Problemsiz hayat olmaz
Yaşarken muhakkak olmadık problemlerle karşılaşırız. Hiç sıkıntı çekmeden hayat olmaz.
Bu yüzden sorunlarla karşılaştığımızda bıkkınlık gösterip yılgın hale gelmek yerine gayreti ve mücadeleyi seçmeliyiz. Diyelim yapacak bir şey yok, bu defa da silahlarımız sabır ve tahammül olmalıdır.
Hz Mevlana sabrı; genişliğe ulaşmanın anahtarı olarak ifade eder. Engelleri aşmanın yolu gayret ve sabırdır.
Tabi sıkıntı ve problemlerimizi büyütmemiz de doğru değildir. Rabbimin bahşettiği o kadar güzel bir dünyada yaşıyoruz ki. Tabiatın insanlığa sunduğu nimetlerden alabildiğine yararlanmalıyız. Hayatın renklerinden, ağacından, böceğinden, kuşlarından, yağmurundan, bulutundan…
Güneşli havanın güzelliği ayrıdır, lapa lapa yağan karın tadı ayrı. Her birinde ayrı bir lezzet bulunur.
Tat almalı, var olmanın Rabbimizin verdiği doyumsuz nimetlerin mutluluğunu tüm zihnimizde ve bedenlerimizde hissetmeliyiz.
Unutmayalım ki; dünkü acılarımız bugünkü sevinçlerimizin kaynağıdır. Bütün karanlığı bir iğne deliği kadar aydınlığın bitirdiğini de unutmayalım. Sabah gözünüzü açtığınızda güneşe, güneş görünmüyorsa gün ışığına karşı gülümseyerek “Yaşamak güzel şey be kardeşim” diyebiliyor muyuz?
Bilge insanlar, “Hayat problem çözmektir” der ve eklerler: “Problemsiz hayat olmaz.”
Bu yüzden hayatta karşılaştığımız problemleri, önümüze çıkan engelleri büyütmeyelim. Bunları Rabbimin imtihanı olarak görelim. Bilelim ki engelleri aştıkça daha güçlü, daha mutlu ve daha deneyimli hale geleceğiz.
Tolstoy “Mutlu olmak istiyorsanız hayatın maddede değil ruhta olduğunu anlamalıyız” der.
Yaşlı bir kişi dağdan odun topluyor. Sırtına yükleyip evine doğru yola koyuluyor. Yorulduğundan biraz dinlenmek için bir kayanın üzerine oturup düşüncelere dalıyor. Kendi kendine, “Bu hayat ne kadar zor. Odun taşı, tarlada çalış, eve git soba yak, koyunları otlat. Her biri ayrı bir dert, ölsem de şu çekilmez hayattan kurtulsam” diye kendi kendine söyleniyor. Birden yanında biri beliriyor. “Buyurun amca beni çağırdın, bir emrin mi var?” diye soruyor. Yaşlı amca bir anda o kişiyi canını almaya gelen ölüm meleği zannedip çok korkuyor. Yaşlı amca bu soru karşılığında o kişiye “Bir isteğim yok evladım yardım etsen de şu odunları bir sırtıma alsam” diyor.
Yanında beliren kişi yaşlı amcaya odunları taşıması için yardım ediyor. Yaşlı zat ölümün henüz gelmediğini anlayınca rahatlıyor, derin bir nefes alıyor ve ağzından şunlar dökülüyor: “Hayat zor da olsa güzel ve yaşamaya değer.”