Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Haziran 2024

Politika değil, meslek!

Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıymış…

Bizim için vazgeçilmez değil!

Hangi partiyi destekliyor olursanız olun, hak ettiğinden fazla anlam yüklediğinizde hayal kırıklığına uğrarsınız.

Toplumun bütünün ya da bazı kesimlerinin önem verdiği kavramlar politikada sonuna kadar kullanılır.

Bu dünyada kısa süre öncesine kadar birbirlerine ağızlarına gelenleri söyleyenlerin bir arada olduklarını, bir çatı altında, olmazsa bir “saçak” altında buluştuklarını görebilirsiniz…

İdeolojiler göstermeliktir.

Karşıtlıklar dönemseldir.

Politikada daimi dostluklar ve düşmanlıklar olmaz…

Karşılıklı menfaatler olur!..

Oyunun kuralı budur, oyunu kuralına göre oynamayan devre dışında kalır.

Murphy’nin altın kuralı:

“Altını olan kuralı koyar!”

Oyunculukta maksat ütmek, çobanlıktan maksat gütmek.

Politika dünyasında ütenler ve ütülenler vardır.

Ütmezsen üterler!

Ve dahası…

Politika dünyasında ütenler, günün birinde mutlaka ütülürler…

Kumarın kazananı "kumarhaneci"dir, "masayı kuran" yani!

Oyunu oynatan!

Geçmişten bugüne doğru gelin; “cici demokrasi” oyununda hemen her “ideolojik akım”ın “başarı” elde ettiği dönemler olmuştur.

Amma velâkin, oyunda “başarı” elde edenler, günün birinde mutlaka “ütülmüştür”.

“Masayı” kuran esas güç, hiçbir oyuncunun belli gücün üzerine çıkmasına müsaade etmez!

Oyunlardaki “parti”leri kim kazanırsa kazansın, sonuçta kazanan “masa”yı kuran, yani “kasa” olur.

Masa-kasa ilişkisini bunca yıldır izleyen bir gazeteci olarak, “politika dünyasıyla” arama mesafe koymamın sebebini soranlar var.

Aslına bakarsanız, politika dünyası da bana mesafeli.

Karşılıklı etkileşim.

Doğruları söylemeye çalıştığınızda, politikacılarla aranızdaki mesafe iyice açılıyor.

O dünyanın kuralları ile ruhumun hassasiyetleri örtüşmüyor.

Kişiler ve gruplar hakkındaki düşüncelerimi gizlemiyorum, belki de gizleyemiyorum.

Karşımdaki kendisinden hoşlanmadığımı anında fark ediyor.

Aklımın ve kalbimin birlikte onaylamadığı bir ilişki biçimine giremiyorum, girsem de orada fazla duramıyorum!

Bazen, politikaya atılmak isteyen gençler geliyor.

“Aman ha acele etmeyin!” diyorum.

Politika dünyasının koridorlarında hep maddi menfaat ilişkileri, çekişmeleri görülür.

İnsan, o dünyaya hele gençken girdiğinde, “ilkesizlikleri” önce yadırgar, yüze gülenin arkadan kuyu kazışına şaşırır…

Sonra sonra şaşırmaz hale gelir.

Karakter aşınmasına uğrar.

Oyundaki yerini alır, kuyu kazanlardan olur!

Politika dünyasındaki “güzel” örnekler istisna kısmını oluşturur.

Onlar da meyhane duvarındaki “Besmele” gibidir!..

Rahmetli Muhsin Yazıcoğlu Başkan böyle biriydi; Mekânı Cennet olsun, politikanın kurallarına hiç uymadı.

Uymadığı için de, öyle oldu işte!..

Onun için, Merhum Başkan’a hiçbir zaman “politikacı” olarak görmedim, en fazla “Siyaset Adamı” dedim.

Ben, gençlere “Aman ille de politikaya girin, mutlaka oralarda söz sahibi olun!” diyenlerden değilim.

Vekillik yoluyla “ballı” emeklilik sözkonusu olsa da, “politikacılık” bir meslek değil.

Kişi meslek sahibi olmalı ve o mesleği en iyi icra edenlerden olabilmek için gayret sarf etmeli.

Bunun için de, yan yollara sapmamayı…

Kolundaki altın bilezikle yol almayı gözüne kestirmeli.

İnsanoğlu “nankör”dür.

Kendisini Yaratan’a nankörlük yapan insanoğlu, senin mi kadrini kıymetini bilecek?

Bir işte işi olan, mesleğini icrada mesafeler kat eden bir insan, bunun hazzını yaşamalı.

İnsanların ne dediğine, demediğine fazla bakmamalı.

Ruhuna huzur veren eserinin karşısına geçip, Rabbine şükretmeyi bilmeli.

Politikada daimi dostluklar ve düşmanlıklar olmaz…

Karşılıklı menfaatler olur!..

Benim, maddi menfaat bağı ile bağlı olmadığım nice sevdiğim var şükür.

Sizin yoksa, çok iyi bir politikacı olabilirsiniz!