Dolar (USD)
35.27
Euro (EUR)
36.75
Gram Altın
2979.41
BIST 100
10034.4
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Aralık 2019

 Paylaşmak ve insanlık!

Arabeks kültürü ile büyüdük. Dertlerimize dert katar dertli şarkılar. Ruhun gıdası olarak dinlediklerimiz gözlerimizden yaşlar akıtırken, gelecekten hayallerimizi de çalar. Ümidimizi yitirdiğimizi düşündüğümüz bir nokta da ise her şey bitsin ve ne olacaksa olsun dedirtir.

O an gözümüzde bir şey yoktur. Her şeyi yakmak, yıkmak, mahvetmek, bize acı verenlerin canını acıtmak isteriz. En çaresiz hissettiğimiz zamanlarda da pes eder, onca emekleri, yaşanılan güzel anları hiç yaşanmamış kabul ederek sayfayı kapatmak isteriz. Çünkü artık çok yorulmuşuzdur.

Çıktığımız dünya yolculuğunda yol alacaklarımızla istişareler eder, geleceğe yönelik yeni yaptırımlar alırız. Aldığımız kararlarla önümüzü görür, verdikleri desteğin hep yanımızda olacağını sanırız. Lakin hayat şartlarını, insanın ve isteklerin değişebileceğini, beklentilerin artabileceğini pek hesaba katmayız. Zamanla yalnızlığımızı daha çok hisseder, bizi yolda bırakanlara ahlar ederiz.

Halbuki karanlığın en koyu olduğu an sabahın en yakın olduğu zamandır. Bunu biliriz. Acıların en fazla olduğu an çocuğun doğacağı zamandır. Farkındayız. Lakin çok yorulunca, sevdiklerimiz bir bir etrafımızdan kaybolunca pes etmeyi düşünmeden de edemeyiz.

Sevinçlerimiz ve üzüntülerimiz hayatımızın iki ayrı yönüdür. Acılarımız bizi bir yandan yorarken diğer yandan olgunlaştırmaktadır. Sevinçlerimiz hayatımıza anlam katıp umut verirken geleceğe emin adımlar attırmaktadır.

Enerjimizi nerede tüketiyorsak imtihanımızın oradan olduğu bir gerçektir. Bir yandan acılı yüreklere derman olayım derken, bazen kendimizi benzer acıların içinde buluveririz. İçimizde büyüttüğümüz her acının bizi derin kuyuların içinde bıraktığına da şahit oluruz.

İçimizdeki bıraktığımız her acı yüreğimizde derin izler bırakıp katlanırken, işin erbabı kişilere emanetimizin acılarımızı azaltacağını biliriz. Bunun yanında dünyanın paylaşınca ve paylaşımlara gönül verince insanlığımızın önünün açılacağını da biliriz.

Bütün öğretilerin ancak paylaşılmakla daha iyi anlaşılacağını 16 yaşında olan, kendinden büyük kelamı ve yaşından üste hayat tecrübesi ile elde eden MERYEM TUBA UŞMA kızımın şiirsel yazdığı makalesini, bu bağlamda siz değerli okurlarıma emanet etmek isterim.

Paylaşarak öğrenirsin sevebilmeyi,

Ekmeği bölebilmeyi.

Paylaşarak öğrenirsin elindekini verebilmeyi,

Paylaşarak öğrenirsin elinde olmayanı verebilmeyi, yani cud edebilmeyi,

Elinden çıkanlarla var olabilmeyi.

Paylaşarak öğrenirsin adalet için adım atabilmeyi,

Yokluğun hamdını,

Varlığın şükrünü paylaşarak öğrenirsin.

Paylaştıkça anlarsın gözlerdeki nemin sadece hüzünden değil mutluluktan olabileceğini,

Küçük tebessümlerdeki büyük mutluluğun sebebini.

Paylaşırken öğrenirsin maddeye aç ruhu maneviyatla doyurabilmeyi,

Tabaktaki yemeğin daha da lezzetlendiğini,

Başka evlerde, başka sofralarda aynı yemeği yiyebilmeyi.

Paylaşırken öğrenirsin minik kalplerdeki koca hüznü,

Küçük vücutların üstündeki büyük yükü.

Paylaşırken fark edersin hüznünün hiçliğini.

Paylaşarak öğrenirsin seni yaratanın verince seni yücelteceğini,

Soğuktan çatlayan elleri tutabilmeyi,

Onlarca his karmaşasında gözyaşını tutabilmeyi.

Paylaştıkça tanırsın küçük sobanın etrafında birleşenleri,

Sökülmüş çorapların, soğuk betonda bıraktığı ayak izlerini,

Kurumuş ekmeğe muhtacı,

Alındaki hüzün çizgilerini, nasırlaşmış elleri.

Paylaştıkça bilirsin yoktan var edenin, varlığın yokluk mayasıyla harmanlandıkça var edeceğini.

Paylaşırken görür insan zemindeki ahşap pencerenin, loş ışığıyla yansıttığı saksıdaki küçük çiçeği.

Paylaştıkça artar sevgi, büyür neşe,

Paylaştıkça azalır nefret, biter öfke.

Paylaşırken görür insan karanlığı yarıp doğan güneşin heyecanlandırdığı küçük çocukları,

Küçük kız çocuklarının lastikleri sökülmüş pembe tokayla tutturduğu dağınık saçlarını,

Erkek çocuklarının yüzeyi yıpranmış siyahı beyaz, beyazı siyahlaşmış topun peşinden koşturuşlarını,

Bir bebeğin çıngırdağından çıkan sesin tebessümlerle var ettiği aile tablosunu.

Paylaşırken taşır insan, insanlığı; hırçın dalgaların vurduğu yok oluş kıyısından,

Var oluşun en nadide bahçesindeki beyaz zambağa...

Ves-Selam