Rahmet ile gel ey Ramazan
Ayet: “(Ramazan ayı), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.” (Bakara Suresi, 185. Ayet)
Hadis: “Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları
kapanır ve şeytanlar bağlanır.” (Hadis-i Şerif)
…
On bir aylık
hasret sona erdi. Gönlümüzün sultanı, ömrümüzün miracı, ruhumuzun sükûnu,
yüreğinde bin aydan daha hayırlı olan Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’in
indirilmeye başlandığı Kadir Gecesini barındıran, başı rahmet, ortası mağfiret,
sonu da cehennem azabından kurtuluş olan Mübarek Ramazan ayı geldi. Hoş
gelişleri ola… Rahmet ile gel Ey Ramazan!
Hazret-i Ali(ra)
şöyle buyuruyor ; “Her şeyin bir baharı vardır. Kalplerin
baharı Kur'an, Kur’an’ın baharı da inmeye başladığı ay olan Ramazan ayıdır.”
Yüreğimizin kışı yaşadığı bu dönemde deprem afeti ile sallandığımız ve
artçıları hala devam eden bu günlerde ömrümüzün baharı olarak gel Ey Ramazan!
Bedenimiz,
ruhumuz, yüreğimiz, malımız, mülkümüz enkaz altında kaldı. Nice canlarımızı
yitirdik, birikimlerimiz ziyan oldu, hayatımız enkaza döndü. Dünyalık diye
sığındığımız limanlar yerle yeksan oldu. Yanıldık, aldandık, sarsıldık,
yıkıldık… Nefsimize uyduğumuz dünya imtihanında bizleri rahmet ile kuşat ey
Ramazan!
Yolumuzu şaşırdık,
ömrümüzü ziyan eyledik, günahlara dûçâr olduk, merhametten uzaklaştık, dünyanın
nimetlerine kandık, malımızın çokluğu ile övünerek yeryüzünde böbürlenerek
yürür olduk… Anlık mutluluklarla umudumuzu yitirdik, umudumuzu diriltmemize
vesile ol Ey Ramazan!
…
Ramazan ayı
denince aklımıza evvela Oruç ibadeti gelir. Oruç ibadeti denince de sabırlı
olmayı hatırlarız. Bugünlerde millet olarak sabra en ihtiyaç duyduğumuz günlerden
geçiyoruz. Bundan üç yıl önce yine bir Ramazan arifesinde bir salgın sürecine
girmiş ve Mübarek Ramazan ayında camilerimiz cemaatsiz, yaşantımız boynu bükük
kalmıştı. O günleri yaşarken bu günlere dair umutlar büyütüyorduk, lakin bugün
yine bir Ramazana maalesef yüreğimiz buruk ve hüzünlü bir şekilde giriyoruz.
Türkiye’nin dörtte
birlik bölümünü yerinden eden bir deprem ile sallanırken, bütün ülke olarak
derin bir hüzne gark olduk. Elli bini aşkın vatandaşımız hayatını kaybederken,
iki yüz bine yakın vatandaşımız yaralandı ve dört milyona yakın vatandaşımız
ise yerlerinden oldu. Afetin boyutu gün geçtikçe içimizde daha derin yaralar
bırakırken daha sonra gelen sel afeti ile sürüklendik. Hz. İbrahim Peygamberin
mirası Balıklı Göl’ü dahi koruyamadık. Ya Rab, rahmetinden başka sığınacak
limanımız olmadığını acı bir tecrübe ile öğrendik.
Her kışın ertesi
muhakkak bahardır ve bu dünya imtihan yeridir. Kışa sabredenler baharın
güzelliklerine erişebilir. Bizler de bu kış mevsiminde Kahramanmaraş merkezli
depremlerle sarsıldık ve yıkıldık. Hala depremin acı bilançosunun enkazından kurtulabilmiş
değiliz. Kimisi sevdiklerini, kimisi servetini, kimisi dostlarını, ailesini
kaybetti. Ülke olarak bizler de kaybedilen her şey ile birlikte hüzünlendik,
yıkıldık ve bir şeylerimizi kaybettik. Şimdi ise Ramazan vesilesi ile Rabbimizin
rahmetine sığınıyoruz. Ki Ramazan ayı, başı rahmet, ortası mağfiret ve
sonu de cehennemden kurtuluştur.
Ya Rab! Bu mübarek
ay hürmetine bizleri rahmetinle kuşat ve içimizdeki hainler yüzünden bizleri
belalara, afetlere dûçâr etme. “Ey ateş! İbrâhim’e serin ve zararsız ol!”
dediğin gibi toprağa da sakin ve zararsız olmasını söyle Ya Rab!
Tuttuğumuz ve
tutacağımız oruçlarımızı katında kabul buyur ve oruçlarımız ile rahmetine
ulaşmayı bizlere nasip eyle. Sen “Ol!” demeden hiçbir şey olmaz.
Bizler için hayırlı olanı bizlere hayırlı ve selametle oldur Ya Rab!
İftar Duası:
“Allâhümme yâ
vâsı’al-mağfireti iğfirlî, Allâhümme leke sumtü ve bike âmentü ve aleyke
tevekkeltü ve alâ rızkıke eftartü, ve li savm’il-ğadi min şehri Ramadâne
neveytü fağfirli mâ kaddemtu ve mâ ahhertü, El-hamdü lillâh’il-lezî e’ânenî fe
sumtü ve razakanî fe eftartü Amin.”
“Ey mağfireti geniş olan Allah’ım! Beni
bağışla Allah’ım! Senin rızan için oruç tuttum. Sana inandım. Sana dayandım.
Verdiğin nimetle oruç açtım. Ramazanın yarınki gün orucuna niyet ettim. Önceden
işlediğim, ilerde işleyeceğim günahlarımı affet. Yardımı sayesinde oruç
tuttuğum, rızkıyla iftar ettiğim Allah’a hamdolsun.”