Post-Corona dönemde ekoloji
Korona virüsü salgını, insanın insanla olduğu gibi tabiatla olan ilişkilerinin de yıkıcı ve verimsiz olduğunu göstermiştir. Şu anda önümüzde duran en önemli sorulardan biri şudur: Tabiatla olan ilişkilerimizde yanlış olan neydi? Tabiatı tahrip ettiğimiz gerçeğiyle yüzleşemeden yeryüzünde insan türünün hayatını devam ettirmesi için gerekli olan çevrenin korunmasını başarmamız mümkün gözükmemektedir. Çevreyi ve doğayı tahrip etmeyi insanlığın asli hatası ve günahı olarak benimseyerek kendimizle yüzleşmemiz ve tabiata dost bir hayat tarzı oluşturmamız lazımdır.
Teknolojik olarak ilerlememize rağmen insan türü, birbirine dostça ve barışçıl bir şekilde muamele etmeyi beceremedi. İnsanın insan kurdu olduğu bir dünya oluşturduk. Bütün insanlığın Korona virüsü karşısında ölüm-kalım mücadelesi verdiği bugünlerde dahi insanlar, milliyetçilikler ve fanatizmler adına birbirini yok etmeye devam etmektedir. Birbirine insanca muamele etmeyi başaramayan insanlığın tabiata incelikle, düşünceyle ve duyarlılıkla yaklaşması mümkün değildir. İnsanlığımız ve ekolojinin birlikte tahrip olduğu bir durumla karşı karşıyayız. Korona virüsünün insanlığımızı ve ekolojiyi birlikte imar etme şeklinde ağır bir meydan okumayla bizi yüz yüze bırakmıştır.
Ekoloji teriminin ilk kavramı olan eko, ev anlamına gelmektedir. Allah’ın insanlık için ortak ev olarak yarattığı tabiatı tahrip ederek dünyayı, insan ve diğer canlılar için yaşanılmaz hale getirdik. İnsanlığın ortak evi olan tabiata karşı yaptığımız tahribat, Allah nezdinde işlediğimiz çevresel bir günahtır. Bize emanet olarak verilen çevreyi koruyamadığımız gibi, ekolojik dengeyi de bozduk. Hava kirliliği başta olmak üzere biyolojik çeşitliliğe yapılan müdahaleler, insanlığı Korona gibi ölümcül virüslere maruz bırakmaktadır. Çevreye karşı yapılan tahribatı asli günah şeklinde değerlendirmeli ve kendimizi bu günahtan arındırmanın işlevsel ve sahici yollarını bulmalıyız.
İnsanın tabiatı bozması, hiçbir şekilde normal olmadığı gibi insanlıkla bağdaştırılması da mümkün değildir. Tabiatın tahrip edilmesi, insandaki derin bir azgınlık ve çürüme halini göstermektedir. Tabiatı tahrip eden insan, aslında kendini Tanrının yerine koyma ve Tanrı rolünü oynama şeklinde bir sapkınlığa düşmüştür. Korona virüsü salgını insanın kendini Tanrının yerine koyma sapkınlığından vazgeçmesini öğrenmesi açısından önemli bir imkandır. Korona virüsü salgını insana mütevazi ve adil olmanın, insanlığın ve dünyanın devamı için asli erdemler olduğunu öğretmiştir.
Allah, yeryüzünü insanlığa mescit kılmıştır. Kozmik mescit olarak yaratılan yeryüzünün ekolojik dengesinin tahrip edilmesi, aslında insanın yaratılış gayesi olan Allah’a kul olma amacının tahrip edilmesi demektir. Kozmik mescit konumundaki yeryüzü ekolojisinin bozulması aslında, yeryüzünün Allah’a kulluk edilebilecek yer olmaktan çıkarılması anlamına gelmektedir. Kozmik mescit olan yeryüzü ekolojisinin korunması, dini, ahlaki ve insani bir yükümlülüktür.
İnsan, yeryüzünün dengesini niçin tahrip etti? İnsanın yeryüzünün dengesini bozmasının arkasında büyük bir yanılgı bulunmaktadır. İnsanlık, yeryüzünün sınırsız kaynaklara sahip olduğu yanılgısına düşüp yeryüzünün bitmez tükenmez bir yer olduğu vehmine kapıldı. Ekonomik büyüme ve kazanç kavramı uğruna bütün gezegen tahrip edildi. İnsanlık, sınırsız büyümenin ve kazanmanın sınırlı olan yeryüzünde mümkün olduğu yanılgısına düştü. Su ve orman kaynaklarının bugün tükenmeye başlaması, buzulların çözülmesi, biyolojik çeşitliliğin ortadan kalkması, hava kirliliğinin dayanılmaz boyutlara ulaşması, sınırsız büyümenin sınırlı olan yeryüzünde mümkün olduğu vehminin sonuçlarıdır. Hava kirliliğinin Korona virüsünü yayan önemli bir faktör olduğunu bu arada not edelim. İnsanlık, bozulmamış yeryüzü kavramı etrafında kendisi için bir hayat tarzı ve yaşama stratejisi oluşturmayı başaramadı. Post-Korona sonrası dönemde insanlık, bütün kaynaklarını bozulmamış dünya kavramı çerçevesinde yeryüzünde ekolojik dengenin yeniden sağlanmasına katkı sunacak faaliyetler ve politikalar için seferber etmelidir.
Rekabet ve kazanca dayanan sınırsız büyüme pratiği sürdürülebilir değildir. Korona salgını, bundan sonraki süreçte işbirliği ve ortak iyi temelinde çevreye duyarlı ve düşünceli bir yol benimsemeyi dayatmaktadır. İnsan, tabiata hakim olma saplantısından ve sapkınlığından kurtulmalıdır. Ekolojik günahın arkasında doğaya hakim olma sapkınlığı vardır. İnsanlık, ekolojik dengesi yeniden sağlanmış bir yeryüzü için işbirliği yapmalıdır. Ortak iyiden kastettiğimiz şey, insanın çıkarı ve kazancı değildir. Ortak iyi, yeryüzü için iyi olandır. İnsan, yeryüzü için iyi olandan hareketle kendisi için iyi olanı belirlemeyi öğrenmelidir. Kendi iyiliği adına hareket ettiğini vehmederek yeryüzünü tahrip eden insan, aslında kendi sonunu hazırlamaktadır.