Pinokyo Kemal
Bir muhalefetimiz var ki, düşman başına. Her gün yeni bir yalanı yürürlüğe koyuyorlar. Hukuk yoluyla yalanları onlarca kez tescillendiği halde taktiği asla değiştirmiyor, yalan ve iftiradan milim şaşmıyorlar. CHP Başkanı Bay Kemal, ödemeye mahkûm olduğu tazminatları da bağış yoluyla parti üyelerine ödettiriyor. Partililer ise “Başkan biraz ölçülü konuş” diyemiyor.
Devlet kademelerindeki yandaş ispiyonculardan bilgi sızdırıp
hükümetin yapmaya hazırlandığı icraatları önceden öğrenip, güya biz söyledik
yaptılar iddiasındalar. Muhalefetin son tescilli yalanı, önceki gün Arifiye Tank Palet Fabrikası’nda fırtına
obüsleri teslim töreninde ortaya çıktı. 2,5 yıl önce fabrikaya ortak alınıp
genişletilmesine neler dememişlerdi ki… İlk iftiraları “Katar katar satıldı”
olmuştu. “… kapısına kilit vurulacak. Artık üretim
yapılmayacak. Rant amaçlı olarak betonlaşacak” diye iddia etmişlerdi.
Fabrikaya Katar devleti ortak olunca, iftirayı yapıştırmışlardı: “Katar’ın
ilk işi, çalışan işçileri kapının önüne koymak olacak.” Hiçbiri olmadı. Yapılan
yabancı sermaye takviyesiydi. Fabrika modernize edilip büyütüldü. Tank ve obüs
üretmeye başladı. Ortak olan Katar değil Almanya olsaydı, gıkları çıkmazdı. Bir
İslam ülkesi olunca kıyameti kopardılar.
***
Pinokyo’yu
bilirsiniz. Hani şu yalan söyledikçe burnu uzayan oyuncak kukla. Türkiye’nin ana muhalefet
partisinin başkanı Bay Kemal de bu oyuncak kukladan farksız. Ortaya bir iddia
atıyor, ama dava açılınca belge sunamadığı için hukuk yoluyla mahkûmiyet alıp
her seferinde tazminat ödüyor. Bıkmadı bir türlü…
“Bay Kemal”
epey bir zamandır Avrupa ve Amerika’da komedi programlarının konusu. Sunucular
bir yandan Türkiye’nin icraatlarını verirken, izleyicilerini güldürmek için ana
muhalefet partisi başkanının sözlerini yayınlayarak dalga geçiyorlar. Sadece Bay
Kemal açısından değil, Türkiye açısından da üzücü bir durum.
Seçim
kazanmak için kırk dereden su getiren Bay Kemal, aslında becerikli biri. Yamalı
bohça şeklindeki muhalefeti birleştirmek için kırk dereden su getiriyor. Yerel
seçimlerde HDP ve Saadet Partisi’nin desteği ile büyükşehir belediyelerini
kazanmıştı. Kurduğu altılı masada ise her kafadan bir ses çıkıyor. Nutuklarında
kendince yiğitlikler taslayıp naralar atıyor. Millet ise sadece gülüp geçiyor.
***
Şimdi durum
daha da renklenecek. Çünkü seçim sürecine girildi. Haziran ayındaki
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri Mayıs ayına çekilecek. Dört ay sonra
önümüze sandık geliyor. Bu iki seçime bir de başörtüsü referandumu eklenecek.
Üç tercihi bir arada yapacağız.
Muhalefet,
samimiyetsizliğini başörtüsü konusunda da gösterdi. Bay Kemal, kalkıp
başörtüsüne yasal güvenceye çağrısı yapınca, Cumhurbaşkanı Erdoğan da, “Madem
öyle bu konuyu anayasal güvenceye alalım” dedi. Anayasa değişiklik teklifi
hazırlanarak Meclis’e sunuldu. Ama bu kez oy avcılığı işe yaramadı, tıpkı 2008 yılında imzaladığı
dilekçe ile Anayasa Mahkemesi önünde “Başörtü serbest
bırakılamaz” diyen Bay Kemal hemen çark etti.
Hükümet her
gün yeni bir icraatı hayata geçiriyor. Dün Rami’de Türkiye’nin en büyük
kütüphanesi açıldı. Bir hafta sonra İstanbul Havalimanı metrosu açılacak.
Savunma sanayiinde her gün yeni bir gelişmenin haberini alıyoruz. Yedi parçalı muhalefet
ise ganimet peşinde. HDP, Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı verilmeyince dişini
gösterdi. Bakalım kapatılınca ne yapacaklar?