Dolar (USD)
34.48
Euro (EUR)
36.19
Gram Altın
2952.62
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Temmuz 2021

Rahmetin kuşattığı evler!

Useyd b. Hudayr (r.a.), Medineli Müslümanlardandı. Peygamber Efendimiz (a.s.) henüz Mekke’den Medine’ye hicret etmeden önce Birinci Akabe Biatı olmuştur. Hz. Peygamber (a.s.), genç bir sahabi olan Mus’ab b. Umeyr’i (r.a.) bir muallim, bir davetçi, olarak Medine-i Münevvere'ye göndermiş. Medine-i Münevvere Mus’ab’ın gayreti, Allah’ın inayeti ve lütfuyla kısa sürede ‘Yesrib’ken, “Medine” adını almayı hak edecek şekilde değişmiş Müslümanlaşmış. Birkaç kişi Efendimiz (a.s.) Akabe Biatında söz vermiş, Müslüman olmuşken, Hz. Mus’ab’ın çalışmalarıyla bir yıl sonra yetmişten fazla kişiyle İkinci Akabe Biatı gerçekleşmiş. Sonra da Müslümanlar peyderpey, gruplar halinde Mekke’den Medine’ye hicret etmişlerdi.

Birinci Akabe Biatından sonra Mus’ab b. Umeyr (r.a.) bulduğu her imkânda insanlara -birebir ya da gruplar halinde- öğrenmiş olduğu Kur’an ayetlerini okuyor, onları “La İlahe İllallah Muhammedur Rasulullah” demeye davet ediyordu. Allah'tan başka yaratan, yaşatan, rızık veren; Allah'tan başka ibadete layık bir varlık olmadığını, bizi yaratanın O olduğunu, öldükten sonra tekrar dirilteceğini, yaptıklarımızdan ve yapmadıklarımızdan hesaba çekeceğini, Hz. Muhammed (a.s.)’ın O’nun kulu ve Resulü olduğunu, O’nun emir ve yasaklarını insanlara ileten bir elçi olduğunu anlatıyordu.

Henüz İslam’la müşerref olmamış Abduleşheloğullarının lideri Sa’d b. Muaz, Musab b. Umeyr ile Esad b. Zürare’yi beraber oturmuş, bir gruba İslam’ı anlatırken görünce sinirlenip, öfkelendi. Muaz, Üseyd b. Hudayr’a: “Git şunları arazimizden çıkar. Gelmiş zayıf olanlarımızın aklını çelip, dinlerini değiştirmeye çalışıyorlar” dedi. Useyd, Sa’d b. Muaz’ın emriyle Mus’ab b. Umeyr ve Esad b. Zurare’nin yanına gitti. “Çıkın topraklarımızdan. Zayıflarımızın aklını çelip dinlerini değiştirmeye çalışmayın! Terk edin bu toprakları!” dedi. Useyd böyle söyleyince Mus’ab: “Biraz otur dinle! Eğer memnun kalırsan dinlemeye devam edersin. Memnun kalmazsan, beğenmezsen, kabul etmezsen söz veriyoruz buradan gideriz” dedi. Böyle söyleyince oturdu Useyd.

Tebliğde, irşatta, davette “Üslup” çok önemlidir. Rabbimiz (c.c.):

“Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et; onlarla en güzel yöntemle tartış. Kuşkusuz senin rabbin, yolundan sapanların kim olduğunu en iyi bilendir; O, doğru yolda bulunanları da çok iyi bilir.” (Nahl, 125) buyurmaktadır.

İman etmeyenlerle bile en güzel uslupla, en güzel metod ve yöntemle, tatlı dille, kırıcı olmadan mücadele etmeli. Cenneti, rahmeti, mağrireti, nezaketi anlatırken; rıfk ile, kavli leyyin ile konuşmalı. Cenab-ı Hak (c.c.) “uzaklaş” derken bile bir üslup öğretiyor bizlere…

“…Uygun bir şekilde onlardan uzaklaş.” (Müzemmil, 10)

Kabalık bizim dinimizde bizim kitabımızda, bizim lügatımızda, yöntemimizde yoktur. Kırıcılık, şiddet, rencide-alay etme yoktur. Bir insanın kalbi ‘nazargahı ilahidir.’ İnsan, Allah (c.c.) nezdinde Kâbe’den daha üstün bir varlıktır. Efendimiz (a.s.) Kâbe’ye hitaben “Ey Kâbe! Sen çok kıymetlisin, çok şereflisin ama Allah katında bir müminin saygınlığı senden daha büyüktür.” buyuruyor.

Mus’ab b. Umeyr’in bu üslubu neticesinde Useyd (r.a.) oturdu, dinledi, dinledikçe etkilendi. Kur'an değiştirdi. Çünkü Kur’an’ın böyle bir özelliği vardır. Eğer salim kafayla, önyargısız, insan anladığı dilden Kur'an’ı okursa değişmemesi mümkün değildir, denilebilir. Useyd okuduğu Kur’an’ın icazı karşısında, okunan ayet-i kerimelerin hakikatleri karşısında değişti. Müslüman oldu. Sonra dedi ki: “Ben size şimdi birisini getireceğim. O kabilenin efendisidir.” dedi. “Eğer onun Müslüman olmasına vesile olursanız bütün kavmi Müslüman olur” dedi. Useyd (r.a.) kalktı, gitti Sa’d b. Muaz’ın yanına. Onu gönderen Sa’d: “Useyd gittiği gibi gelmiyor” dedi. Daha iman eder etmez Useyd’in yüzünde sanki bir nur, bir aydınlık, bir güzellik belirmişti. Useyd, Sa’d b. Muaz’ı ikna etti, götürdü. Allah nasip etti o da Müslüman oldu. Sonra kabilesine geldi. Kabilesi de Müslüman oldu. Halka halka Medine-i Münevvere’de İslam dairesi genişledi.

Sa’d b. Muaz’ın Müslüman oluşundan sonra Useyd b. Hudayr (r.a.), Efendimiz (a.s.)’a İkinci Akabe biatında biat edenler arasında oldu. Hz. Ömer döneminde 642 yılında vefat etti. Cenazesini de Hz. Ömer (r.a.) kıldırdı.

Bir akşam saatinde açık alanda bir yere oğlu Yahya’yı yatırmış, atını da oğlunun yakınında bir yere bağlayıp Kur'an-ı Kerim okumaya başlamıştı.

“ Elif-lâm-mîm. İşte kitap; onda asla şüphe yoktur. O, günahtan sakınanlar için bir rehberdir. (Onlar) gayba iman ederler, namazı kılarlar, kendilerine verdiklerimizden hayra harcarlar…” (Bakara, 1-3) diye devam eden ayetler okumaya başladı. At rahatsızlandı, huysuzlandı. Kur’an okumayı kesti Useyd. At sakinleşti. Yeniden Kur’an okumaya başladı. At yeniden huysuzlandı. Tekrar okumayı kesti. At yine sakinleşti. Birkaç defa böyle tekrar etti. En sonunda uyuyan çocuğunun başına bir şey gelir endişesiyle Ku’an-ı Kerim okumayı kesti. O ara gözü yukarıya doğru ilişti. Sanki bulutlar yaklaşmış, sanki bulutların içerisinde de parıldayan yıldızlar vardı. Sabahleyin Efendimiz (a.s)’a, akşamleyin yaşadıklarını anlattı. Efendimiz (a.s.) “Senin o bulutların içerisinde parlayan yıldızlar zannettiklerin meleklerin nurları, ışıklarıydı. Okumaya devam etseydin belki de onları görecektin.” buyurdu.

Efendimiz (a.s.): “Keşke evlerimiz böyle olsa. Keşke evlerimiz Useyd’in okuduğu Kur’an’ı dinlemeye gelen meleklerin Kur’an dinlemeye geldiği evler olsa.” buyurmuştur.

“İnsanlar bir araya gelir Allah’ın evlerinden bir evde toplanır, Allah’ın kitabını okur ve aralarında müzakere ederlerse, üzerlerine sekînet iner, onları rahmet kaplar ve melekler etraflarını kuşatır. Allah Teâlâ da o kimseleri kendi nezdinde bulunanların arasında anar.” (Ebû Dâvud, Salât 349; Müslim, Zikir 38; Tirmizî, Kırâ'at 3)

Kur’an-ı Kerim Useyd b. Hudayr ve Sa’d b. Muaz’ı değiştirdiği gibi, meleklerin gelip de dinlemelerine vesile olduğu gibi bizim evimize de bizim gönlümüze de meleklerin inmesine sebep; kötü huylarımızdan kurtulmaya güzelliklerle donanmaya vesiledir. Onu tanımanın, Kur’an’ı okumaya, Kur’an’ı anlamaya vesile olması niyaz ve ümidiyle Useyd b. Hudayr (r.a.) ve bütün Sahabe-i Kiram’a Cenab-ı Hak’tan rahmetler diliyorum.