Platonik aşk bitti, şimdi strateji zamanı
Platonik Aşk: Ünlü düşünür Platon'un adından gelir. Türkçede karşılığı sorgulanmayan aşk anlamında kullanılır. Birisine bilinçsizce, karşılıksız aşık olmaktır.
Genelde batı özelde ise son 70 yıldır ABD ile ilişkimiz PLATONİK aşk ilişkisidir.
Daha önceki yazılarımda belirtmiştim.
ABD demek NATO demektir.
Türkiye, 1952 den beridir NATO üyesi. Dolayısıyla ABD bağımlısı bir ülkedir.
Son birkaç yıla kadar NATO yani ABD devletimiz için "stratejik ortak"(!) idi.
Bize " hade bakalım " diyerek verdiği her vazifeyi "baaşım gözüm üzre" diyerek yerine getirdik. Kore, Afganistan, Bosna, Irak, Somali ve diğerleri.
Geçmişe göz atınca bizim dilimizden düşürmediğimiz "stratejik ortaklık" meğer tek taraflı platonik bir aşk yani "stratejik kölelik" imiş.
1962 Küba krizinde bize sorulmadan (sorgusuz sualsiz) nükleer başlıklı Jüpiter füzelerinin ülkemizden sökülmesi ve Sovyet füze tehdidine karşı orta yerde bırakılmamızu2026
1964'te garantör olduğumuz Kıbrıs'ta Rumların soydaşlarımıza yaptığı soykırımı durdurmak için harekete geçmek istediğimizde ABD Başkanı Johnson'un "durun yoksa Sovyet tehdidine karşı sizi yalnız bırakırız" anlamına gelen mektubuu2026
Darbeleru2026Darbeleru2026Darbeleru2026
12 Mart,12 Eylül,28 Şubat,7Nisan,MİT krizi,Gezi,17/25 Aralık ve inşallah sondur 15 Temmuz işgal girişimiu2026
PKK 'nın kurulması ve bize karşı palazlandırılması.
Irak'tan sonra Suriye'de tezgahlanan kirli oyun. Fırat Kalkanı, İdlip ve Zeytindalı Harekatı ile bu oyunu bozmamız ABD'nin bize bakış açısını anlamamıza yaradı.
ABD Kasım 2017 de ulusal güvenlik stratejisini açıkladı. Buna göre Rusya ve Çin ABD değerlerine meydan okuyan rakipler iken Mısır ve Arabistan dost ve müttefik (köle) olarak belirtilmektedir. Bu belgede Türkiye ne dost nede müttefik olarak yer bulmamıştır.
Ben diyorum ki; böyle olduğundan dolayı yatıp kalkıp Allah'a hamd etmeliyiz. Milletimiz ve devletimiz "stratejik kölelikten" azad olmuştur.
Bu sayede Türkiye ileri hedeflere yelken açabilecektir.
Öyle ya! Bir şey ya aynıyla yada sonuçları itibariyle hayırlıdır.
Siyonizmin jandarması ABD eliyle gerçekleştirilmeye çalışılan işgal hareketinde Fırat Kalkanı Harekatı adı gibi bir kalkan vazifesi görmüştür. Zeytin dalı ise bu girişimin geri püskürtülmesidir.Fırat'ın doğusunda hayat bulacak yeni hamlelerimiz BOP'u tarihin çöplüğüne gömecektir.
26 Ağustos 2016 Fırat Kalkanı Harekatı Türkiye için bir milattır. Tarihteki 26 Ağustoslar gibi. Sadece harp tarihimize altın harflerle yazılacak bir milat değil, ABD'ye kaptırdığımız yularımızı yeniden geri aldığımız bağımsız ve Büyük Türkiye'nin miladıdır.
Suriye'de gerçekleştirdiğimiz bu hamleler sadece BOP'un kaldırılıp atılmasını değil Türkiye'nin bölgede ki etkinliğini de artıracak tarihi öneme sahiptir.
Türkiye tarihte bilad-ı Şam olarak bilinen coğrafyaya yeniden nüfuz etmenin adımların atmakta. Farkında mıyız?
Bilad-ı Şam; İslam'ın ilk yıllarında kuzey ülkeleri anlamına gelen ve bugünkü Ürdün, Lübnan, Filistin, Suriye topraklarını içine alan ve medeniyetin beşiği toprakların eskimeyen adıdır. Jeopolitik ve jeostratejik anlamda İslam dünyasının kalpgahıdır. Asya'dan Kuzey Afrika'ya, Arabistan ve İran'a el uzatmak isteyen bu bölgeyi kontrol altına almak isteyecektir. Bu topraklara hakim olan Türkiye, Irak ,Kuzey Afrika ve Arabistan'a rahatlıkla nüfuz edebilir.
İslam'ın ilk dönemlerinde Emevilerin devlet merkezi burası idi.
Atlantik'ten Kuzey Afrika'ya ve oradan Orta Asya'ya uzanan geniş topraklar buradan yönetilmiş idi. Selçuklular bölgeye önem vermiş, Osmanlılar ise bölgeyi 400 yıl yönetmişlerdir. Osmanlı'nın Kuzey Afrika egemenliğine giden yol Bilad-ı Şam hakimiyeti ile sağlanmıştır.
Yine aynısı olacaktır.
ABD ile stratejik ortaklık bitti,
Şimdi stratejik hamleler zamanıu2026
Bilad-ı Şam şimdi bizi bekliyor.
Hade hayırlısı.
Selam ve hürmetlerimle.