Pimi çekilmiş Bosna
Bosna’da gerilim, tansiyon ve kumpaslar her geçen gün artıyor. Milorad Dodik’in fitne fücur dolu gündemi hasıraltında beklerken adeta bir bombayı andıran yeni seçim yasasının pimi çekilip ortaya bırakıldı. 2 Ekim 2022’de yapılacak seçimler öncesi Alman Yüksek Temsilci Christian Schmidy’in Bonn yetkilerini kullanarak Bosna siyasetini yeni baştan dizayn etme girişimi ülkeyi derin bir strese soktu.
En önemli değişiklik talebi seçim barajının %3’e indirilmesi.
Güzelim Bosna’mızın adı Bosna Hersek Federasyonu (FBIH) olarak geçiyor.
Kantonlara ayrılan ülkede her kantonda etnik grupların temsilcisi oluyordu. Bu
kararla %3’ün altında nüfusu olan etnik brup temsil edilmeyecek. Bu Boşnakların
ülkenin içine doğru büzülmesi demek. Bosna’nın dış çeperleri Sırpların nüfus
yoğunluğunun fazla olduğu kantonlar var. Bu karar gerçekleşirse Kanton 10, Batı
Hersek, Podrinje ve Posavine’de Boşnak vekilin olmaması anlamına geliyor. Bununla
birlikte Hırvatların daha görünür olarak üçüncü etnisite olarak öne çıkıp
belirleyici bir rol oynayacaklar. Hırvatistan Başbakanı Andrej Plenkovic, Mostar’da
Hırvat lider ile buluşup yapılacak değişiklikleri sitayişle destekliyor.
Bu kararın dışında Federasyonun başkan seçiminde Hırvatlar
kilit role sahip oluyor ve faşist Hırvat Partisi’nin başkan, başkan
yardımcılarından tutun Anayasa mahkemesi üyelerinin de seçiminde kilit parti
haline gelmesine neden oluyor. Sırpların etkin olduğu bölgelerde Boşnaklar
pasif ve Sırplar etkin olmayı sürdürürken ülkenin kalan kısmında Hırvatların
denge unsuru olmasının korkunç sonuçları olabilir. Soykırıma karşı direnen ve
ülkeyi uçurumdan kurtaran Boşnakların iktidardan süpürülecek olması ülkede
zaten sıkıntıda olan birlikte yaşamayı iyice zorlaştıracak. Amerikalılar ve
İngilizler bu planı desteklerken meydana gelecek gelişmeleri ne kadar
öngörebiliyorlar bilmiyoruz. Bildiğimiz şey aylarca silahlı milislerle ülke
gündemini meşgul eden faşist Dodik’in tezleri ortadayken Hırvatların bu
girişimi savaş boyu yaptıkları arkadan vurma olaylarıyla oldukça benzerlik
gösteriyor.
Boşnaklar alınan kararların hayata geçmesiyle meydana
gelecekleri ön gördükleri için günlerdin Yüksek Temsilcilik Ofisi önünde
protesto gösterileri düzenliyor. Binlerce kişinin katıldığı büyük eylemlere pek
çok parti de destek veriyor.
Balkanlar’ı gezerken Hırvatistan’a gidiyorsunuz, yolunuz
Dubrovnik gibi güzel bir şehre düşüyor geziyorsunuz tüm ülkeyi ve diyorsunuz
ki, “Burası Hırvatların ülkesi”. Sırbistan’a gidiyorsunuz, Belgrad’a
varıyorsunuz, Tuna boyu ilerliyorsunuz ve diyorsunuz ki, “Burası Sırpların
ülkesi”. Bosna Hersek’e geçiyorsunuz, Mostar’dan Saraybosna’ya uzanıyorsunuz ve
diyorsunuz ki “Burası Hem Boşnakların, hem Hırvatların hem de Sırpların
ülkesi”. Böyle bir şey olabilir mi? Kabul edilip sindirilir mi? Elbette hayır! Yüz
binlerce kişinin can verdiği, soykırımın yaşandığı ülkede mağdurlarla maktuller
aynı çatı altında yaşayabilirler mi? Düşünsenize Saraybosna kuşatması esnasında
çoluk çocuk onlarca sivili katleden keskin nişancı Zoran Kolin, Bosna’nın Sırp bölgesinde hiçbir
şey olmamış gibi yaşıyordu. Onun gibi daha nicesi Bosna Hersek Federasyonu
içinde, BM şemsiyesi altında Boşnak kentlerinin etrafında yaşayıp duruyorlar.
Bosna’nın
Avrupa Birliği ümitleri çoktan suya düştü. Rusya-Ukrayna Savaşı, eğer
genişleyecek olursa ilk çıngının çıkacağı coğrafya Sırpların ve Hırvatların
emir eri gibi bekledikleri Bosna olacak. Bosna’ya Türkiye’den balka hiçbir ülke
hamilik edemez. Ortadoğu’dan Afrika’ya, Balkanlar’dan Asya’ya kadar pek çok
yerde üs kuran Türkiye’nin ivedilikle Bosna’da da kalıcı üsler kurması
gerekiyor. Bosna’da kış yaklaşıyor. İlk savaşa hazırlıksız yakalanan Boşnaklar
on binleri saatler içerisinde silahlandırmaya hazır bir motivasyonla
bekliyorlar. Kardeşlerimizin akıbeti hayr olsun, zalimlere arzuladıkları fırsat verilmesin inşallah.