Pisi pisi Sisi
Her şey ayan beyan ortada. Eskiden kapalı kapılar vardı ve arkasındakilerin yediği herzeler iş işten geçtikten sonra anlaşılırdı. Bugün iletişim çağının gereği hemen her türlü bilgiye belgeye olaya nerede ise anlık erişmek mümkün.
Kim kimle el ele, kol kola görmek mümkün. Geçtiğimiz hafta
başında Fransa’nın başına musallat zebaninin Mısır’ın başındaki firavunu
misafir ettiğini gözlerimizle gördük. Kırmızı halıda karşılanan Sisi’nin
sırıtmalarını görünce darbe sürecinde halkına reva gördüğü alçaklığı ve
rahmetli Mursi’ye karşı acımasız vicdansızlıklar aklıma geldi.
Tıpkı Amerika’nın sarı gavurunun Arabistan’da bedevilerle
dünya haritası ve kılıç eşliğinde çekilmiş ibretlik fotoğrafı gibi, ya da
birleşik Arap emirliklerinin başımdaki haydutun İsrail ile kucak kucağa oturup
Filistin’i nasıl peşkeş çektiklerini sağır sultanın duyduğu gibi daha bir çok
bilgiye belgeye ulaşmak mümkün bugün.
Minareyi çalan kılıfını hazırlasa da, gizlemek saklamak
mümkün olmadığı için her şey gözlerimizin önünde. Görene her şey ayan beyan
ortada körene zaten her şey güllük gülistanlık ancak devletimizin tüm
zalimlerle nasıl mücadele ettiğini gözlerimizle görmüyorsak bile, burun
delikleri ile görerek devletimize şükran duygularımızı arz edelim. Akıl süzgeci
işlemez olunca her türlü kirli bilgi zihinleri sarhoş ederek şeşi beş gören
yaratıklara Allah müstehakınızı versin diyelim.
Daha bir sürü örnekler var,
mesela eski merkez bankası başkanlarından biri irad buyurmuş ve derhal
eskiye dönülmeli yoksa yakın zamanda batacağız diye işkembeden bir şeyler
söylemiş. Bekâra hanım boşamanın kolaylığında atıp tutmuş hazret.
Hazretin eski günler dediği şeyi malum zihniyetin
temsilcileri de sık tekrarladıkları için birçok insanımız biliyor olsa da
kısaca tekrarda fayda var.
Eski dediği eski Türkiye’nin hal ve gidişi. Kısaca birkaç
tanesini hatırlayalım isterseniz. Avrupa
ve Amerika ile iyi geçinmenin yollarına bakacağız. Onlar ne derse o diyerek
uyumaya ve uyutmaya devam edeceğiz. Yani Türkçesi kısaca yurtta sus cihanda
sus.
Değerli kardeşlerim susa susa ne günlere geldiğimizi yakın
tarihe göz atanlar hemen görür. Bugün o gün olmadığı için bu kadar sıkıştık.
Zillete isyanımız devam ettikçe daha fazlası ile imtihanı göze almalıyız.
Rahmetli Erbakan hocamız o yıllarda başımıza bela olan çekiç
gücün amacının ülkemizi bölmek olduğunu söyler ve adeta yalvarırcasına bu
cinayeti işlemeyin derdi. Çekiç güç o yıllarda ülkemizin doğusunu uçuşa
yasaklayarak PKK devleti alt yapısını kurmakla görevliydi.
Uzun hikâye ancak bugün hemen her şey ayan beyan ortada.
Dört bir yanımızı canilerle dolduranlar çemberi daralttıkça
daraltarak cennet vatanımızı cehennem haline getirmek için bugün bile var
güçleri ile çalışıyorlar.
Zerre kadar insaf, izan, vicdan olmadan cinayet üstüne
cinayet işliyorlar.
Akdeniz ve ege denizine şişme botlar üzerinde ölüme terk
ettikleri mülteciler üzerinden bile ülkemizi sıkıştırmaktan zevk alıyorlar.
Ne ilgisi var diyenler elbette olacak. Bal gibi ilgisi var.
Tıpkı gezi olayları, 15 Temmuz ve son yıllarda yapılan
yaptırım tehditleri gibi.
Her şey ayan beyan derken satır aralarında iyi okunursa
gerçekten her şey ayan beyan ortada.
Makalemin başlığına geri dönecek olursak; Fransa medeniyetin
beşiği(!), insan hak ve hukukunun en iyi olduğu ülke(!). Sisi ise bir darbeci.
Nasıl oluyor da Fransa bu darbeciyi kırmızı halılı resmi bir
törenle karşılıyor. Nasıl oluyor da İslam peygamberini aşağılayan bir
aşağılığın ayağına İslam hassasiyeti olan bir ülkenin başkanı gidebiliyor.
Soru çok ama cevabı yok.
Sevgili gençler biz Osmanlı dedelerimizi bize kızıl
sultanlar olarak tanıttılar. Bugün öyle olmadığını biliyoruz. Bugün bize
allanıp pullanıp satılan batıda hiç ama hiç öyle değil Menfaat odaklı omurgasız
gücün üstünlüğüne inanan cani bir batı var karşımızda.
Dinimize milletimize ve insanlığa düşman batının ipi ile ne
kuyuya inilir nede onlardan medet umulur.
Mazlum dünyanın sesi kimsesizlerin kimsesi bir millet olarak
yaşama şerefi varken, şerefsiz ve omurgasız yaşama zilleti her iki dünyamızı
karartır. Demedi demeyin. Çoğu gitti azı kaldı. Zulüm ile abat olunmaz berbat
olunur.
Dinime dahledenlerin Müslüman olmaları içimizi karartsa ve
cızz ettirse de hesap gününün hesabı hasbi. Baki alem sonsuz. Sonlu dünyadan
sonsuza giderken aklımızın rehberliğinde kendimizden başlayarak tezkiyelerimizi
tazeleyelim.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.