Pozitif insani destek ve dayanışma
Deprem gibi doğa yasaları çerçevesinde gerçekleşen normal bir olgu karşısında sergilenen duyarsızlık, vurdumduymazlık, sorumsuzluk, ihmal ve cehalet, bizi cehalet afeti diyebileceğimiz ağır bir felaketi yaşamamıza neden oldu. Cehalet afetinin neden olduğu deprem faciası sonucunda insani, ekolojik, sosyal ve maddi açılardan ağır bir tablonun ortaya çıktığı bir yıkım ve çöküş yaşamaktayız. Deprem, yeryüzünün kendi içinde gerçekleştirdiği enerji boşalımına dayalı bir jeolojik harekettir. Deprem faciası ise insani cehaletin ve ve vurdumduymazlığın neden olduğu insan kaynaklı bir felakettir. Deprem ve deprem faciasının birbirinden aurılması önemlidir. Deprem faciası, yüzyıllardır içimizde kurumsallaştırdığımız cehaletin, akıldışılığın ve ahlakdışılığın öldürücü olduğu gerçeğini hepimize yaşatmaktadır. Deprem öldürmez! Akılsızlık öldürür! Ahlaksızlık öldürür! Cehalet öldürür!
Cehaletin, akılsızlığın ve
ahlaksızlığın neden olduğu deprem
faciası, insanların ruhlarında, psikolojilerinde, ilişkilerinde, duygularında
ve geleceklerinde kalıcı yaralara ve
yıkımlara neden oldu. Ağır şartlar altında insanların yeniden hayata
tutunmaları ve hayata yeniden başlayabilmeleri için sosyolojinin, sosyal hizmetin, psikolojinin,
psikolojik rehberlik ve danışmanlığın, antropolojinin, kültür bilimlerinin
yardımına ihtiyaç vardır. Depremi anlamak için jeoloji ve doğal bilimlerini
dinlemek gerektiği gibi, insana yardım etmek ve insanla dayanışmak için insani
bilimlere ihtiyaç vardır. İnsanlar, asla
deprem faciası sonrasında yaşadıkları kayıpları unutmayacaklardır. Yaşadıkları
kayıpları unutmamalarına rağmen hayata yeniden tutunma ve başlama bilincinde
olan insanlar, sıradışı bir emekle yarınlara yeniden hazırlanmaya
çalışmaktadırlar. İnsanlar yarınlarını
inşa ederken yaşam alışkanlıklarını bozan, hayatlarının sıradışı bir
belirsizlikle ve korkuyla kararmasına neden olan varoluşsal sarsıntının
üstünden gelme şeklinde çetin bir meydan okumayla yüzyüzedirler. Deprem
faciasını tecrübe edenlerin, varoluşsal düzeyde yüzyüze kaldıkları meydan
okumaya cevap verebilmeleri için psikolojik, sosyal ve ruhsal olmak üzere
topyekün bir insani desteğe ve dayanışmaya ihtiyaçları vardır. Deprem faciasını
yaşamış bireylerle insani destek ve dayanışma için deprem faciasının varoluşsal
bir kriz olarak anlaşılması büyük önem
taşımaktadır. İnsani destek ve dayanışma, yeniden birlikte varolmak için
varoluşsal olarak birbirimizin hayatlarına aktif olarak katılmak, birlikte
ortak yeni hikayeler oluşturmak demektir.
Deprem faciasını yaşamak, insanın
biyolojik, psikolojik ve sosyal iyilik halinin
radikal bir şekilde bozulması veya çökmesi anlamına gelmektedir. Deprem
faciasından sonra insanların hayatlarına güvensizlik, umutsuzluk ve kırılganlık
şeklindeki kara bulutlar çökmektedir. Güvensizlik, umutsuzluk ve kırılganlık
kara bulutları altında varoluşsal çöküş yaşayan insanlar, herşeyden ve
herkesten uzaklaşabilmekte ve gerçeklikten kopabilmektedirler. İnsani destek,
dar bir grupla sınırlı profesyonel destek olarak anlaşılmamalıdır. İnsani
destek, profesyonel olmanın ötesinde herkesin göstermesi gereken pozitif destek
ve dayanışmadır. Pozitif insani destek ve dayanışma, deprem faciasını
yaşayanların hayatlarından güvensizlik, umutsuzluk ve kırılganlık bulutlarının
dağılması ve hayatla bağlarının kopmaması için
herkesin birbiriyle yoğun bir
şekilde ilgilenmesi ve ilişki kurması demektir. İnsani destek ve dayanışma,
birilerine acımak ve deprem faciası karşısında duygusal olmak demek değildir.
İnsani destek ve dayanışma, sahici anlamda ötekiyle ilgilenmek, ilişki kurmak
ve onunla birlikte hayatı yeniden inşa
etmek için harekete geçmek demektir. İnsani destek ve dayanışmanın arkasında
düşünce, duygu, duyarlılık, akıl, bilgi ve bilim olmalıdır.
İnsani destek ve dayanışmanın merkezinde
insan ve toplum olmalıdır. İnsani destek ve dayanışma kavramı, deprem faciasını
yaşamış bireylere ve gruplara pasif mağdurlar ve kurbanlar olarak
bakmamaktadır. Pozitif insani destek ve dayanışma perspektifi, deprem faciasını
yaşamış kişilere çok zor bir faciayı tecrübe etmelerine rağmen hayatta kalmayı
başaran güçlü bireyler ve yeniden hayatı inşa edebilecek sağlıklı, yaratıcı ve
dinamik aktörler olarak bakmaktadır. Pozitif insani destek ve dayanışma, hiçbir
şekilde bireylere yaşadıkları deprem
faciasını kabul etmelerini empoze eden kaderci ve uydurma metafiziklere dayalı
kurguları maneviyat ve hayır olarak dayatmamaktadır. Pozitif insani destek ve
dayanışma, yaşanılan facianın hep birlikte gerçekçi bir şekilde
değerlendiriilmesini ve anlamlandırılmasını, daha sonra ise hayata yeniden
tutunmanın ve başlamanın makul, gerçekçi, dengeli ve pratik şekilde nasıl mümkün
olacağının yollarının ve imkanlarının hep birlikte bulunması ve uygulanmasını kapsamaktadır.