Pisagor Bardağı
Pisagor’un, Antik Yunan’da icat ettiği bardak; açgözlülük, tamah üzerine yazılacak sayfalarca dolusu yazının vereceği mesajı daha net daha açık bir şekilde veriyor. Yarıdan fazlaya kadar sorunsuzca doldurulabilen bardağı daha fazla doldurmak isterseniz bir anda bardağın içindeki tüm sıvı akıp gidiyor!
Gerçi bizde de bu minvalde mesaj vermeye çalışan yığınla hikâye, deyiş bulunur; insan emel ve ihtirasının nasıl sonsuz ve kişiyi tükenişe götüren bir duygu kabarması olduğu anlatılır. Hoş, hepsi bizlere birer hikâye gibi gelse de aslında başta kendimiz olmak üzere hepimize “haddini bil, kanaatkâr ol, elindekiyle yetin” buyruğunu da açık bir şekilde iletir.
Pisagor, Eski Yunan’ın, zenginliğine rağmen ihtiras ve daha fazla kazanma peşinde koşan halkına en güzel mesajı bu icadıyla vermiş. Peki, günümüzde, her yolu mubah görüp daha fazla kazanç peşinde koşan insanlara kim, nasıl bir mesaj vermeli; mesajın alınması gibi kişinin elindeki tüm kazancı kaybettiğini yitirdiğini görmesi mi gerekli?
İnsan hırsının sonu yok elbette, kazanç deyince de sadece para pul olarak düşünmemek lazım! Makam, mevki, itibar, unvan peşinde koşan, koşarken de her yolu, entrikayı, vefasızlığı mubah gören bir ihtiras da kaybetmelerin sonuç olduğu girişimlerden…
İnsanın açgözlülük ve tamahı, en fazla para sonra da paye peşinde koşarken ortaya çıkıyor. Hele bir de makam mevki ile sınanmışlar, titr kazanmışlar ellerindeki paye ve makamların gitmesinden sonra daha büyük bir hırsla yitirdiklerinin fazlasını elde etmek için pragmatizmi düstur edinmişlerdir…
Hırs ve tamah, kötü insanın yahut insanın içindeki kötü kısımda önemli yer kaplayan önemli maddelerden, tabii buna bir de rahatlıkla hasedi ekleyebiliriz…
Siyasetin, medyanın, akademinin, bürokrasinin koridorlarında sıkça ve pervasızca karşılaştığımız bu durum, gündelik hayatta da komşulukta, arkadaşlıkta, dâhil olduğumuz sosyal çevrede sıklıkla karşımıza çıkıyor.
Ayak oyunları, entrikalar, arkadan yapılan iş çevirmeler sadece tek bir kişinin içindeki kötü kısmının kabaran iştihasını doyurmaya endeksli çalışıyor.
Hep kendine kazanma duygusunu bastıramayan insan bir yerden sonra hırs ve tamahının, koşulsuz ve mutlaka kazanma arzusunun kendisini pençesine aldığını, inanç ve ideal dediği şeylerden fersah fersah uzaklara taşıdığını fark edemiyor bile!
Bunu yaparken kaybettiklerinin, kazanmak için peşinde koştuğu şeylerle mukayesesini yapmaya dahi fırsat bulamadan kendisine geldiğinde artık yolun başlangıcındaki kişi olmadığını da anlayacak lakin çoğu kez bunun için çok geç olacaktır.
İçindeki hırsın esirleri insanlara bugünlerde birer Pisagor bardağı hediye etsek acaba küçük de olsa bir silkeleniş yaşarlar mı dersiniz? Ya da bu bardağı hediye etmek isterseniz çevrenizde kimlere verirdiniz, bu listede siz de olur musunuz; hiç düşündünüz mü?
Twitter.com/sabihadogann