Putin-Macron görüşmesi ve gözden kaçanlar
İç siyasetin çıkmazı ile uğraşırken bölgemizde gözümüzün önünde enteresan gelişmeler yaşanıyor. Hayat pahalılığı, sabit faturalardaki fahiş artışlar maalesef toplumun dikkatlerini dünyadan içeri çekiyor. Fakat çevremizde olup bitenlere kesinlikle bigâne kalamayız. Gün gelir hayat pahalığına, fahiş faturalara mutlaka çare bulunacaktır. Fakat çevremizde olup biten uluslar arası gelişmeler bir kez aleyhimize döndüğünde geri dönüşüne çare bulmaya gücümüz yetmeyebilir.
Aslında tamda böyle bir dönemden geçiyoruz. Çevremizde Akdeniz gerginliği, Libya
gelişmeleri, Suriye bataklığı, Kafkaslardaki durum, Ege’deki belirsizlik devam
ederken Ukrayna odaklı Rusya-ABD-İngiltere NATO güç gösterisi zirveye ulaştı.
Diplomatik ve uluslar arası görüşme trafiği son haftalarda arttı.
ABD-İngiltere’nin körüklediği AB’nin şaşkınlaştığı
Ukrayna-Rusya gerginliğine karşı Türkiye’nin arabulucu konumu dikkat çekiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ukrayna çıkartması ve gelecek haftalarda Putin’in
Türkiye’ye yapacağı ziyaret merak konusu. Bölgenin ateş çemberine dönüşmesini
bu gelişmeler çare olur mu? Bilinmez.
Fakat ABD ve
İngiltere’nin ısrarla yangına körükle gider gibi davranması enteresan. Bu
tavırları bölgesel güç dengelerini yeniden kurma çabası mı yoksa hakikaten
Rusya’nın bölgesel genişleme emellerine karşı bir tavır mı? Bu konuda
karşılıklı endişeler bulunuyor.
Tüm bunları geçersek sürpriz bir gelişme ile Putin-Macron
buluşması dünya gündemine oturdu. Fakat bu görüşmenin içeriğinden çok uzun
masa, mesafeli oturuş ve Putin’in Macron’dan kaçış görüntüleri konuşuldu hep.
Macron’un Putin tarafından aşağılandığı algısı verilmeye çalışıldı.
Fakat bu tür gelişmelerde şeytanın her zaman ayrıntıda gizli
olduğu unutulmamalıdır. Putin-Macron görüşmesinde de durum zannedersem öyle
oldu.
Diplomasiden anlamam. Uluslar arası ilişkiler uzmanı da
değilim. Fakat olup bitenin ayrıntılarını herkes gibi gözlerim. Putin-Macron
görüşmesinde uzun masadan çok görüşmenin uzunluğu gözlerden kaçırıldı. Tamı
tamına 6 saat gibi son yılların liderler düzeyinde en uzun diplomatik görüşmesi.
Macron’u sadece Fransa olarak görmek imkânsız. Putin’le
görüşmesini sadece Fransa Cumhurbaşkanı sıfatı ile yapmadığı ortada. Çok
konuşulmasa da Fransa İngiltere’nin arka bahçesidir. Macron ise Rodschiller ve
Rockefeller druplarında uzun yıllar önemli görevlerde bulunmuş bir isimdir.
Macron’un Rusya ziyareti sürecinde uygulanan itibarsızlaştırma protokolü
aslında Putin’in ciddi olarak sıkıştığını gösteriyor. Hem ziyaret için davet
edeceksiniz, hem itibarsızlaştırıcı protokol uygulayacaksınız, hem görünüşte
uzun bir masada mesafeli davranacaksınız, hem de 6 saat gibi diplomasi
tarihinde eşine az rastlanır bir görüşme yapmak zorunda kalacaksınız. Ardından
da sinirli şekilde görüşme salonunda misafirinizi bırakıp kendi mekânınızdan
kaçacaksınız. O zaman bu ziyareti neden kabul ettiğinizi sormak herkesin hakkı
değil mi? Macron 6 saatlik görüşmede Putin’i sinirlendirecek neler dikte ettiği
bilinmelidir aslında.
Bu nedenle akıl vermek gibi olmasın ama Putin’in önümüzdeki
günlerde Türkiye’ye gerçekleştireceği ziyaret öncesi Türk diplomasisi bu
görüşmeyi ve içeriğini çok iyi analiz etmek zorundadır.
Bu arada yazıyı kaleme aldığım sıralarda gelen birkaç haber
ve bilgiyi de aktarayım. Çarşamba gecesi itibarı Akdeniz’deki önemli Rus Savaş
gemileri Karadeniz’e geçiş yaptı.
Diğer gelişme ise iç siyasetle ilgili. Son dakika düşen
haberlere göre İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Kemal Kılıçdaroğlu’nun
Cumhurbaşkanı adaylığına razı olmuş. Akşener Anayasa değişikliği ile Başbakan
olacak. Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı İYİ Parti’ye kalacak.
Anayasa değişikliği konusundaki çalışmalarında tamamlandığı
bilgisi de var.
Bu gelişmelerin ardından bir şekilde MHP Lideri Devlet
Bahçeli’nin üzerinden zorlamada dahil Haziran ayına kadar seçim kararı alınması
yolları aranacağı ifade ediliyor.
Cuma’nın hayrı üzerinize olsun…