Ramazan akletme ayıdır
Maddi ve manevi pisliklerden temizlenme ayı Ramazanı bir kez daha hanelerimizde misafir ediyoruz. Pandemi yüzünden insanların birbirlerinden kaçtığı bir atmosferden ABD’nin yaratıcı kaos planını uygulamak için tetiklediği Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle enerjiden, gıdaya bir çok ihtiyacını tedarik edemez duruma sürüklenen insanlığın tek beklediği şey ise huzur ve barışın getireceği istikrar ortamı.
Yaratıcı kaos
sadece hedef ülkelerdeki diplomatlar, büyükelçiler tarafından oluşturulmuyor. Ticaretten siyasete, yerel yönetimlerden
kamudaki işbirlikçilere, sivil toplumdan dini cemaat yapılarına hatta ve hatta
terör örgütlerine kadar varan geniş bir yelpazede hükümetleri ülkeleri lehine
iş yapamaz hale getiriyorlar. Yıllardır erken seçim kehanetiyle kaosa odun
taşıyan güdümlü muhalefetin 6 ayaklı masa bildirgesini bir büyükelçinin redakte
etmesi şaşırtıcı gelmemiştir hiçbirimize. Türkiye, Ukrayna’da barışa imkan
tanımak için İstanbul’da Rus ve Ukrayna taraflarını bir araya getirirken, Kanal
İstanbul’u yaptırmamakla efendilerine sadakatini göstereceğini sanan İmamoğlu’nun
25 kişilik AB delegasyonuyla Şişli’de
bir otelde buluşması tesadüf olmasa gerek.
Konuklarına Barış
Pınarı harekatını yapan Türkiye’ye örtülü veya açıktan silah ambargosunu niçin
uyguladıklarını sormaktan aciz ANAP kökenli sözde milliyetçi İmamoğlu,
hükümetin Ukrayna politikasından şikayet ederek, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı
Nikolaus Meyer-Landrut’a, ‘Bu savaşla, otoriter rejimlerle özgürlükçü rejimler
arasındaki ayrışma iyice belirginleşmiştir. Arzumuz, Türkiye’nin tarihin doğru
tarafında yer almasıdır” diyerek, Rusya ile ilişkilerin kopmamasından
destekçisi Akşener gibi şikayet ediyor. Gücü eline geçiren otokratik ve
popülist siyaseti bitirecek değişime hazır olmaları sinyali çakarak Erdoğan’a
karşı kendisini desteklemelerini istiyor büyükelçilerden.
İmamoğlu, geçtiğimiz
günlerde kitabını tanıttığı İnönü’nün yolundan gittiğini deklere ediyor. Malum
İnönü, Marshall yardımları karşılığındı Türkiye’yi ABD’nin kucağına oturtmuştu.
O Marshall, Türk toplunu nüfuz edilemeyen çoğunluk ve yaratıcı azınlık diye
ikiye ayırıyor. Ve Rockefeller vakfı gibi vakıflara, Türkiye’nin batıya
yakınlaşmasının ancak kendileriyle aynı vizyonu paylaşan ‘yaratıcı azınlık’
eliyle sağlanacağını belirterek, değişime liderlik edecek isimleri tespit edip
önlerini açmalarını istiyordu. CHP’liler de bugüne kadar hep kendilerini
yaratıcı azınlıktan saydılar. Rockefeller vakfı gibi vakıflardan fonlanarak
büyükelçilerden aldıkları talimatlarla nüfuz edilemeyen çoğunluğun değerlerini
aşındırmaya çalıştılar.
İmamoğlu’nun
beğenmediği hükümetin Ukrayna politikası hakkında AB delegasyonu, diplomasi
anlamında Fransa’nın yerini Türkiye’nin alması ‘Avrupa için trajik’ olduğunu
ifade ediyor. Türkiye’nin başardığını başaramayan Fransa Askeri İstihbarat
Direktörü General Eric Vidaud süreci yönetemediği için istifa etmek
mecburiyetinde kalıyor.
Savaşın sadece Ukrayna’da devam
ettiğini sananlara, Rus ordusunun Kuril adalarında büyük bir tatbikat başlattığını
hatırlatmak gerekir. İmamoğlu’nun da tarif ettiği ABD güdümlü
liberal demokrasiyi kurumlarıyla aşındıran Türkiye, Macaristan, Pakistan’a yönelik
ekonomik ve sosyal saldırılar toplumların kabusu haline geldi. Macar Başbakan
Urban en sağından en soluna 6 parti birleştirilerek oluşturulan muhalefet bloğu
Türkiye’de
olduğu gibi sandıkta devrilmek istenirken, tıpkı Erdoğan gibi ABD’nin yaratıcı
kaosuna muhatap olan Pakistan Başbakanı İmran Han’a karşı da
muhalefet birleştirilerek verilen gensoru önergesini Pakistan parlamentosu, ‘dış müdahale
olduğu gerekçesiyle reddetti. Parlamento, Amerikalıların yazdığı ‘İmran Han
giderse Pakistan affedilecek, aksi halde sonuçları olacak’ tehdidi
içeren mektubu buruşturarak çöp sepetine atıverdi. Pakistan’ın
sürükleneceği siyasi kaostan kurtarmak için meclis feshedildi. Ülke 90 gün
içinde seçime gidecek.
Mektup
demişken, ABD’de 68
senatör, Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e bir
mektup göndererek, BM İnsan Hakları Konseyi’nin
Gazze’de yüzlerce
sivil Filistinli çocuk ve kadını katleden İsrail soruşturmasının durdurulmasını
istediler. BM İnsan Hakları Konseyi üç kişilik bir komisyon kurarak Rusya’nın
Ukrayna’da
işlediği savaş suçlarını soruşturuyor. İşte size demokrasi, insan hakları
savunucuları, otokratik ve demokratik yönetim arasındaki fark. Ramazan oruç ve
namazın yanında, tefekkür etme ve akletme, dostu düşmandan ayırt etme ayıdır..
vesselam..