Ramazan Bayramına Dair
Sevinç, neşe ve eğlence manasına gelen “bayram” kelimesinin Arapçası; “iyd” olup, âdet halini alan sevinç ve toplanma günü, demektir. Eskiler, “bayramınız kutlu olsun” yerine; “iydiniz saîd olsun,” derlerdi.
Bayramlar; dinî duyguların canlandığı, Müslümanlar
arasındaki kardeşlik bağlarının güçlendiği ve herkesin beraber sevinip mutlu
olduğu çok kıymetli zaman dilimleridir. Bayramlar; İslam toplumunun birlik ve
beraberliğini pekiştirir ve Müslümanlarda ortak bir anlayışın
doğmasına hizmet eder. İnsanlar; bayramlarda sıla-i rahim yapar, birbirleriyle kaynaşır,
yeni dostluk ve ahbaplıklar kurma imkânını bulurlar.
Ramazan ayı da, Ramazan bayramı da, Efendimiz
aleyhisselamın miladî 622’de Mekke-i mükerremeden Medine-i münevvereye
hicretini esas alan hicrî takvime göre başlar. Bilindiği gibi bu takvim, kamerîdir
ve yeni ayın gökyüzünde görülmesine dayalıdır. Bu takvim, sâbit ve mevsimsel, değildir.
Bunun için her sene Ramazan-ı şerif ayı, -bir önceki seneye göre- 10 gün erken
başlar ve böylece 33 yılda, sene içindeki devrini tamamlar. Ramazan-ı şerif, hicrî
takviminin dokuzuncu ayı, Ramazan bayramı da onuncu ay olan Şevval’in birinci
günüdür. Hicrî aylar sırayla şöyledir: 1-Muharrem, 2-Safer, 3-Rebîü’l-evvel,
4-Rebiü’l-âhir, 5-Cemaziye’l-evvel, 6-Cemaziye’l-âhir, 7-Receb,
8-Şaban, 9-Ramazan, 10-Şevval, 11-Zilkade, 12-Zilhicce.
Hicrî takvime göre sene 354 gün olup, bazı aylar 29 gündür.
Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem; Medinelilerin,
senenin iki gününde eğlendiklerini görünce: “Bu günler nedir,” diye
sordu. Onlar da; biz câhiliye döneminden beri bu günlerde eğleniriz, dediler.
Bunun üzerine Efendimiz aleyhisselam: “Allah
size, o iki gün yerine daha hayırlı iki gün verdi. Bunlar; adha (kurban)
bayramı günü ile fıtır (ramazan) bayramı günüdür.” (Ebu Davud 1134)
Bayram
günlerinde, meşru ölçüler dahilinde, eğlenmek serbesttir. Hazret-i Ebu Bekir,
kızı Hazret-i Âişe validemizin evinde, iki cariyenin tef çalıp eğlendiğini görünce;
onları susturmaya çalıştı. Bunun üzerine Efendimiz aleyhissalatü vesselam şöyle
buyurdu: “Ey Ebubekir, her kavmin bir bayramı vardır, bu da bizim
bayramımızdır!” (Buhari 952)
Bayram günleri gibi, geceleri de çok
kıymetlidir ve ihya eden kişi, büyük sevab alır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Şu
beş gecede yapılan dua geri çevrilmez. Regaib gecesi, Berat gecesi, Cuma
gecesi, Ramazan ve Kurban bayramı geceleri.” (Beyhaki, Sünenü’l-kübra 6293)
Dinimizde herşey gibi bayramların da bir adabı
vardır, şöyle ki:
Bayram sabahı, -daha önce verilmedi ise- önce;
“sadaka-i fıtır” verilir. Sonra bayram namazına gidilir. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
“Bu günümüzde yapacağımız ilk şey namaz
kılmaktır.” (Buhari 951)
“Bayram sabahı müslümanlar, namaz için
camilerde toplanınca, Allahü Teâlâ meleklere; “işini yapıp ikmal edenin
karşılığı nedir,” diye sorar. Melekler de, “ücretini almaktır,” derler. Allahü Teâlâ
da; “siz şâhit olun ki, Ramazandaki oruçların ve namazların karşılığı olarak,
kullarıma kendi rızamı ve mağfiretimi verdim. Ey kullarım! Bugün Benden
isteyin, izzet ve celâlim hakkı için, istediklerinizi veririm,” buyurur.” (Beyheki,
Fedailü’l-evkat 104)
Ramazan bayramı gününde şunları yapmak
sünnettir:
Sabah erken kalkmak. Gusletmek. Misvak
kullanmak. Güzel koku sürünmek. Yeni ve temiz elbise giymek. Sevindiğini belli
etmek. Yüzük takmak. Namaza -mümkünse- yürüyerek gitmek. Namazdan dönerken
farklı bir yol kullanmak. Karşılaşılan
müminlere güler yüzle selam vermek. Muhtaçlara sadaka vermek. Akrabayı ve din
kardeşlerini ziyaret etmek. Hediyeleşmek. Bayram namazından önce tatlı yemek. Müslümanlarla
tebrikleşmek. Eshab-ı kiram hazeratı: “Allah bizden de sizden de kabul etsin,”
manasında; “tekabbelellâhü minnâ ve minküm” şeklinde, tebrikleşirlerdi. (Beyhaki,
Sünenü’l-kübra 6294)
Unutmayalım
ki, altı günlük Şevval orucu da çok kıymetlidir.Hadis-i şerifte buyuruldu
ki: “Her kim Ramazan ayını oruçlu geçirirse ve buna Şevval’den de; 6 gün
ilave ederse, o bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi olur.” (Müslim 1164)
Bu
vebâsının bir an evvel bitmesine, İslam âleminin kurtuluşuna ve bütün
insanlığın hidayetine vesile olması duasıyla; şimdiden “İydü’l-fıtr”ınız
(Ramazan bayramınız) mübarek olsun…