Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.13
Gram Altın
2966.57
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Ocak 2019

Rahmetli Akif, Vesayetçi Zihniyet, Kur’an ve Sünnet…

Hatırlayın o sıkıntılı günleri ve o berbat manşetleri:

“Gerekirse Silah Bile Kullanırız!” dediler, “Topyekün Savaş” dediler,

“Askerden RP’ye şok suçlamalar!” dediler…

Şu hale bakın,

“Erbakan Vermiyor!” bile dediler…

Bu zihniyetin o günlerdeki en haşin temsilcisi…

Rahmetli Akif’in “özgürlükçü anlayışına” atıfla…

“Fanatik İslamcıların İstiklal Marşı sözlerinin yazarını sevmeleri mümkün değil!” hükmüne yer vermiş!..

Sevsinler!..

Fanatik İslamcılar?..

Kimlermiş onlar?..

İşte…

Vaktinde attırdığı manşetlerin hedefindeki Rahmetli Erbakan ve diğerleri…

Rahmetli Muhsin Başkan da, bu zihniyetten neler neler çektiğini, ne iftiralarına muhatap olduğunu anlatmıştı uzun uzun.

Hatta…

Demişti ki;

“Bunların grubundaki gazeteye dâvâ açtık. Tazminat dâvâsını kazandık. Parasızlıktan ısıtamadığımız parti binamızın doğalgazını da bu dâvâdan gelen parayla satın aldık!”

Rahmetli Akif, kendisini son nefesini verene kadar takipte tutan “vesayetçi zihniyete” tepkisini, “Arkamda hafiyeler geziyor, ben vatan haini miyim!” diyerek dile getirmişti.

X

Efendim, bir ziyâret…

Rahmetli Necip Fazıl Üstad’ın, “Eskimeden, pörsümeden, ekşimeden devam eden bir münzevi yıldız gibi her gün daha canlı ışıklar dağıtan, samimi, tezatsız, hürmete lâyık” bir Dâvâ Adamı olarak nitelendirdiği Rahmetli Mehmet Akif’i, hayır ve minnetle yâd ettik, aziz hatırası Sebîlürreşad Dergisi’ni ziyaretimizde.

Merhum Akif’in Torunu Selma Ersoy Hanımefendi’nin derginin Onur Kurulu Üyesi olarak başında bulunduğu Sebîlürreşad’ın Genel Yayın Yönetmeni Fatih Bayhan, medya dünyasının yakından tanıdığı bir isim.

Kendisine, “Merhum Abdülhamit Han ve Merhum Akif Ersoy üzerinden yürütülen ve son günlerde iyice alevlendirilen tartışmalar” hakkında neler düşündüğünü sordum…

Rahmetli Abdülhamit Han ve Rahmetli Akif’in fotoğraflarının yer aldığı ve her iki ismin de “Cennetmekân” olarak anıldığı Sebîlürreşad sayısını uzattı…

“İkisini de çok severiz, hürmette asla kusur etmeyiz.” dedi.

Sonra…

Mütevazı Dergi Binası’nı gezdik;

Mescid, kütüphane, sosyal medya merkezi, sergi salonu, derslikler…

Bir köşede, Rahmetli Abdülhamit Han ile Rahmetli Akif’in fotoğrafları…

Birlikte…

Yeni Bölüm

SAYIN CUMHURBAŞKANI’NA HİTAP

Malûm;

Geçtiğimiz günlerde, Sayın Cumhurbaşkanı, 2018 yılı “Vefa Ödülü”nü Rahmetli Mehmet Akif Ersoy adına Torunu Selma Ersoy Hanımefendi’ye vermişti.

O programa aynı saat dilimi için verilmiş sözüm olmasından dolayı katılamamıştım.

Selma Ersoy Hanımefendi’nin Sayın Cumhurbaşkanı’na hitabını Sebîlürreşad’da gördüm.

Şöyle seslenmiş Ödül Merasimi’nde:

“Sayın Cumhurbaşkanım:

Arkamda hafiyeler geziyor Eşref, ben vatan hainimiyim…’ diyerek Mısır’a gönlü kırık gitmişti dedem.

11 yıl süren Mısır hayatından sonra İstanbul’a girerken Fatih’e, Süleymaniye’ye, Topkapı’ya bakarak iç geçirdiğini ve ‘Yurda döndünüz, ne hissediyorsunuz?’ diye soran gazeteciye, ‘11 yıl gurbette kaldım, 11 dakika daha dursaydım çıldıracaktım!’ diye cevap verdiğini hepimiz biliyoruz.

Vefatından 82 yıl sonra ‘Cennet Vatan’ın her bir köşesinde sevinçle karşılanan bu ‘Vefa Programı’ aslında milletimizin, bağrından çıkarttığı ruh aracılığıyla merhum ‘Dedem Mehmet Akif’ten dilediği özür’dür.

Bu özrün başımız üzerinde yeri vardır…

(…)

Kıymetli Cumhurbaşkanım:

Dedem Akif, Kur’an Şâiri idi. Dil, anlatım ve yaşantısının merkezinde “Kur’an ve Sünnet” vardı.

Tasvirleri, tasavvuru, sahneleri ve anlatımıyla edebi nasihatlerde bulundu. Kur’an’dan aldığı ilhamla asrın idrakine İslam’ı söyletti.

Ülkemizin en zorlu dönemlerden geçtiği günlerde –bugün olduğu gibi- umudunu her zaman diri tuttu. Yunus gibi Anadolu’yu, Doğu ve Batıyı gezerek ilim ve irfan ahlâkıyla diriliş meşalesini yaktı.

Bilime, fenne evet, hayatımızı, ahlâk ve medeniyet anlayışımızı değiştiren ‘kültür işgaline hayır’, dedi ve hayatı boyunca verdiği mücadelesini medeniyet ekseni üzerinden sürdürdü.

Mücadele ettiği Batı medeniyetini ise ‘tek dişi kalmış canavar’ olarak nitelendirdi.

Saygıdeğer Cumhurbaşkanım:

Şimdi değerlerimize, milli birlik ve beraberliğimize sahip çıkarak geleceğin güçlü Türkiye’sini kültür ve sanatla, bilim ve teknoloji ile inşa edeceğiz.

Bu konuda da Dedem Akif ‘Asım’ karakteri üzerinden rol model ortaya koydu.

Anadolu’daki konferanslarımızda, ‘Milli Eğitim ve kültür alanındaki faaliyetlerin Asım’ın Nesli’nin ihtiyaçlarına uygun olarak düzenlenmesi” yönünde büyük bir talep olduğunu’ görüyoruz.

(…)

Sizin de sık sık dikkat çektiğiniz bu alanlardaki eksikliklerin artık giderilmesini talep ediyoruz.

Dedem Akif, ‘Asım’ın Nesli’nin yeniden inşası için Peygamber (sav) Efendimiz’in güzide öğretmen sahabelerinden Asım bin Sabit’ten aldığı ilhamla gençlerimize yol haritası çizdi.

Zulme ve işgale karşı direnen, teslim olmayan, ilmi ve ahlâkıyla örnek bir nesil yetiştirmek için canla başla çalıştı, didindi.

Ye’se kapılmadı. Umudunu asla kaybetmedi. Biliyordu ki bu topraklarda daha nice Asım bin Sabitler, Sultan Fatihler gibi nice kahramanlar yetişecekti.

(..)

Sayın Cumhurbaşkanım:

Bu gençlik, 15 Temmuz gecesi sizin riyasetinizde ortaya koyduğu asil ruhla her türlü güzelliğe layık olduğunu gözler önüne sermiştir. O gece, ben ve Sebîlürreşad ailemizin bütün fertleri, yazarları, okurları ve diğer emekçileriyle birlikte meydanlardaydık. O gece milletimiz, istiklalimize ve istikbalimize her zaman sahip çıkan asil ruhunu, bütün veçheleriyle bir kez daha büyük bir cesaretle ortaya koymuştur.

‘Bundan sonra yapılması gereken; bu asil ruhun medeniyet birikimimizin hakkını veren yerli ve milli kültürel hamlelerle desteklenmesi’dir.

Kıymetli Cumhurbaşkanım;

Nasıl ki mazlum coğrafyalardaki kardeşlerimizin gözü Türkiye’deyse, Türkiye’deki mazlumların, adaletsizliğe uğrayanların gözü de sizin üzerinizdedir.

‘Bu nedenle başta, 28 Şubat sürecinde, hukuksuz başörtü yasağından dolayı eğitim ve iş hakları gasp edilen genç kızlarımız olmak üzere, o dönemin uygulamalarından kaynaklanan; düşünce, inanç ve fikir mağdurlarının haklarının iadesi ve mağduriyetlerinin tümüyle giderilmesi elzemdir.’

Bu mağduriyetler, zat-ı alinizin talimatı ile yasağın kaldırılması sonucu kısmen giderilmiş olsa da halen iş ve eğitim alanında o dönemde kaybedilen günlere dair hak kaybının da giderilmesini arzu ediyoruz.

(..)

Selam ve hürmetlerimizle

x

Efendim;

Vatan Şairimiz Rahmetli Akif’in Torunu Selma Ersoy Hanımefendi’nin, ‘2018 Vefa Ödül Merasimi’ vesilesiyle, Sayın Cumhurbaşkanı’nın huzurunda yaptığı, geniş bir özetini verdiğimiz bu konuşmayı dikkatle okumakta ve anlamakta fayda var.

Vesselam.