Petrol, Batı ve Erbakan’ın Mektubu (1)
Maden, petrol, gaz, kısacası enerji kaynakları, insanoğlunun hakimiyet duygusuyla yanyana olagelmiştir. Geçmişte kömür ve demir, egemen küresel güçlerin sahip olmaya çalıştıkları/oldukları en önemli enerji kaynaklarıydı. Bugün ise, demirin işlenmiş hali çelik; buna ek olarak iki enerji kaynağı petrol ve gaz öne çıkmaktadır. Enerji kaynağı olmayıp da kıymetli maden olan altın ve elmasın ayrı bir yeri bulunmaktadır. Bor ve uranyum ise, nükleer enerji ve savunma sanayi için hayatî önem taşımaktadır. Ancak, belirli düzeyde güç ve kudreti olmayanlar için, sayılan değerli gaz, sıvı ve taşlara sahip olmak büyük bela, felaket ve savaşlara sebep olabilmektedir.
Çelik ve kömür sanayinin önemli bir merkezi olan Almanya, otomotiv ve silah sanayinin de merkezi konumunda olan bir Avrupa ülkesidir. Birinci Dünya Savaşında müttefikimiz olan Almanya ile İkinci Dünya Savaşında da, harbe girmesek de yakın ve uzak sıcak ve gerilimli ikili görüşmeler devam etmiştir.
İşte bu Batı ülkesi olan Almanya’da (24.04)1952 yılında genç bir asistan olan Milli Görüş Hareketinin lideri Necmettin Erbakan’ın Aachen’nde katıldığı bir toplantı önem arzetmektedir. Yaklaşık yetmiş yıl önce, İkinci Dünya Savaşı’ndan yedi yıl sonra, harap olmuş Almanya’nın bir şehrinde yapılan toplantı ilginç konuşmalara sahne olur. Bu toplantıda konuşulanları, Erbakan İskenderpaşa Dergahı’nın manevî lideri Abdülaziz Bekkine Hazretlerine gönderdiği bir mektupta anlatmıştır. Mektubun, bugünlerde yaşadığımız ulusal ve uluslararası olayları analiz etme açısından dikkat çekici boyutları bulunmaktadır.
Konferansın ismi “Arabien – Heute” Türkçesi “Arabistan Bugün”dür. Konuşmacı, Alman Petrol şirketi ESSO’nun Almanya Teşkilatı Genel Müdürü Dr. Sven Von Müller adlı bir milyardir. Mektubun bildirdiğine göre konferans gizli ve özel bir toplantıdır, dolayısıyla çağrılanlar da sınırlıdır. Yine de yüz elli kişi davet edilmiştir. Aacehen ve civar eyaletlerindeki en seçkin hükümet adamı ve sanayi temsilcileri toplantıda bulunmaktadır. Aynı zat tarafından bu toplantının Almanya’nın çeşitli şehirlerinde yapıldığı bilgisini de Erbakan mektubunda belirtmektedir.
Erbakan’nın üniversitesinden de birkaç profesör davet edilmiş; kendi hocası motorin ve dolar yazısıyla petrolle ilgili olduğu için çağrılmıştır. Ancak hocası bir işi çıktığı için onun yerine Erbakan gitmiştir. Onun anlatışına göre, konferans gerçek tarihi resimlerle süslü bir salonda yapılmıştır. Kürsünün yanında büyük bir Arabistan haritası bulunmakta olup, bütün şehirler, kasabalar karış karşı gösterilmiştir.
Konferansta elli yaşlarında ‘cin gibi gözleri’ olan Dr. Müller, Almanlardan ziyade Amerikalılara benzeyen giyimi ve sürükleyici konuşmasıyla dinleyiciler üzerinde etki bırakan bir konuşma yapar.
Erbakan, hocası ve şeyhi olan Abdülaziz Bekkine Efendi’ye bu konuşmada tuttuğu notlarından mektubunda (mektubun orijinal haline müdahale edilmedi) bahsetmektedir.
“Bazı sözlerinden de anlaşıldığına göre Almanya’dan ziyade Avrupa’nın (diğer memleketleri ve bizim) hayatımız Ortaşark petrollerine bağlı. Acaba bu petrollerin sahipleri kimlerdir? Bunu hiç merak etmiyor musunuz? Ben bunu son derece merak ettim. Ve bu ahali üzerinde gerek kitaplar okumak suretiyle ve gerekse son yaptığım seyahat vasıtasıyla da (….) tetkikatta bulundum. Şimdi size bu bölgenin petrollerinden ziyade ahalisini tanıtmayı enteresan buluyorum, dedi. Ve başladı son yaptığı seyahatte gördüğü manzaraları vesile ittihaz ederek kendince Arap memleketlerini, bugünkü Arabistan’ı tahlil etmeğe:
“Hayatımızı farkında olmadan ellerinde tutan bu ahali açtır, ayakları çıplaktır. Bereket ki (diyor) ellerindeki servetin farkında değildirler ve kendileri kendi mallarını işletemezler. Bunlar bir garplı memleketle beraber çalışmağa mecburdurlar. Bu garplı memleket hangi memleket olabilir.