Dolar (USD)
34.56
Euro (EUR)
36.20
Gram Altın
2996.46
BIST 100
9416.57
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Rahmetli özal zehirlendi mi?

Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal, babasının otopsi raporunu hazırlayan Adli Tıp Uzmanlarının tehdit edildiğini söylemiş. Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporun oyundan ibaret olduğunu ifade etmiş.

Bir defa Adil Kurumu'ndaki yetkin uzmanların tehditle rapor yazacağını, tehditten etkileneceğine inanmak mantık dışıdır. Kimse böyle bir teşebbüste bulunmayı aklına bile getiremez. Gayet serbest bir ortamda, bilimsel olarak literatür ışığında tartışarak, her türlü incelemeyi yaparak ve on bir konunun uzmanının oybirliği ile imzaladıkları rapor mahkemeye sunulmuştur. Söz konusu rapor ekleriyle 1000 sayfayı geçmektedir.

Bu yüzden Ahmet Özal'a teessüflerimi bildiriyorum.

Peki Ahmet Özal bu işin niçin bu kadar üzerine gidiyor, illa öldürüldüğüne dair bir rapor çıksın istiyor? Anlamaya çalışalım.

Sayın Ahmet Özal 2002 yılında Nuriye Akman'a verdiği röportajda (halen internette bulunabilir) şöyle diyordu:

"Rahmetlinin ölümüyle ilgili hiçbir kanıt yok. Sadece halkın bazı düşünceleri var. Amerikan filmlerindeki gibi onun bunun peşine düşemezsin."

"Yaygara yapmanın bir yararı yok. "

Şimdi de Vatan Gazetesi yazarı Güngör Mengi'nin 27.12.2012 tarihli "Hem suç hem günah" başlıklı yazısına bakalım:

"Rahmetli Turgut Özal'ın çilesi kabrinde de sürüyor. Oğlu Ahmet Özal, "ölümü zehirlenme değil"raporuna inanmadığı için yeni hamlelere hazırlık yapıyor.

Dün medyaya, babasının öldürüldüğü iddiasını doğruladığına inandığı bazı fotoğraflar gösterdi.

Ancak fotoğrafların asılları Ahmet Özal'ı yalanladı.

Definden önce kesilen saçları savcıya götüreceğini söyledi.

Niye daha önce götürüp vermemiş?

"O zaman mezarını açmazlardı" diye savunuyor.

Mezarın açıldığı gün verebilirlerdi; niye vermedi?

Delil saklamak suçtur.

Tazminat davası açacak bir sebep aramak uğruna rahmetliye azap çektirmek ise günahtır."

Hırant Dink'e Tazminat

İnternette bulunacak habere göre İçişleri Bakanlığı, suikast sonucu öldürülen gazeteci Hirant Dink'in kardeşlerine 159 bin TL ödemiş. Acaba Özal ailesi rahmetlinin öldürüldüğü ispatlanırsa alacakları böyle bir tazminatı mı hedefliyorlar diye Güngör Mengi'nin yazısını okuyunca akla geliyor. Hirant Dink'e 159 bin veren devlet görevi başında öldürülen şehit cumhurbaşkanına acaba ne kadar ödeme yapar?

Zaten rahmetli Özal'ın 17 Nisandaki 20. Ölüm yıl dönümünde İstanbul Topkapı'daki Kabri başında yapılan anma töreninde Semra Özal'ın söylediği şu sözler de bize ilginç geliyor.

Semra Özal, "Eşinin görev başında öldürüldüğünü" söyleyerek "şehit kabul edilmesini, şehitliğinin tescilini istiyorum" demiş. Bununla da kalmayarak şu cümleleri eklemiş:

"Bütün haklarının, şehit olarak haklarının verilmesini istiyorum. Bütün derdim bu."

Bu sözlerden ne anlaşılıyor? Yorum okuyucununu2026