PKK ile sıcak savaş
Kurban Bayramı’nın ikinci günüydü. 12 Ağustos 2019. Çocukları alıp Adalar’a doğru vapurla yola çıktık. Burgazada’yı geçip Heybeliada’ya doğru yönelmiştik ki, Burgazada’nın ormanlık alanının ortasından sanki bomba patlamışçasına dev alevler yükselmeye başladı. Alevlerin yükselmesinden, yangının başlama şekli “ben bir sabotajım” diye haykırıyordu. Açık açık biri benzin döküp yangını başlatmıştı.
Sadece Burgazada değil, Türkiye’nin dört bir yanında Ağustos ayı boyunca hektarlarca orman yakılıp kül edildi. Aynı anda birkaç yerde birden başlayan yangınlar, Kandil’de askere karşı aciz kalan PKK’nın hıncını ağaçlardan ve ormanlardan çıkarma hamlesiydi. Yıllardır masum insanların katledilmesi dâhil, sıkıştıkları yerde her türlü insanlık dışı tepkiyi vermeyi alışkanlık haline getiren PKK, nitekim orman yangınlarını kendilerinin çıkardığını resmen açıkladı ve üstlendi.
31 Mart 2019’daki seçimlerde söz geçirecekleri adayları HDP’den aday gösteren PKK, dört beş ay içinde belediyeleri yeniden çiftlik haline getirip, devletin kaynaklarını kendisine doğru akıtmaya başlamıştı bile. Bu hainliğe İçişleri Bakanlığı, 19 Ağustos günü Diyarbakır, Van ve Mardin belediye başkanlarını görevden alarak cevap verdi. Bu, bir bakıma orman yangınlarına verilen tokat gibi bir cevaptı.
***
Herkes Ahmet Türk’ü aklı başında, görmüş geçirmiş biri bilirdi! Ama Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilir seçilmez ilk icraatı, kendisinden önce kayyum döneminde işe alınmış olan 12 şehit yakınını işten çıkarmak oldu. Ahmet Türk görevden uzaklaştırılınca ilk icraat olarak da bu 12 kişi görevlerine iade edildi. Belediyeden ve belediyenin internet sitesinden silinmiş olan Türk bayrakları yeniden siteye konuldu.
Türkiye’de farklı ırklardan insanlar aynı vatanı, aynı toprağı, aynı suyu paylaşıyor. Ormanlardan herkes faydalanıyor. Ancak PKK ve aşırı Kürtçü zihniyete sahip insanlar öyle düşünmüyor. Ağacı, ormanı yakmayı düşman bir ülkeye zarar vermek şeklinde anlıyor ve o benzini döken beyinleri de öyle yıkıyorlar. Ormanı yakmak, bize göre vatan hainliği, ama onlara göre yürüttükleri kirli savaşın bir parçası...
Peki Türkiye’nin muhalefeti ne yapıyor? Ormanlarını yakan PKK’nın ve onun siyasi uzantısı HDP’nin yanında saf tutuyor. Ormanları kendisinin yaktığını açıklayan PKK’ya hangi sanatçılar ve muhalefet partileri tepki verdi? Hepsi suskun kalarak bu kirli ve hain savaşa alet olmuyorlar mı?
***
Bir zamanlar PKK ile mücadeleye “düşük yoğunluklu savaş”, yahut “soğuk savaş” diyenler oluyordu. Orman yangınlarından sonra PKK ile mücadele artık tam bir sıcak savaşa dönüştü. Burada ortaya konulması gereken strateji, öncelikle PKK ve onun yandaşlarına destek veren yabancı devlet, parti, kurum ve kişileri belirleyip desteklerini azaltmaktan geçiyor. Çünkü PKK/HDP ve yandaşları mücadele edemeyecek duruma düştükçe daha önce düşman olarak gördükleri kişi ve kurumlardan faydalanma yoluna gidiyorlar.
İyi Parti ve CHP mensupları ile seçmenlerinden, içinde vatan ve millet sevgisi olanları da harekete geçirip, gözlerini kırpmadan ormanlarımızı/ciğerlerimizi yakan ve açık açık da bunu üstlenen PKK’ya karşı harekete geçirmek, onların partilerine tazyik yaparak bu vatan hainliğine karşı tepki vermelerini sağlamak şart.
PKK/ HDP’liler, artık bırakın aşırı Kürt milliyetçiliğini ve Türkiye düşmanlığını, işi hainliğe vardırmıştır. Bu vatanı paylaşan herkesin ortak paydası olan Türkiye’nin doğasına acımadan benzin dökmek ne demek! Yangınları üstlenen PKK uzantısı örgütün ismine bakar mısınız: “Halkların Birleşik İntikam Milisleri”
30 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz’la nasıl vatanımıza kasteden Yunan’ı denize döküp onlara dünyayı dar ettiysek, PKK hainlerini de Türkiye’nin, Türklerin ve Kürtlerin hafızasından silmenin zamanı geldi. Artık Türkler ve Kürtler arasında intikam ve düşmanlık kelimelerinin konuşulmadığı bir döneme girmeliyiz.