Ramazan’ın son 10 günü itikafa çekilen Rahmet Peygamberi, uzlete çekilmiş bir mistik gibi günlerini geçirmemiştir. Rahmet Peygamberi, Ramazanın son 10 gününü bütün gücüyle kendisinin muhasebesini yapmaya ve Kur’an’ın mesajını anlamaya çalışmş ve insanlık durumunu tahlil etmiştir. Rahmet Peygamberi, insanı ve Kur’an’ı itikafta derinliğine sahici bir şekilde okumuş ve idrak etmiştir. Rahmet Peygamberi’nin insanı ve Kur’an’ı sahici bir şekilde anlama ve uygulama tecrübesi, insanlığın manevi, ahlaki, siyasi, sosyal, ticari, diplomatik, edebi, hukuki ve düşünsel alanlarda olgunlaşmasını ve gelişmesini sağlamıştır.
Ramazan ayı, insan ve Kur’an kitabının birlikte okunması, kişinin kendisini Kur’an ışığında muhasebesi ve kendisini nasıl ihya edeceği konusunda yollar bulmasının imkanlarını sunmaktadır. Kişi, ancak kendisini muhasebe ederek ihya edebilir. Kendisini muhasebe edemeyenler, kendilerini canlandıramayacakları gibi, başkalarının da insani açıdan yozlaşmasına ve fosilleşmesine sebep olurlar. Ramazan’da ihtiyaç duyduğumuz şey, bizi ihya edecek şekilde kendimizin muhasebesini gerçekleştirmektir.
İnsan için en önemli soru, kişinin Kur’an’ın ahlakıyla nasıl ahlaklanacağı problemidir. Rahmet Peygamberi’nin hayatı, Kur’an ahlakının hayata dönüşmüş uygulamasıydı. Kur’an’ın ahlakıyla ahlaklanmak için kişinin akıl ve tefekkürle kendisini sürekli olarak muhasebeye çekmesi gerekmektedir. Kur’an, insanları sürekli olarak aklı kullanmaya davet ederek onları kendilerini muhasebe ve yenileme sorumluluğunu hatırlatmaktadır. Cehalet, insanın aklını körelterek kendisini muhasebe yeteneğini kaybetmesi, şirkin, putların, hurafelerin ve değişik tür yozlukların kölesi olması anlamına gelmektedir. Ramazan ve oruç, cehaletten kendimizi muhasebe etmek yoluyla çıkmak için verimli, yapıcı ve ahlaki bir imkandır. Kendimizi muhasebe etmediğimiz sürece, geçirdiğimiz zamandan hayat olarak söz etmemiz mümkün değildir. Akıl, muhasebe, yenilenme ve düşünme ile cehaletin çocuksuluğundan kurtularak Tevhid’in ve Kur’an’ın olgunlaştırıcı ve geliştirici mesajını anlamak suretiyle kendimizi ihya etmemiz mümkündür.
Ramazan ayı, kendimizi muhasebe etmeye cür’et ve cesaret etme dönemidir diyebiliriz.