Pençe Kartal
Pençe Kartal Operasyonu’nun muhteşem heyecanını, pazartesi gecesinden itibaren büyük bir sevinçle yaşıyoruz. Harekâtın başladığı o akşamdan beri biricik gündemimiz ve meselemiz oldu. Aziz milletimiz sabaha kadar Mehmetçiğin zaferi için dua etti. Ordumuz, İHA’lar, SİHA’lar ve uçaklarla Kandil, Sincar, Karacak, Avaşin Basyan, Mahmur, Zap ve Hakurk’ta muazzam hava harekâtını gerçekleştirdi, PKK’ya öldürücü bir darbe vurdu.
Dış güçlerin kullandığı hain terör örgütü yine devletimizin güçlü tokatlarını yiyordu ama bu seferki bambaşkaydı. Zira sabaha kadar süren ve fırtına gibi devam eden bombardıman sonucunda Kandil’in beli kırılmış, kafası yarılmıştı. Tam 81 hedef imha edilmişti. Bu, bir başka terör örgütü olan FETÖ’dan arındırılan ordumuzun yeni bir zaferiydi. Adı da hafızalardan asla silinmeyecek bir simgeydi: “Pençe Kartal” veya “Kartal Pençesi”. Mehmetçik, ruhunu, aklını, vicdanını yabancı ülkelere satmış olan terör örgütünün tepesine bir kartal gibi inmiş ve gırtlağına pençesini atmıştı. Irak Devleti’nin de haberdar olduğu bu harekâttan sonra belli ki bu kalleş örgüt, güney sınırımızda artık barınamayacak, kendisine yeni inler aramaya başlayacaktır. Bakalım ona sahip çıkan, onu himaye edip kullanan karanlık güçler bundan sonra ne yapacak?
PKK kamplarına yönelik etkili harekât sürerken bazı televizyonlar, Milli Savunma Bakanımız sayın Hulusi Akar’ın başında bulunduğu askerî karargâhımızdan fotoğraflar gösteriyordu. Hulusi Akar’ın yumruklarını sıktığı ve muzaffer komutan edasıyla göründüğü sahne çok etkileyiciydi. Evet yeniden ayağa kalkmak isteyen PKK’nın kamplarına kahredici bir harekât düzenlenmişti. Balyoz gücünde etkileyici bir darbeydi bu. Milletine ve sivil iradeye bağlı olan Türk Silahlı Kuvvetleri, zafer üstüne zafer kazanıyor. Şükürler olsun. Katar işgalcilerin ellerinden kurtuldu. Bazılarının “Orada he işimiz var?” lafına rağmen Suriye’de söz sahibiyiz. Bugün Libya’da ve Akdeniz’de Türkiye’nin gücü konuşuluyor. Türkiye artık süper sanılan devletler tarafından da göz ardı edilemiyor. “Acaba bu konuda Türkiye ne düşünür?” demek zorunda kalıyorlar.
İmanlı ordumuz, terör örgütü mensuplarını yok ederken sivil alanlara asla dokunmuyor. Bunu bilen hainler de kaçacak delik ararken sivilleri kalkan olarak kullanmaya başlıyor. İşte o anda Mehmetçiğimiz duruyor. Merhamet damarı kabarıyor ve bombardımanı kesiyor. Kürt kardeşlerimizin düşmanı olan örgüt, ordumuzun geniş kapsamlı, uzun hazırlıktan sonra gerçekleştirdiği bu harekâtı ile artık ayağa kalkamayacak duruma getirildi. Teröristler inlerinde vuruldu.
Pandemiyi dünyada en az hasarla atlatan ülkeler arasında bulunan Türkiye’nin, Katar, Suriye, Akdeniz ve Libya’daki diplomasi zaferleri göz kamaştırıyor. DAEŞ VE FETÖ’yü bitiren Türkiye Cumhuriyeti, şimdi de PKK’yı yok etmek için var gücüyle bölgede. Teröristlerin sınır içindeki sayıları çok azaldı, kandırılmış militanların sayısı belli. Dağa çıkmalar azaldı. Kahraman “Diyarbakır Anneleri” kutsal nöbetlerine devam ediyorlar. Esasında PKK’ya vurulan darbe, onun hâmilerine de atılmış bir Osmanlı tokadıdır. Kanlı terör örgütlerini destekleyen faşist, ırkçı ve emperyalist ülkelerin aslında ne kadar da güçsüz oldukları pandemi döneminde ortaya çıktı. Hepsi virüsten kırılırken yine bizim mübarek milletimizin ve kerim devletimizin yardımına muhtaç kaldılar.
Türkiye yedi düvelle mücadele eden kahraman bir ülke. Dün de böyleydi, bugün de öyledir. Dışarıdaki Haçlıların ve içerideki gafillerin Ayasofya meselesinde nasıl ayağa kalktıklarını ve Fatih’in emaneti olan mabedin ibadete açılmaması için nasıl seferber olduklarını görüyoruz. Ama inşallah, Allah’ın izniyle aziz milletimizin bu kutlu rüyasını Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan hakikate dönüştürecektir. Hele resmî açılışın 15 Temmuz’a denk getirilmesi çok anlamlı olacaktır. Hem dışarıdaki hasım ülkeler dersini alacak, hem de içerideki az sayıdaki aldatılmış kişiler sesini mecburen kesecektir. Rabbim devletimizin, milletimizin ve ümmetimizin yâr ve yardımcısı olsun. Irak’ta, Suriye’de, Akdeniz’de, Libya’da destanlar yazan şanlı Mehmetçiğimizi Yahya Kemal Beyatlı’nın mısralarıyla selamlıyorum: “Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbî/ Senin uğrunda ölen ordu budur yâ Rabbî/ Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın/ Gâlib et çünkü bu son ordusudur İslâm’ın”.