Dolar (USD)
35.20
Euro (EUR)
36.73
Gram Altın
2953.81
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Aralık 2020

Pisi pisi Sisi

Her şey ayan beyan ortada. Eskiden kapalı kapılar vardı ve arkasındakilerin yediği herzeler iş işten geçtikten sonra anlaşılırdı. Bugün iletişim çağının gereği hemen her türlü bilgiye belgeye olaya nerede ise anlık erişmek mümkün.

Kim kimle el ele, kol kola görmek mümkün. Geçtiğimiz hafta başında Fransa’nın başına musallat zebaninin Mısır’ın başındaki firavunu misafir ettiğini gözlerimizle gördük. Kırmızı halıda karşılanan Sisi’nin sırıtmalarını görünce darbe sürecinde halkına reva gördüğü alçaklığı ve rahmetli Mursi’ye karşı acımasız vicdansızlıklar aklıma geldi.

Tıpkı Amerika’nın sarı gavurunun Arabistan’da bedevilerle dünya haritası ve kılıç eşliğinde çekilmiş ibretlik fotoğrafı gibi, ya da birleşik Arap emirliklerinin başımdaki haydutun İsrail ile kucak kucağa oturup Filistin’i nasıl peşkeş çektiklerini sağır sultanın duyduğu gibi daha bir çok bilgiye belgeye ulaşmak mümkün bugün.

Minareyi çalan kılıfını hazırlasa da, gizlemek saklamak mümkün olmadığı için her şey gözlerimizin önünde. Görene her şey ayan beyan ortada körene zaten her şey güllük gülistanlık ancak devletimizin tüm zalimlerle nasıl mücadele ettiğini gözlerimizle görmüyorsak bile, burun delikleri ile görerek devletimize şükran duygularımızı arz edelim. Akıl süzgeci işlemez olunca her türlü kirli bilgi zihinleri sarhoş ederek şeşi beş gören yaratıklara Allah müstehakınızı versin diyelim.

Daha bir sürü örnekler var, mesela eski merkez bankası başkanlarından biri irad buyurmuş ve derhal eskiye dönülmeli yoksa yakın zamanda batacağız diye işkembeden bir şeyler söylemiş. Bekâra hanım boşamanın kolaylığında atıp tutmuş hazret.

Hazretin eski günler dediği şeyi malum zihniyetin temsilcileri de sık tekrarladıkları için birçok insanımız biliyor olsa da kısaca tekrarda fayda var.

Eski dediği eski Türkiye’nin hal ve gidişi. Kısaca birkaç tanesini hatırlayalım isterseniz. Avrupa ve Amerika ile iyi geçinmenin yollarına bakacağız. Onlar ne derse o diyerek uyumaya ve uyutmaya devam edeceğiz. Yani Türkçesi kısaca yurtta sus cihanda sus.

Değerli kardeşlerim susa susa ne günlere geldiğimizi yakın tarihe göz atanlar hemen görür. Bugün o gün olmadığı için bu kadar sıkıştık. Zillete isyanımız devam ettikçe daha fazlası ile imtihanı göze almalıyız.

Rahmetli Erbakan hocamız o yıllarda başımıza bela olan çekiç gücün amacının ülkemizi bölmek olduğunu söyler ve adeta yalvarırcasına bu cinayeti işlemeyin derdi. Çekiç güç o yıllarda ülkemizin doğusunu uçuşa yasaklayarak PKK devleti alt yapısını kurmakla görevliydi.

Uzun hikâye ancak bugün hemen her şey ayan beyan ortada.

Dört bir yanımızı canilerle dolduranlar çemberi daralttıkça daraltarak cennet vatanımızı cehennem haline getirmek için bugün bile var güçleri ile çalışıyorlar.

Zerre kadar insaf, izan, vicdan olmadan cinayet üstüne cinayet işliyorlar.

Akdeniz ve ege denizine şişme botlar üzerinde ölüme terk ettikleri mülteciler üzerinden bile ülkemizi sıkıştırmaktan zevk alıyorlar.

Ne ilgisi var diyenler elbette olacak. Bal gibi ilgisi var.

Tıpkı gezi olayları, 15 Temmuz ve son yıllarda yapılan yaptırım tehditleri gibi.

Her şey ayan beyan derken satır aralarında iyi okunursa gerçekten her şey ayan beyan ortada.

Makalemin başlığına geri dönecek olursak; Fransa medeniyetin beşiği(!), insan hak ve hukukunun en iyi olduğu ülke(!). Sisi ise bir darbeci.

Nasıl oluyor da Fransa bu darbeciyi kırmızı halılı resmi bir törenle karşılıyor. Nasıl oluyor da İslam peygamberini aşağılayan bir aşağılığın ayağına İslam hassasiyeti olan bir ülkenin başkanı gidebiliyor.

Soru çok ama cevabı yok.

Sevgili gençler biz Osmanlı dedelerimizi bize kızıl sultanlar olarak tanıttılar. Bugün öyle olmadığını biliyoruz. Bugün bize allanıp pullanıp satılan batıda hiç ama hiç öyle değil Menfaat odaklı omurgasız gücün üstünlüğüne inanan cani bir batı var karşımızda.

Dinimize milletimize ve insanlığa düşman batının ipi ile ne kuyuya inilir nede onlardan medet umulur.

Mazlum dünyanın sesi kimsesizlerin kimsesi bir millet olarak yaşama şerefi varken, şerefsiz ve omurgasız yaşama zilleti her iki dünyamızı karartır. Demedi demeyin. Çoğu gitti azı kaldı. Zulüm ile abat olunmaz berbat olunur.

Dinime dahledenlerin Müslüman olmaları içimizi karartsa ve cızz ettirse de hesap gününün hesabı hasbi. Baki alem sonsuz. Sonlu dünyadan sonsuza giderken aklımızın rehberliğinde kendimizden başlayarak tezkiyelerimizi tazeleyelim.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.