Dolar (USD)
34.48
Euro (EUR)
36.24
Gram Altın
2959.49
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
23 May 2023

Paylaşmak

“Eğer paylaşmayı bilirseniz, ekmeği paylaşmak, ekmekten daha lezzetlidir.” Der Merhum Üstad Necip Fazıl Kısakürek. Çünkü paylaştığın senindir, biriktirdiğin değil.

Dinimizin kardeşlik ve huzur adına koyduğu prensiplerden biri de paylaşmaktır. Maddi ve manevi boyutuyla düşünebileceğimiz paylaşma hem dini hem de ahlakî görevlerimizdendir. Yoksul ve ihtiyaç sahiplerinin maddi ihtiyaçları kadar manevi ihtiyaçlarını da gözetmek, yeme içime kadar ilgi ve kardeşliği de önemsemek dini vecibelerimizden sayılır. Çünkü paylaşmak insanları birbirine yakınlaştırır, karşılıklı sevgi ve saygıyı artırır, muhabbeti inşa eder.

İslam tarihinde en güzel paylaşma örneklerinin başında Medine’ye hicret eden Muhacirlere Medinelilerin Ensar olmasıdır. Evlerini, işlerini, aşlarını Muhacirlerle paylaşan Ensar kardeşlik örneğinin en güzelini ortaya koymuşlardı. Böylece de “Onlardan (muhacirlerden) önce o yurda (Medine'ye) yerleşmiş ve imanı da gönüllerine yerleştirmiş olanlar, hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar. Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden, hırsından korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.” (Haşr; 9) övgüsüyle Yüce Mevla’nın methine mazhar olmuşlardır.

Allah’ın bize verdiği nimetlere şükretmek kulluk borcumuz olduğu gibi bu borcu öderken de sosyal dayanışmayı ihdas eder, toplumun refahına katkı sağlarız. Hem Allah’a karşı görevimizi yerine getirir hem de bireysel olarak huzur ve mutluluğu yakalamış oluruz. “Ey iman edenler! Hiçbir alış verişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin olmadığı kıyamet günü gelmeden önce, size rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayın. İnkâr edenler ise zalimlerin ta kendileridir.” (Bakara; 254) buyuran Yüce Mevla paylaşmayı emretmiş, paylaşanları da “De ki: “Şüphesiz, Rabbim rızkı kullarından dilediğine bol bol verir ve (dilediğine) kısar. Allah yolunda her ne harcarsanız Allah onun yerine başkasını verir. O rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Sebe'; 39) buyurarak müjdelemiştir.

Maddi imkânlarımızı paylaştığımız zaman Allah (c.c.) bereketiyle geri kalanı artırdığı gibi manevi kıymetlerimizi de paylaştığımızda onlar da giderek artacak ve bizi bahtiyar edecektir. Mutluluğu tatmanın tek çaresi, onu paylaşmaktır. Sen ne ile mutlu oluyorsan paylaştığında artacak ve toplumu ihya edecektir. “Bir mum, diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez” der Mevlana. Aksine ışık ve nur paylaşarak artar, paylaşılan bir sevinç iki kat olur, paylaşılan acı da yarıya iner.

Paylaşmak bir ihtiyaçtır aslında. İnsan elindeki maddi ve manevi imkânları ve kıymetleri paylaşmayı fıtraten ister ama nefsi buna engel olur. Paylaşmak, hayatın temel kuralıdır aynı zamanda. Çünkü zorlukları aşmak, acılara dayanabilmek onları paylaşmakla mümkündür. Sevinçler ve güzellikler paylaştıkça çoğaldığı gibi acılar ve hüzünler de paylaştıkça azalır. Paylaşmayan insan açgözlü ve cimridir. “İnsan keder ve sevinç zamanlarında kalbinin tahammülden fazlasını diğer hassas bir kalp ile taksim etmek ister.” Der Halit Ziya Uşaklıgil. Böylece de paylaşılan sevinçler arttığı gibi paylaşılan kederler de azalır. Reşat Nuri Güntekin bunu “Benim için sevmek bir başka insanın vücudundan, ruhundan bir parça hükmüne girmek, onunla beraber gülüp ağlamak, ıstıraplarını paylaşmak demekti.” diyerek anlatır.

Allah’ım! Bizlere senin yolunda infak etmenin zevkini tattır, paylaşmanın mutluluğunu, sevindirmenin sevincini yaşat. Amin…