Peter Pan sendromu
PETER PAN SENDROMU
İBB Logolu bir araçta yakalanan 144 kg uyuşturucu madde ve sonrasında konuşulanları merakla takip edenlerdenim. Adana’da yakalanan uyuşturucu, İBB’nin şehirlerarası cenaze nakil aracından çıktı ve sorumlusunu bulmak konusunda çok ciddi çabalar harcandı.
Araç kiralanan firma, firma sahibinin akrabası olan medya kurumu, İmamoğlu döneminden önce işe giren personeller, operasyon yapan polisler, operasyonu kaydeden kameraman hatta bunu medyaya servis edenler bile suçlandı. Bu konuda tek masum olan kurum ise İBB idi (!).
İşlenen suçun şahsiliği konusunda söyleyecek çok şey var, değil mi? Bir kuruma bağlı olarak çalışan personelin işlediği suç, o kuruma mal edilemez. Evet, en temel hukuk prensiplerinden birisi olan bu düstur sizce neden toplumun belli bir kesimi için hiçbir şey ifade etmedi? Çünkü defalarca kez aynı suçlamaya maruz kaldılar.
Ak Parti İBB Grup Sözcüsü Murat Türkyılmaz, konuyu mecliste çok net bir şekilde özetledi: “Geçmişte bir bakanımızın bir fotoğrafından yola çıkarak aylarca itibar suikasti yaptınız. Sayın Bakanımızı 'pudra' kelimesiyle yan yana getirerek, maalesef aşağılık bir siyaset yaptınız. Bu size örnek olsun. Bakın biz şunu yapabilirdik; 114 kg uyuşturucu bulunan, üstünde İBB cenaze nakil aracı yazan fotoğrafın üzerinden 'pudracı İBB' deseydik hoşunuza gider miydi? Meğer İBB finansal kaynak üreteceğiz derken uyuşturucu ticareti yapıyormuş gibi bir laf etseydik olur muydu? Mesela deseydik ki, 'Sayın Kılıçdaroğlu uyuşturucudan vergi alınması gerekiyor demişti, bunlardan vergi alıyor musunuz' diye soru önergesi verseydik olur muydu? Olmazdı.”
Türkyılmaz’ın söyledikleri, “hatadan münezzeh” ve “her halükârda haklı” olan İmamoğlu için bir şey ifade etmiyor tabi ki. İBB Başkanı: “Yeni bir algı operasyonu” diyerek konudan sıyrıldı ve İBB’ye yakın sosyal medya hesapları, dört bir koldan uyuşturucunun aracı kiralayan firmaya ait olduğu yalanını yaymaya başladılar.
Bu davranışın literatürde bir karşılığı var. İsmi: Peter Pan Sendromu. Belirtileri ilginç:
-Finansal açıdan sorumluluk eksikliği.
-İstikrarlı bir kariyer inşa etmekte zorlanmak.
-Sürekli başka iş ve hobilerin peşinden koşmak.
-Hiçbir çaba göstermeden gerçekçi olmayan bir hedefe tutunmak.
-Başarısızlıklar için başkasını suçlama.
Üzülerek söylüyorum ki, bu rahatsızlığın yakın gelecekte tedavisi mümkün görünmüyor. Şimdilik teşhis üzerinden değerlendirme yapmaktan ve sorumlusuna “acil şifalar” dilemekten başka elimizden gelen hiçbir şey yok.