Dolar (USD)
32.53
Euro (EUR)
34.86
Gram Altın
2440.95
BIST 100
9719.03
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

11 Haziran 2023

Pis köylüler!

Kemal Kılıçdaroğlu, seçim mağlubiyetini “köylülerin cahilliğine” bağladı ya…

Ağzıma geleni söyledim, elimde olmadan.

Yarama çok fena dokundu.

Tepkim ondan!

Efendim:

Muhtereme Validem, bundan 60 küsur yıl evvel “Yalı”ya gelin gitmiş.

Çok zengin bir Aile’ye…

Rahmetli Babam, “Kastamonu Güzeli Validem”i görür görmez tutulmuş ve ille de “evlenmek” istemiş.

Büyükleri de, epeyce karşı çıktıktan sonra…

Bakmışlar başka türlüsü olmayacak;

Eh, madem çok istiyorsun alalım!” demişler!

Bizim Anne tarafı fakir.

Rahmetli Dedem, köyden geldikten kısa bir süre sonra öyle bir Aile’ye Kız verecek olmayı “başa konan talih kuşu” olarak görmüş.

Muhtereme Validem istememiş ama, mecbur bırakılmış evlenmeye.

Kısa sürede olmuş, bitmiş nikâh.

Kastamonu’nun küçücük bir köyünden koca “Yalı”ya gelin gitmiş.

Hanları, hamamları sayılamayacak kadar çok olan bir “Aile”ye.

Ne var ki…

Bundan sonrası dram:

Zengin yere Kız vermiş olmanın mutluluğu ilk günlerde “hüzne” dönüşmüş bizim Anne tarafında.

Yeni akrabalar, kızlarını görmek için Yalı’ya gittiklerinde, “Giremezsiniz!” denmiş …

“Bu kılıkla olmaz!” muamelesi yapılmış.

Ve…

İlerideki “park” gösterilmiş!

“Orada görüşebilirsiniz kızınızla” diye de eklenmiş!

Gelin gittiği evde “hizmetçi” muamelesi gören Muhtereme Validem de, çareyi “Almanya’ya gitmekte” bulmuş.

Arkasından Merhum Babam da Almanya’ya yerleşmiş.

Yıl 1961.

Ben Almanya’da doğmuşum.

İki yaşındayken Türkiye’ye göndermişler beni.

Biraz yuvada kalmışım, sonra da akrabalar almış…

Annemi “köylü” diye dışlayan akrabaların oralarda büyütülmüşüz.

Ben, Baba tarafından “Şehirli”, Anne tarafından ise “Köylü” bir ailedenim yani.

İki kültürü de çok iyi bilirim.

“Şehirli” takımı, evet, CHP’liydi.

Hatırladığım bütün seçimlerde CHP telkini yapılmıştı.

Küçüklüğümde hep Ecevit!..

Ondan önce de, İnönü imiş, hatırlamıyorum tabii.

Bizim “Şehirliler”,

Bizim Kastamonuluları af edersiniz ama, ikide bir “bir hayvan”ı anarak yâd ederlerdi.

Kastamonulu dedin mi…

O nefret söylemi!..

Bana “kapıcı çocukları” ile oynamamam telkin edilirdi ikide bir.

Onların ellerinden bir şey yememem!..

Evlerine gitmemem, gitsem bile bir şey yememem!

Başka bir dünya işte;

Gayet şık, gayet süslü, gayet seçkin, elit, yukarıdan, tepeden…

Çıt kırıldım.

Sevgi yoktu pek, çocukken şöyle doyasıya şımartıldığımı hatırlamam.

“Ne haber Serdar Efendi, bugün dersler nasıl geçti!”

“Teşekkür ederim efendim, çok iyi geçti.”

Çocuk ama büyük gibi.

Babamın Halası ile Onun kızı, her ikisi de merhume.

Onlardan şefkat gördüm sadece.

Emekleri çok bende Allah razı olsun.

Mekânları Cennet Olsun.

Babamın Halası, Remziye Hanımefendi, Çanakkale Savaşı’nda eşini kaybetmiş.

Bir Şehit Hanımı olmanın farkı vardı bu Hanımefendi’de.

O ve Kızı, iki dul Hanım, beni severlerdi.

Diğerleri…

Yok!

Anne tarafı farklıydı.

Rahmetli Teyzem, beni çok şımartırdı.

Her Bayram, mendil, çorap verir…

“Altın oğlum benim” diye severdi.

Yalıda karnım hiç doymazdı benim.

Fakir köylü Teyzem’e gittiğimde ise, döke saça, tıka basa yerdim.

Elimle yemek yemenin zevkini de orada tadardım.

Döktün diyen yok, ağzını şapırdatma diyen yok…

Çocuk gibi!

Ben böyle iki kültürlü bir çocuk;

Bir tarafta zamanın CHP’lileri, diğer tarafta ise Adalet Partilileri…

Bir tarafta, şehir ve şehirliler övülüyor…

Validemin şehri, Kastamonu ve Kastamonulular ise tepeden bakışın her türüne muhatap.

Kastamonulular, şehirde tutunmaya çalışıyorlar.

Başları eğik o zamanlar…

Onların adamlarına “efendi” deniyor;

Mehmet Efendi, Ahmet Efendi…

Bizimkilerin adamlarına ise “Bey”.

Kadri Bey!

Bana kimi zaman “Efendi” derlerdi, kimi zaman ise “Bey.”

Duruma göre değişirdi; beni kendilerinden görüyorlarsa “Serdar Bey” olurduk, Annem tarafını hatırlatıyorsam “Serdar Efendi.”!

Sonra…

Aradan yıllar geçti…

Ben “Biz aslında nereliyiz?” diye merak ettim.

“Arseven” büyüklerim bana hep “İstanbulluyuz!” derlerdi.

“Baba tarafından İstanbullu, Anne tarafından Kastamonulu!”

Böyle imişiz…

Tamam da…

İstanbullu yok ki, İstanbul’da?!

Bizimkisi, belki 400 yıl boyunca İstanbul’da yaşamış bir Aile de…

Kökü nerede?

Esasen nerelidir Arsevenler?

Araştırmadan sonuç çıkartmam uzun sürmedi.

O “acı” gerçeği (!) öğrendim.

Meğer bizim…

O Kastamonuluları küçümseyen “Baba tarafımız” da Kastamonulu imiş!..

Rahmetli Dedemin Dedesi, Kastamonu’nun İnebolu-Abana taraflarından gelmiş…

İstanbul’a yerleşmiş.

Orada okuyup, ticaret yapıp zengin olmuşlar…

Ben küçükken, kimse “Biz aslında Kastamonuluyuz!” dememişti halbuki…

Sebebini yıllar sonra “Aileden” birine sordum.

“Kastamonulular için ne diyorlar biliyorsun!” diye cevap verdi!