Rabbim, hainlere fırsat vermesin!
İhanet,
önceden var olan bir ilişkinin taraflarından birinin diğerini aldatması veya
yarı yolda bırakması olarak adlandırılır. Günlük hayatımızda genellikle en
güvenilen ve kendisinden emin olunan kişiler tarafından kendilerine duyulan
güven duygusunun suiistimali neticesinde ortaya çıkan bir olgudur ihanet.
Sevgide aldatma hali, sadakatte sarsılma durumu, inancın suiistimal
edilmesidir. Nerden bakarsak bakalım bir kâse bala bir damla zehir katmaktır.
İnsan,
eşrefi mahlûkat olarak yaratılan ve mükemmelliğin bir bedende vücut bulmuş
halidir. Lakin ayetin devamında da belirtildiği üzere kendi eliyle yapıp
ettiklerinden dolayı insan, esfeli sâfilîne (aşağıların aşağına) atılır. Toplum
nazarında bile isteye yanlış yapıp da yanlışında diretenler için kullanılan
aşağılık ifadesinin çıkış noktası da burası olsa gerekir. Kanaatkâr olmayı
hayatından çıkaran insanın elindeki ile yetinmeyip hep daha fazlasını istemesi
bu duruma temel teşkil eden sebeplerden biridir. İnsan ne kadar kazanırsa
kazansın kendine tahsis edilen rızık yiyebildiği kadardır. Ancak öyle bir
hayata eriştik ki, elimizdekilerle yetinmek bir yana hep başkalarının
elindekilere göz dikmeye başladık. Bu sahiplenme duygusu ise dönüp arkamıza
baktığımız zaman bizim eşyaya sahip olmamızdan ziyade eşyanın bize hükmetmesi
haline dönüştü.
İhtiyaçlarından
ziyade lüksünün peşi sıra koşan insanlar israf denizine yelken açan gemilerin
kaptanı olmaya başladı. Savurganlığa bulaşırken savrulduğumuzdan habersiz bir
halde dünya vadisinden ahiret yurduna savruluyoruz. Sorsan, hepimiz ahiretin
varlığından haberdarız, lakin dilimizle söylediğimiz kelimeler zihnimize ve
oradan kalbimize, işin nihayetinde ise ruhumuza sirayet edemiyor.
İhanet,
aşağılık olma hali, kanaatkârsızlık, israf ve söylemlerle eylemlerin
tutarsızlığı neticesinde ortaya çıkan problemi hiçbir bilimsel formül çözmeye
muktedir olamıyor. Çözümü basit, çok bilinenli, ancak çözümsüz bir problem…
Bilinmeyene bir değer vermek kolay oluyor, ama bilinene hak ettiğinden fazla verdiğin
değer gün geliyor en savunmasız anında seni can evinden vuruyor.
Olgular
olayları meydana getiren ana kaynaklardır. Her olayın temelinde bir olgu vardır
ve inanç temelli olguların üzerine inşa edilen olaylar insanlığın karşısında
her zaman en güzel örnekler olarak yer alacaktır. Ancak inanç sisteminin
şahsileştirilip, şahısların öncelendiği ve inançların temellendirdiği,
olguların amaçtan çıkıp araç olarak menfi bir şekilde kullanılması neticesinde
ortaya çıkan olayların yolunun sonu ise kelimenin en basit tabiriyle faciadan
başka bir uçuruma çıkmaz. Uçurumdan bir kez düşmeye görsün insan, tekrar
yeniden başlama ihtimalini de o uçurumdan aşağıya atıyor.
“Ne oldum delisi olmak!” deyiminin en zahir haliyle ifade
ettiği durum üzere daha önce pek bir şeyi yokken sonradan buldum olan insan,
elde ettiği nimetin kıymetini bilmediği zaman onun hakkını da vermekten aciz
kalıyor. Bu da insanı ihanet, aşağılık olma hali ve kanaatkârsızlık üçgenine
hapsediyor. Bu hapsoluş sürecine giren insan da alçaklık psikolojisine
girmekten kendini alamıyor. Bu alçaklık psikolojisine giren insan ise kendi
meclisini ve vatandaşını bombalamaktan ve öldürmekten geri durmuyor. Hani dedik
ya neresinden bakarsan bak diye… Biz de neresinden bakarsak bakalım haklı bir
taraf görmek bir yana, yapılan bu alçaklığa bir sebep dahi bulamıyoruz. İnsanın
içini acıtan en buruk durum ise bu alçaklığın merhamet ve hoşgörü maskesi
altında yapılmış olmasıdır.
Herkes
herkesi sevecek diye bir zorunluluk yoktur. Saygı mecburiyet ister lakin insan
sevgisinde tamamen özgürdür. Ancak ihanet hiçbir duruşa yakışmayan bir
eylemdir. İhanete merhamet ise zalimle aynı sofrada mazlumu yemekten başka bir
şey değildir.
Hep daha
fazlasını isteyen insan, bir zaman gelir her şeye sahip olduğundan habersiz bir
hale düşer. Bu körlük, elinde olan ile yetinmeme durumunu doğurur. Sonra da iç
organlarına sızılmış devleti içeriden çökertmeye çalışırlar. Ancak bu adisyonda
hesaba katılmayan millet son faturayı keser. Milleti asil olan bir devlete hiç
kimse diz çöktüremez.
Devlet
kutsaldır ve ihaneti asla kabul etmez. İhanet temelleri üzerine kurulan hiçbir
düzen de baki olamaz. İhanete merhamet devlet nazarında da inanç nazarında
kabul edilebilir değildir. Koca bir devlet bir kişinin şahsi çıkar ve
emellerine alet edilemez.
Bu vesileyle
15 Temmuz hain darbe girişimini bastıran necip millete selama duruyor ve 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günümüzü
en kalbî duygularla kutluyorum.
Rabbim hainlere fırsat vermesin! Âmin.