Rahmân'ın Has Kulları- 4
Geçen ki üç yazımızda; Furkan sure-i celilesinin son kısmında yer alan “Rahmân’ın has kulları”nın sekiz sıfatından ilk üç tanesini yani “vakar”, “gece ibadeti” ve “dua”yı incelemiştik. Bu hafta da konumuza kaldığımız yerden devam ediyoruz inşaallah:
4-
“Onlar, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler.
Onların harcamaları, bu ikisi arası dengeli bir harcamadır.” (Furkan
67)
“İsraf,”
nitelikteki aşırılık, yani Allahü Teâlâ’nın yüce rızasına uygun olmayan yollara
Dinimizin uygun bulmadığı şekillerde harcamada bulunmaktır. “Cimrilik”
ise, imkânları elverdiği halde rıza-i İlahîye uygun olan yerlere harcama
yapmaktan kaçınmaktır. “Dengeli” harcama ise, israftan ve cimrilikten uzak olarak gereken
yerlere gerektiği kadar harcamada bulunmaktır.Buna göre “Rahmân’ın
has kulları”nın dördüncü özelliği, harcama yaparken “israf” ve “cimrilik”ten
sakınmalarıdır.
“İsraf;”
sahip olduğumuz kaynakları, bilinçsiz ve verimsiz olarak kullanmak; deyim
yerinde ise, har vurup harman savurmaktır. İsraf çok kötü bir huydur. Özellikle
de üretmediği eşya ve imkânları bilinçsizce tüketen cemiyetlerin ekonomileri
hızla bir dar boğaza girer. Çünkü böyle davranan toplumlar, dışa bağlı ve
bağımlı hale gelirler ve bu şekilde ekonomik bağımsızlıkları tehlikeye girer.
Ekmek
israf etmek, örfümüzde çok ayıp olarak kabul edilir. Bunun için yerde ekmek
parçası gördüğümüzde hemen kaldırıp bir yere koyarız. Ancak tüketim çılgınlığının
yaşandığı günümüzde, maalesef bu hassasiyeti diğer imkânlarımız için
gösteremiyor ve kaynaklarımızı heba ediyoruz. Dinimizde israf kesin olarak
haramdır:
Âyet-i
kerimelerde buyuruldu ki:
“Ey
Âdemoğulları! Her namaz kılacağınızda güzelce giyinin, yiyin için fakat israf
etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez!” (Araf 31)
“Çardaklı
ve çardaksız bağları, değişik ürünleriyle hurmaları, ekinleri, birbirine
benzeyen ve benzemeyen biçimlerde zeytin ve narları meydana getiren O’dur. Her
biri ürün verdiğinde ürününden yiyin; hasat günü de hakkını verin; fakat israf
etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez!”(Enam 141)
“İsraf
ederek saçıp-savurma! Çünkü saçıp-savuranlar, şeytanın kardeşleri olmuşlardır;
şeytan ise Rabbine karşı pek nankördür.” (İsra 26-27)
“Onlar, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler. Onların
harcamaları, bu ikisi arası dengeli bir harcamadır.” (Furkan
67)
İsraf,
yani savurganlık çok çirkin bir nankörlük çeşididir ve insanı günahlara götürür.
İsraf bataklığında yüzen insanlar; kazanç konusundaki sınır tanımaz hırsları ve
lüks yaşayabilme sevdaları için, her türlü ahlaksızlığa başvurur; hem dinini
hem de haysiyetini dünyanın âdi zevkleri için ayaklar altına alırlar.
Günah
bataklığının giriş kapılarından birisi olan israf, insanı çok kolay bir şekilde
şeytanın tuzağına düşürür. Şeytanın tuzağına düşenler ise, dünya ve ahirette
zarar edenlerin ta kendileridir. Çünkü israf ve savurganlık, kişinin sadece
malını değil; şeref ve haysiyetini de şeytana kaptırarak onu
şahsiyetsizleştirir. Şeytan tarafından bu denli esir alınan bir insandan artık
ne kendisine ne de topluma bir fayda gelmez.
İsraf,
boş yere mal ve ömrü sarf etmektir. İnsanın asıl ihtiyacı bir-iki ise, israf
bunu ona ve yirmiye çıkarmaktır. Böyle olunca da artan ihtiyaçları karşılayacak
maddî imkânları bulmakta zorlanılır. İşte böyle lüzumsuz ihtiyaçları temin
edemeyince de bu sefer tamahkârlığa ve harama girmeye başlar. Müsriflerin bu
zafiyetinden istifade eden şeytan ve şeytanlaşmış insanlar, o zafiyet içine
girenlerin haysiyetlerini az bir para karşılığında satın alırlar. Bu tür
insanlar; çok kolay bir şekilde suç şebekelerinin tuzağına düşer; rüşvet, irtikâp
ve ihanet yoluna doğru hızla ilerlerler.
Yukarıda
geçtiği gibi “cimrilik,” ise, imkânları elverdiği halde rıza-i İlahîye
uygun olan yerlere harcama yapmaktan kaçınmaktır. Allah için infak edilmesi
gereken yerlere hiç tereddüt etmeden harcama yapmalıdır. Mümin, Allahü Teâlâ’nın
verdiği nimeti ne kendisinden ne de diğer insanlardan esirgememeli ve mal
biriktirme hastalığından uzak durmalıdır. Yine mümin, mal ve mülkün asıl
sahibinin Allahü Teâlâ olduğunu bilmeli ve bu şuurla harcama yapmalıdır.
(Devamı
haftaya…)