Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

​Patikalar, yollar, otobanlar

Hayat nasıl kısa yolculuklardan ibaretse medeniyet de inşa edilen yollardan başka bir şey değil. Son aşamada zamanın içinde kımıldayan özneleriz biz ve her kımıltı yola çıkmak, yolda olmak veya yoldan gelmek demek.

Stabilize yollar patikaları, asfalt yollar stabilize yolları, otobanlar asfalt yolları yürürlükten kaldırdı. Patika dardır, tek bir canlının sığabileceği genişliktedir ama enine her tarafa açılabilir. Bir patikadan istediğiniz yerde, istediğiniz biçimde sapabilir, yeni patikalara yol açabilirsiniz. İlle de dümdüz gitmek zorunda değilsinizdir. Bazen bir dağ yamacından aşağı iner, bazen bir ırmağın akışına ayak uydurur, bazen düz vadide bir çizginin içinde hareket edersiniz. Patikanın darlığı biraz da kendini mekandan kesin sınırlarla ayırmayı tercih etmemiş olmasındandır. Size hayatı her yönüyle gösterir. Daralan, genişleyen, açılan, kapanan, duran, hareket eden, önceden açılmış, sizin açtığınız sayısız alanı vardır patikanın. Zihnin ve bedenin işleyişine sonsuz bir imkan tanır bu yönüyle. Tek kusuru doğal afetten kolay etkileniyor oluşudur. Aşırı bir yağmur, amansız bir tipi patikayı siler. Her yağmur sonrası, çamura belenirsiniz, her kar sonrası o beyazlığa saplanırsınız. Patika asla doğadan kopuşa izin vermez.

Stabilize yol patikaya göre geniş ama sapakları az olan bir yoldur. Çakıl, kırılmış taş, kum, vs. karışığıdır ve insana doğallıktan gelen bir rahatlık verir. Açılması da kapanması da patikaya göre daha zordur. İzlerini daha güçlü bırakmıştır doğaya. Patika köy için kurulmuşsa stabilize yol kasaba için yapılmıştır. Doğallık ile yapaylık tam orta noktada durur. Kasabanın köye göre gelişmişliğini, kendine özgü gündelik yaşamını somutlaştırır stabilize yol. Stabilize yol patikayla asfalt arasındaki dengedir, geçiş noktasıdır. Doğallığa daha yakın durduğundan insanın içine daha çok işler. Bir stabilize yol doğa ile insan bedeni, akıl ile yürek arasına çizilmiş incelikli bir çizgidir. Bu ikisini birbirine bağlar, birini diğerine ustalıkla rapteder. Stabilize yol aklın doğaya açılmış hali, doğanın aklı gönül rahatlığıyla kabulüdür.

Asfalt yolda artık yapaylık ile doğallık dengesi yapaylık lehine bozulmuştur. Ziftin ağır kokusunu çekmek zorunda kalan çakıl taşları hala hayata dair bir kokuyla bunu dengelemek ister ve yolun sağında solunda zift kokusunu ya bir papatya veya bir sarı çiçek dengelemeye çalışır. Sapakları yasaklı değildir asfalt yolun. Stabilize yol adım başı nasıl patikaya yol verirse asfalt da belli aralıklarla stabilize yola açılır, damarlanarak tek hatta ilerlemeyi kesintiye uğratır. Her an stabilize yola sapabilme ihtimali yolcuya belli düzeyde bir esenlik verir. Güzergah daha düzdür, varılması gereken yere daha erken vardırmaya göre ayarlanmıştır. Stabilize yoldan farklı olarak bir kasabanın veya köyün içine kadar götürmez, yanından geçirir sizi. Stabilize yola göre durakları daha azdır, daha az molaya açıktır ama yine de asfaltın kenarında köşesinde çimler asfaltı zorlayıp hala doğalın yapaya meydan okumasını sembolleştirir. Duraklar yağmurdan korunacak şekilde ayarlanmıştır. Bazen sadece soğuk ile aranıza mesafe koymak için tasarlanmış, üzerine oturacağınız bir bank bile konmamıştır. Asfalt yolda araba beklerken yola paralel kısa yürüyüşler yaparsınız. Birkaç kişiyseniz sohbet edersiniz. Etrafınıza derin derin bakar, beklemenin keyfini çıkarırsınız. Asfalt yolun duraklarında da hala hayat vardır. Hala başınızı kaldırdığınızda yukarıdaki göğü görürsünüz. Uzaktaki vadiyi, ırmağı, dağı görürsünüz. Duraklar karmaşıklaşmadığı için beklemek eyleme davet eder. Tütün sararsınız, bir sigara yakarsınız, yanınızda getirdiğiniz çıkını açar, içinden ayaküstü atıştırmalık çıkarır, yanınızdakilere ikram edersiniz. Tıpkı stabilize yolda olduğu gibi asfalt yolun durakları da kendini doğala kapatmamıştır. Araya bir mesafe çizmiş, ama yasak getirmemiştir.

Yasak, mutlak izolasyon otobanla başlar. Bir otoban simgesel olarak otoritenin, otoriterliğin doğaya dayatılmasından başka bir şey değildir. Otoban yaşamın bittiği yerde durur. Her otoban hayatın kalbine ustalıkla yerleştirilmiş bir stenttir. O ne patikaya ne stabilize yola ne de asfalta benzer. Yukarıdan aşağıya indirilmiş devasa bir testere gibi dümdüz gitmek adına önüne gelen her şeyi aynı çizgiden keser. Bıçağın peyniri hiçbir eğriliğe ve kıymığa fırsat vermeyecek kesinlikte kesmesi gibi… Metalin eti santim şaşmadan ortadan ikiye ayırması gibi… Otoban, doğanın topografik ve kadastofik cerrahisidir. Bir otoban doğayı önce gizlemek, sonra büsbütün ortadan kaldırmak için vardır. Bir otoban mühendislik biliminin insafsız bir cerrahın bedene müdahalesine yaptığını yapar. Keser, biçer, doğrar, ayırır, dağıtır ve bunu insafsızca yapar. Ağaçlar devrilir, evler yıkılır, dağlar delinir, ırmakların yönü değiştirilir, mezarlıklar silinir, uçurumların yerine yeni uçurumlar inşa edilir. Otobanda amaç bütün araçları yok eder. Amaç o kadar belirgindir ki araçların hepsini siler süpürür.

Otoban duygusuz olduğu kadar otoriterdir de. Kenarındaki metal aksam belirlenmiş ve kendisinin karar verdikleri dışında hiçbir sapak noktasına izin vermez. Asfalta, stabilize yola, patikaya açılmayı reddeder. Bırakın yol kenarındaki çimleri, dışarıdan gelen tek bir kıymığı bile kendisi için tehlike addeder. Doğa ile arasına tel örgü çekmiştir. Oradan içeri hiçbir hayvan, haşerat veya insan giremez.

Patikalar köylerin, stabilize yollar kasabaların, asfalt yollar şehirlerin, otobanlar metropollerin yürüme alanlarıdır. Yollar yatay ve dikey olarak nereden nereye geldiğimizi ve hatta nereye gitmekte olduğumuzu söylerler. Patikada kararı ayaklar, otobanda içgüdünün mekanizasyonu olan otomatlar verir. Tuhaf varlıklarız vesselam; çimenle başladığımız yolculuğa çelikle devam ediyoruz. Bir de hayret edip dünyanın büyüsü neden kaçtı ki diye soruyoruz. Büyüsü kaçanın rahatı bozulmaz mı?