Primlere zam, göreve devam!
Milli Takım'ın hezimetinden başlayalım yazımıza... Hollanda, Romanya ve Macaristan'a mağlup olduk.. Sadece Estonya'yı yendik...
Dört maçta üç puan...
Yazık...
Bir şampiyonaya daha el sallamak zorunda kalacağız...
Kimse tutup da "daha altı maç var" demesin...
İstatistikler ortada...
4'te bir...
Durum çok vahim...
Macaristan maçından sonra Avcı'nın yaptığı açıklamalar da tıpkı gruptaki puanımıza benziyor...
Avcı'nın maç sonu yorumunu biraz inceleyelim: Ayıp bir şey yapmadık. Suç işlemedik.
Hocam, ayıp ne manaya gelmektedir?
Türk Dil Kurumu'na göre: Toplumun ahlak kurallarına aykırı olan, utanılacak durum veya davranış... İkinci anlamı ise: Kusur ve eksiklik.
Şimdi hocam, ahlaki olarak size söz söylemek kimsenin haddine değildir...
Benim de değil...
Utanılacak durum, kusur ve eksiklik üzerinden konuşursak ona da ben yorum yapmam çünkü durum ortada...
"Suç işlemedik" demişsiniz...
Milli Takım'ın başına geçmekteki görevleriniz arasında zaten bu yok...
Bana göre burada "suç" kavramı, "görevi yerine getirememe" üzerine anlamlandırılırsa suçlusunuz...
Sadece siz değil, tüm takım suçlu.
Abdullah Hoca'nın, "Bu işin temeli kulüplerin altyapısı, bunların belli bir standartta olması gerekiyor" sözü de neden gurbetçileri tercih ettiğini açıklıyor...
Sayın Avcı, siz İstanbul Büyükşehir Belediyespor'da beş yıl boyunca teknik direktörlük yapmadınız mı?
Türkiye'de üzerinde medya, yönetici ve taraftar baskısı minimum olan tek kulüp...
İmkanları "4 Büyükler"i saymazsak diğer kulüplerin kat ve kat üzerinde...
Siz görev aldığınız yıllarda altyapıya ne kadar önem verdiniz?
Bir Arda, bir Emre, bir Hakan Şükür yetiştirebildiniz mi?
Beş yıl bence bir kaç futbolcu yetiştirmek için gayet uzun bir süre...
Şunu çok merak ediyorum, basın toplantısını izleyen arkadaşlar Abdullah Hoca'ya neden şu soruyu sormadı: Grupta dört maç oynadık... Kadrolara baktığımızda sadece üç futbolcu bu maçların tamamında ilk 11'de sahaya çıktı... Kadro oturtmakta neden sıkıntı yaşıyoruz...
Hasan Ali Kaldırım, Ömer Toprak ve Emre Belözoğlu... Diğer sekiz isim ise neredeyse her maçta farklı...
En dikkat çekici değişiklik ise Caner'de... Romanya maçında çimlere bile ayağı değmezken, Macaristan maçında as kadroyla sahaya çıkıyor...
Bu oyuncu 75. dakikada oyundan alınıp yerini Umut'a bırakıyor... Hem de skor 3-1 iken... Herhalde Umut süpermen de benim haberim yok...
Matematiksel olarak gruptan çıkma şansımız var. İşin realitesine bakarsak sıfır... Hocam, böyle bir maçın ardından yapılacak açıklama bu olmamalıydı...
Sadece ve sadece, "İstifa etmiyorum, görevimin başındayım" demeniz yeterliydi...
Hazır unutmadan bir soru da TFF Yönetim Kurulu'na sormak lazım...
Andorra maçı için primi ne kadar yapmayı planlıyorsunuz?