Psikolojik Açıdan Kuran'a Bakış
Pandeminin sıkıntılı durumu online toplantılar ile olumluya dönüştürmek mümkün. Bunu “Cumartesi Sohbetleri” başlığı altında haftalık düzenli toplantılar düzenleyen tarım meslek mensuplarının kurduğu Tarımsal Kalkınma Vakfı (TAK-VA) oldukça başarılı bir şekilde gerçekleştirmekte. Vakfın başkanı Mehmet Taşan ve çalışma arkadaşlarını ve tüm sunum yapanları tebrik ediyorum. Son 2-3 aydır izlediğim programlarda TOB’un değerli bürokratlarını dinleme fırsatımız oldu. Son toplantının konusu farklıydı: “Psikolojik Açıdan Kuran’a Bakış.” Sunumu Din Psikolojisi uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Peker yaptı.
Kuran’da ilgili ayetlerin psikolojik yorumu
eskiden beri ilgimi çeken bir konudur. Toplantı sonunda şu tespitimi yaparak
düşünceme katılıp katılmadığını sordum.
Soru(n)
Ayrım yapmadan aşırı ideolojik grupların
içinde psikolojik bozuklukları olan kişiler var. Belki de bu kişiler
kendilerini ifade etmek için bu ideolojileri maske olarak kullanıyorlar.
İkincisi, bazı öneriler obsesyonları teşvik ediyor. Örneğin abdest alırken kuru
yer kaldı mı vs şeklindeki takıntılar.
Üçüncü olarak bazı kişiler öznel deneyimlere veya değerlere sahip oldukları
düşüncesini bağlılarına aktarıyorlar. Aslında kendini özel (seçilmiş) gören
kişilerde narsistlikten şizofreniye kadar hastalıklı bir ruh halinin ipuçları
var ve dahi zaman zaman tespit ediliyor. Uzmanlar kendini mehdi kurtarıcı
olarak görenlerin bazılarının şizofreni olduğunu söylemekte.
Din Psikoloji üzerine çalışan Sayın Prof.
Hüseyin Peker’e ne düşündüğünü sordum. Buna “katıldığını” belirterek
genişletici açıklamalarda bulundu. Toplantıda çözüm konusunda “Kuran Dili” önerisi dikkat çekiciydi. İlahi
mesaj sapma olunca psikolojik sapmalara neden olur. Sadece Arapçanın değil
Kuran dilinin de bilinmesi gerekir.
Dil
Hepimizin bildiği gibi dil, tat alma organı
veya düşünce ve duyguları bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracıdır.
Burada şu anlama dikkat çekilmek isteniyor: Dil; bir çağa, bir gruba, bir
yazara özgü söz dağarcığı ve söz
dizimi; belli mesleklere özgü dil; özel dil. Kur’an’ı Kerimin Dili Yüce
Yaratıcıya aittir. Dolayısıyla doğru anlaşılırsa bireysel ve toplumsal
hastalıklara reçete olabilir. Aksi halde yalan yanlış yorumlar kişileri ve
toplumları hastalıklara sürükler.
Psikolojik
yorum
1990’lardan beri psikoloji üzerine okumalar
yaparım. Oldukça faydalandığımı söylemek isterim. Yazının başlığı işin
uzmanları tarafından da irdelenmekte. Kısa bir araştırmada birkaç makale okuma
fırsatım oldu. Onlarda birkaç cümle alıntı yapacağım:
“Kur’ân-ı Kerîm’de pek çok tarihi olay
anlatılır. Yüce Allah bunlarla bizim günlük hayatta karşılaşacağımız şahıs ve
toplum tiplerini sunmaktadır. Kur’ân’da anlatılan hâdiselerin kahramanlarını
tahlil etmek, insanoğlunu tanıma noktasında çok farklı ufuklar açacaktır. Psikolojik
tefsîr, müfessirin âyetlere psikolojik açıdan yaklaşıp ondaki psikolojik
tahlilleri ortaya çıkarma çalışmalarıdır. Elmalılı, Kur’ân ilimleriyle ilgili
çalışmalarda psikolojiye de yer verilmesi gerektiğini düşünür. Kur’ân-ı Kerîm,
tarîh boyunca değişik açılardan ve farklı konulara ağırlık verilerek tefsîr
edilmiş lakin onun müstakil olarak psikolojik tefsîri, bugüne kadar hiç
yapılmamıştır (F. Kahraman, 2015. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/184728)
Eleştiriler
Psikolojik Tefsîre yöneltilen eleştirilerde
var. Kur’ân’daki kişilik, madde ve manâ bütünlüğüdür. Oysaki psikologların
ekserisi, insanın bedensel (biyolojik) özelliklerini inceler, ruhsal yönünü ise
soyut olduğu için fazla değerlendirmek istemezler. Her ilmi tefsîrde olduğu gibi, psikolojik
tefsîrin de en büyük sıkıntısı, nassın değişmezliği ile bilimin değişkenliği ve
sürekli yenilenme ihtiyacını örtüştürmektir. Psikolojik tefsîrde en büyük
sıkıntılardan biri metodoloji eksikliğidir.
Son söz: Yeni yaklaşımlar beklenmeyen ufuklar
açabilir.