Ramazan davulcusu, iftar sofraları ve cola\u2026
Mübarek ramazan ayının yarısını geçirdik; günlerin yarıdan sonra daha hızlı veda ettiği tecrübe edilmiş bir hakikat. Eskinin mahyalarında şimdinin sosyal medyasında "Elveda ey şehr-i ramazan" yazılarının, güzellemelerinin yapıldığı döneme girdik.
Ramazan ayının manevi iklimini ne kadar duyumsadık, feyzinden nasıl istifade edebildik; tartışılabilir. Hoş, siyasetin kesif ağırlığı gözümüzü, gönlümüzü siyasetten tam anlamıyla koparamadı ki ramazanı hissedelimu2026
Ülkemizde, ramazan denince olmazsa olmaz, gündeme gelmezse eksik kalacak derin ya da sığ konular vardır. Bunların ilki, malum medyada "oruçsuza dayak" haberlerinin dolaşıma girmesi üzerinden an bir ayın sultanı dönemde -İslam dinine- ağırlaştırılmış salvoların dolaşıma girmesiyle başlar.
Oruç tutmayana dayak bir şehir efsanesi midir, yoksa İslam'ın yıpratılması için zemin mi yapılır bilemem! Emin olduğum tek şey sokağa çıktığımda, hele hele AVM'lerde, oruç tutan tek kişi olduğumu hissetmemdir!
Ramazan denince sahur davulcularımızı konuşmamak olur mu?
"Sahur vaktine saatler varken gümbürdemeye başlayan davullar gelenek ve kültürün taşıyıcılığını yapmakta mıdır yoksa artık misyonu bitmiş bir gürültü müdür" konusu, mutat tartışmalarımızdan olmaya devam ederu2026
Çalar saatlerin, akıllı telefonların uyandırıcı görevini üstlendiğinden beridir davulculardan, uyandırma amacından çok geleneksel bir ritüeli sürdürmesinden başka bir amaç bekliyor değiliz.
Vatandaşın çoğunluğunun davullar kalmalı, fikrine kültürel mirası mühimseyen bir tarihçi olarak katılıyorum. Bununla birlikte davulculuğun daha estetize edilmiş formda inşasına ihtiyaç olduğu düşüncesindeyim...
Ramazan denince akla ilk gelenlerden iftar sofraları artık iyice yerleşmeye başlayan resmi, kurumsal iftar programları ile farklı bir şekle büründü.
Her STK'nın her sivil kurumun, siyasi partilerin, belediyelerin iftar programları içerisinde en güzelinin iftar çadırları olduğu bir hakikat. Vatandaşın ağırlandığı, kimi zaman esnafın kimi zaman bir hayırseverin finanse ettiği sofralardaki mütevazılık gözümüzden kaçmıyorsa da yine de "hiç, yoktan iyidir" diyoruzu2026
Kurumsal iftarlar ise çadır iftarlarının aksine zengin menülü, bol protokol mensubu davetlisi ile şaşaalı programlar anlamına geliyor. En büyük adamı ben kapayım, bununla PR yapayım endişesi içerisinde olandan medyada yer bulmak, görünür olmak, güçlü gözükmek adına organize edilen iftarlardan bahsediyoruz.
Bir de partilerin, STK'ların üyeleriyle birlik beraberlik, bütünleşme amacıyla yaptıkları davetler var. Ulaşılabilen protokol üyesi iftar yemeğinin baş davetlisi olarak programa katılım sağlarsa değmeyin organizatörün keyfine!
Protokolün ayrı bir masada ağırlandığı -hatta ayrı menü verildiğine de şahit oldum- üyelerin yine kendi kendilerine iftarlarını açıp, eşe dosta ünlü falanca kişiyle iftar yaptığını kıvançla anlattığı yemekleru2026 Üyeler eğer selfie maharetiyle protokol zevatından biriyle birlikteymiş gibi bir fotoğraf karesi yakalayabilmişse değmeyin keyiflerine!
Evdeki sofralara gelinceu2026 Reklamların yadsınamaz etkisiyle masalardan kalkan ayranların, ev yapımı meyve sularının, şerbetlerin yerini çoktan gazlı içecekler aldı. Modernleşme çabası içerisinde, televizyonda idealize edilen aile ile ortak paydanın, benzer yaşam biçiminin en kolay oluşturulma biçimi olarak ha bire devirip duruyorlar bardakları!
Nasıl sudan ucuz fiyata satıldıklarına akıl sır erdiremediğim bu sun'i, kimyasal içeceklerin en yoksul eve dahi pervasızca yerleştiğini görüp hayret ediyorum!
Ev yapımı limonata, şerbetlerden vazgeçtim; en azından ayran için, bunu da yapamıyorsanız bari gazlı içecekleri ramazan sofranıza yasak edin. Sesimizin ulaştıklarına konuşuyoruz da kalemimizin gittiği yerlere de söyleyelim; hadi kendinizden vazgeçtiniz de çocuklarınıza bu zehirleri nasıl içirirsiniz?!
Twitter.com/sabihadogann