Plasebo milliyetçilik
Hasbelkader bünyesinde zerre miskal vardıysa da vatanseverliğe
dair tüm değerlerini yitiren CHP, seçimi kazanmak için dünya üzerindeki bütün şeytanlarla
işbirliği yapıyor. Bunu öyle ayan beyan yapmasına rağmen arkasına aldığı güçler
bile işe yaramadı, sandıktan yine galibiyetle çıkamadı. Darbe kalkışmasının,
ayaklanmaların, hayat pahalılığının, depremin dahi yıkamadığı 21 yıllık iktidar
karşısında yine yenilmekten kurtulamadı. Çünkü seçmenlerini aptal yerine
koyarak zafer kazanmanın peşine düştü. Sonunda da makûs talihi yine yakasına
yapıştı.
Kurulduğu 1923 tarihinden beri küfrettikleri, küçümsedikleri ve savaş açtıkları tüm İslami değerlere son dönemde oy uğruna bürünen seçim Müslümanı CHP, yanına aldığı zihin fukarası potansiyelsiz sağ partilere de bol keseden milletvekilliği dağıttı. Buna rağmen halkı kandıramadı. 14 Mayısta yapılan seçimde tepki oylarını ve milliyetçi seçmenin desteğini alan Sinan Oğan, 5.14’lük bir oy oranıyla seçimin sürprizi oldu. Haliyle CHP de bu oy oranının peşine düştü, yine takiyyeye başladı, ‘en büyük milliyetçi biziz’ minvalinde alelacele açıklamalar yapmaya başladı.
'Hoşnut etmek' anlamına gelen ve etkisiz bir ilacın telkine dayalı bir etki ortaya çıkartması hali olarak tanımlanan plasebo aslında boş bir telkinden ibaret. Hastayı tedavi etmez, kısa süreli rahatlama sağlar ama rahatsızlıklardan yakınan kişi yeniden başa döner, hastalığı nükseder. İşte CHP’nin milliyetçi(!) duruşu tam da bu: Plasebo milliyetçilik.