Rabbişrahli sadri
Bir kaç kamyon dolusu 'ak kıllı' şövenist-ulusalcı dışında75 milyon insanından 74 milyon 999 bin insanın akil olduğu ülkemin sulh sürecine emek verecek olan akil insanları belirlendi.
Pek çoğuyla yıllardır bire bir dostluğumuz var. Hakikaten akil insanlar.
Yıllardır bizi öldüren bu sorununun çözümü için emin adımlar atılıyor,
Samimiyet ve güven tam.
MHP ve CHP'nin 'konvansiyonel muhalefeti' dışında bir sıkıntı kalmadı.
Türkiye tam da böyle bir ülke.
Geçmişte 72 millete bağrını açan bu iki kardeş halkı 30 yıldır birbirine düşman etme gayretleri şükür ki boşa çıktı.
Bakınız,
Yahudilere en zor günlerinde bu halk kapılarını sonuna kadar açmış ve onlarla asırlarca sorunsuz yaşamışlardı.
Hıristiyan Balkan halkları Osmanlı dönemindeki huzurlu dönemlerini arıyor.
Etnik olarak Türk olmayan diğer halkların da Osmanlı döneminde ciddi problemleri olmamıştı.
Ama ne olduysa 1924'ten sonra sağlam kalabilmiş kapılarımıza renk renk boyalar sürüldü.
Kürtlerin evlerine en koyusundan siyah,
Dindarların kapılarına cılk yeşil,
Alevilerin kapılarına kan kırmızı...
...
72 milleti sulh içinde bir arada tutan zihniyeti gömmeye kalkıp, beraberlikten onur duyan halkımızı 75 fırkaya ayırdılar:
Birinci derece tehdit,
En üst derecede tehlike,
Kriminalliği her an pik yapacak olanlar...
Anlayacağınız kardeşlik ve beraberlik kelimenin tam anlamıyla pert edilmişti.
Bu kategorik g/ayrıştırmalar boşuna yapılmamıştı.
Bu g/ayrıştırmayı 10 yılda bir darbelerine gerekçe kıldılar.
Şimdi,
Bu ötekileştirmelere son veren,
Bizi yine asırlara sulh yayacak beraberliklere götürecek zihniyet iş başında.
Başta sayın başbakan R. Tayyip Erdoğan olmak üzere, Ak Parti'nin önemli şahsiyetleriyle beraber 'yiğit düştüğü yerden kalkar' esprisinden hareketle biz yeniden hakkaniyetle, kardeşlik duygularıyla sulh içinde tarihin öznesi olmaya çalışıyoruz.
Öcalan da son mektubunda 'şart yok, çekilin' diye ciddi bir çağrı yaptı.
Bu çabayı küçümsemek,
Bu yolculuğu engellemek,
Bu sürece takoz olmak,
Açıkça söylüyorum ki her şeyden önce 'insanlık suçu'dur.
Yangın yerine dönmüş bu kadar annenin acısını görmemek,
Görüp de umursamamak,
Tam olarak 'insanlık suçu'dur.
Bu süreci istemeyen bir avuç mutlu-beyaz azınlık için kanımızı akıtmaya devam edemeyiz.
Yarınların sulh içinde geçmesini istemeyen bürokratik oligarşi ile kimi faşizan duygularını henüz keşfedemeyen kafatasçılar bu kutlu yürüyüşü engelleyemezler.
Pek çok vesayeti kaldırıp, halkın hakkını hakim kılmak için "asr'lara barışık, hakkı ve zorluklara karşı direnci" oluşturmak için gösterilen kutlu çabalara destek olmalıyız.
Etyen Mahcupyan'nın dediği gibi "Türkiye bugün bir fırsat yakalamış durumda. Sadece Kürt meselesini çözmek için değil, güvenlik bürokrasisinin zihniyetini değiştirmek için deu2026"
Ama gelin görün ki aydın kisvesine bürünmüş kimileri bu yolculuğu baltalamaya çalışıyor.
Bu kutlu yolculuğun en önemli parametresi olan sivil anayasa için kavramlar üzerinden savaş başlatanlar varken, diğer yandan da hukuku katlediyorlar.
Kanadoğlu Sabih Efendi de bunlardan biri:
"Evvela halkın yeni bir anayasa isteyip istemediği referandumla belirlenir" diyor.
Diğer bir "Kürt sever!" ise:
"Savaş için kandırılıp dağa çıkarılan Kürtler, şimdi de barış için kandırılıp dağdan indiriliyor" diyor.
Bunları daha sonraki yazımda yazacağım, ama bakın kardeşliği, adaleti ve hakkaniyeti iliklerine kadar hisseden saygıdeğer bir şahsiyet ne diyor?
Bahaddin Özbuğutu Bey'den söz ediyorum.
Kardeşliği, adaleti engin ufkuna nasıl nakşetmiş bakalım:
"Eyalet mi?" diye başlıyor Bahaddin Özbuğutu, sonra "huzura katkıda bulunanları tarih hayırla yad edecektir. Çünkü Türkiye'miz gelişen ekonomisiyle, özgürlükçü demokratik yönetimiyle, gelirleri adaletli paylaşan yönetim yapısıyla, işsiz, aşsız, evsiz vatandaşı kalmayınca sosyal devleti ile komşularına örnek olacak. Ve o gün gelecek ki etrafımızdaki komşularımızın aklıselim düşünen liderleri olacak. Cefakar halklarının mutluluğunu düşünüp 'neden olmasın' diyerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yönetimine çağrıda bulunacaklar: 'Görüyoruz ki halklarınız kardeşçe, sevgi ve huzur ile yaşıyorlar. Yönetim anlayışınızda önce insan var. YARADILANI SEVİYORSUNUZ, YARADANDAN ÖTÜRÜ ve sizden bize ancak huzur gelir, adalet gelir, kalkınma gelir. Savaş korkusuyla milyarları sınır güvenliğimiz için harcayacağımıza bırakalım anlamsızca kaygıları, açalım maneviyat ruhuyla sınırları düşünelim ebedi dünyayı.' İşte sihirli söz:
SINIRLARI KALDIRIYORUZ, EYALET OLARAK KARDEŞLERİMİZLE BİRLİK OLMAK İSTİYORUZ diyecekler. Bizim Eyalet Anlayışımız BÖLÜNMEK DEĞİL, BÖLÜNMÜŞLÜKLERİ BİRLEŞTİRMEKTİR" diyor Sayın Özbuğutu. ElHakk öyle diyoruz.
Biz de insanlık, kardeşlik, hakkaniyet kokan ifadelere dua niyetine amin diyerek cevap veriyoruz.
Akil insanlarımız hayırlı olsun. Uğradıkları her yer, sözlerinin her harfi barış olsun, adalet ve hakkaniyet olsun, kardeşlik olsun inşaallah.
Allah akil insanların işini kolaylaştırsın, sözlerini toplum tarafından anlaşılır ve makbul eylesin.
Rabbişrahli sadri we yessirli emri wahlul uqdeten min lisani we yefqahu qawli...
Twitter:@ahmetay_