Piyon
Rusya, Yahudi komedyenlerin yönetimindeki Ukrayna’yı Avrupa-NATO yöneliminden vazgeçirmek için sonu felakete varan birçok angajmana girdi.
Yönelimden vazgeçirme işini bütün emperyal ülkeler şöyle
veya böyle yapıyor. Pakistan’da geçen hafta yaşananların da ABD’nin Pakistan’ı
Çin-Rusya eksenine yöneliminden vazgeçirmek için yaptırdığını eski Başbakan
İmran Han bas bas bağırıyor.
Türkiye’yi milli menfaatleri yerine 2002 öncesinde olduğu
gibi batı eksenine, (ılımlı laik yola) yöneltebilmek için siyasi ve ekonomik
baskılar devam ediyor. Sorgusuz sualsiz
batının menfaatlerini gözeten bir ülke hayali herkesten çok suyun öteki yanından
olmakla övünen Meral Akşener tarafından dillendiriliyor. İki hafta önce
Akşener, Ukrayna savaşında Türkiye’nin arabulucu rolünü eleştirerek Rusya
karşıtı pozisyon alınması gerektiğini dile getirmişti.
Akşener, 2018 yılında Rubin’in twitlerinden esinlenerek
SADAT iddialarını ortaya atmış, Türkiye’yi terörle işbirliği yapan, terörü
koruyan ülkeler listesine sokmanın zeminini hazırlayarak, sözde Erdoğan
düşmanlığı üzerinden Türkiye’ye ihanetin nasıl yapılabileceğinin açık bir
örneğini sunmuştu.
Akşener’in akıl hocası Rubin’in geçen haftaki twitlerine
şöyle bir göz gezdirdim. “Donetsk ile Kuzey Kıbrıs arasında fark yok” başlıklı
bir yazısını paylaşmış. ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşlerden Sorumlu
Müsteşarı Victoria Nuland’ın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin
Tatar hakkında Rum tarafındaki basın toplantısı sırasında Cumhurbaşkanı
demesini ve Tatar ile görüşmesini eleştiriyor. Tatar ile konuşmanın, Taliban
liderleriyle, Hizbullah liderleriyle, Pakistan İstihbarat Servisi ISI
yetkilileriyle, hatta ve hatta Donetsk Halk Cumhuriyeti’nin lideri Denis Pushilin
ile konuşmakla bir olduğunu söylüyor Akşener’in akıl hocası.
FETÖ’nün MİT tırları operasyonunda, Akşener’in de SADAT
açıklamalarında Türkiye’ye yapmak istediğini, Meriupol’ü kaybeden Zelenskiy ABD Başkanı Biden’den Küba, İran, Suriye ve
Kuzey Kore gibi Rusya’yı da teröre destek veren ülkeler listesine almasını
talep ederek istiyor.
Michael Rubin’in attığı twitlerle, yazdığı köşe yazılarıyla politika
oluşturduğunu sanan Akşener’in son
bombası da hayali iktidarları döneminde medeni
bilgiler kitabının ders kitabı olarak bütün okullarda okutulması söylemi
oldu. Malum, Rubin, 2021 sonunda yazdığı makalelerde, Türkiye’yi batı eksenine
yönlendirmek için Erdoğan’ın koltuğundan edilmesinin yetmeyeceği, oluşturulan
batı düşmanlığının tersine çevrilmesinin onlarca yıl alacağını bununda eğitimle
(tarihi çarpıtma) olacağını dillendiriyordu.
Murat Bardakçı, Afet İnan’ın, İslam’ı bir Arap dini imiş
gibi gösteren, Peygamberimize hakaretamiz sözlerin bulunduğu, Türklerin
Müslüman olmalarını eleştiren kitabı hakkında
bilgiler vererek Akşener hanımın bu kitabı okumadığını düşündüğünü söylüyor.
Ben, Bardakçı gibi düşünmüyorum. Üniversitelerde İnkılap tarihi hocalığı yapmış
Akşener’in bu kitabı okumama gibi ihtimal bulunmuyor.
Akşener bu kitabı okuduysa, ne yapmak istiyor dersiniz. Toplumda Kemalist-muhafazakar çatışmasının
fitilini ateşlemek bu çatışma ortamından da Batı karşısında Türkiye’yi aciz
duruma sokmak. İsrail-AB-ABD çizgisinin yıllar yılı Türkiye’ye haksız
düşmanlıklarını toplumun gözünden kaçırarak, bir taraftan Rusya ile işbirliği
içinde gösterdiği iktidarı yıpratırken öbür taraftan Rum’a Kıbrıs’ı, Yahudi’ye
Kudüs’ü, Yunan’a Akdeniz’i, terör örgütlerine Suriye ve Irak’ın kuzeyini peşkeş
çekmek. Unutmayalım. ABD, Rusya ile direk karşı karşıya gelmedi. Zelenskiy
piyonunu öne sürerek Rusya ekonomisini çökertme yoluna gitti. Türkiye’nin
ekonomik zorluklarında 15 Temmuz’un, Rahip Brunson’un, Kur-döviz
spekülasyonlarının, pandeminin, Rusya-Ukrayna savaşının, enerji girdilerindeki
tırmanışın, tedarik zincirindeki zorlukların, novlun fiyatlarındaki aşırı
artışın etkesi yokmuş gibi gösteren, İmamoğlu, Kılıçdaroğlu, Akşener ve
ehibbanının batılı büyükelçilerle muhabbetlerinin boşuna olmaması gerek.
Kılavuzu Rubin, akıl hocaları büyükelçiler olanlardan
piyondan başka bir şey olmaz. Türkiye’nin, piyonlara odaklanmak yerine,
çevresinde meydana gelen tehdit ve fırsatları doğru okuyarak 80 milyon Anadolu
evladını, 200 milyonluk Türk dünyasını, 2 milyarlık İslam alemini geleceğe
taşıma sorumluluğu var. Terör devleti İsrail’in Mescid-i Aksa ve Kudüs’te
yaptıklarını seyrederek veya Çin’in Doğu Türkistan’da yaptığı zulümlerle İsrail
vahşetini örtme algısı peşine düşen bir Türkiye kendi ayağına sıkar. Bizi
dışarıdan yıkamayanların içerdeki piyonları harekete geçirmeleri en bilinen
yöntemdir.
Vesselam…